1- Türk Silahlı Kuvvetleri, hemen her gün bir açıklama yapıyor: Suriye helikopterleri sınırımıza yaklaştı, F-16'lar engelledi, dört milden fazla yaklaşırsa vururuz gibi..
Türk savaş uçağının düşürülmesinin ardından savaş uçakları sınır bölgelerindeki her gelişmeyi tehdit algılayıp harekete geçiyor. Mesaj şu: Bir ihlal yapıldığı anda saldırı gerçekleşecek. "Vur emri" için bahane aranıyor sanki. Bir kıvılcım, bir dalgınlık, bir provokasyon savaş için yeterli. Türkiye'nin "misilleme" yapması an meselesi. Böylesine kaotik bir ülkeden, iç savaş yaşanan bir ülkeden er geç ihlal gelecek ve saldırı gerçekleşecek. Sonrası ne olur? Sonrası sadece Türkiye-Suriye meselesi değildir.
2- ABD Dışişleri Bakanlığı, Türk uçağının Suriye hava sahasında vurulduğuna dair The Wall Street Journal haberini yalanlamadı. Sadece, Pentagon'daki "sızıntı"yı kınadı. ABD, İngiltere ve Rusya olayla ilgili ne kadar bilgi paylaşımı yaptı, bilmiyoruz. Ancak bu üç ülkenin de, Türkiye'nin kaygılarını umursamadığı gibi bir durum çıkıyor ortaya.
Tam bu sırada Rusya Genelkurmayı'nın; "Türkiye'yi avucumuzun için gibi biliyoruz" açıklamasındaki ince tehdidi dikkate almakta yarar var. Moskova'nın, Suriye meselesini küresel güçler arası mesele olarak algıladığını, derdinin Beşşar Esad olmadığını artık biliyor olmalıyız.
3- Suriye meselesinin en derin taraflarından biri olan İran günlerdir füze tatbikatı yapıyor. Kısa, orta, uzun menzilli füzelerle İsrail'e, ABD'ye mesaj veriyor. Füzelerinin Kürecik'teki NATO/ABD radar üssünü vurabilecek kapasitede olduğunu söylemekten çekinmiyor. "Yüce Peygamber 7" adlı tatbikat çerçevesinde Şahap 1,2,3 ile Fatih, Tonder, Zilzal, Fars Körfezi, Kıyam füzeleri çöl ortasındaki hedeflere fırlatılıyor. Savaş uçakları ve bomba yüklü insansız hava araçları savaş hazırlıkları yapıyor.
4- Tahran, 1 Temmuz'da yürürlüğe giren Avrupa Birliği yaptırımları kararına karşı Hürmüz Boğazı'nı ABD, İsrail ve Avrupa Birliği ülkelerinin tanker trafiğine kapatma hazırlığı yapıyor. Bu amaçla yüz milletvekilinin önerisi Meclis'te kabul ediliyor.
Dünya petrol sevkıyatının yüzde 20'sinin yapıldığı Boğaz'ın kapatılması elbette savaş sebebidir. Defalarca bu blöf ortaya konuldu ama Boğaz kapatılamadı. Tahran'ın buradan yaptığı petrol sevkıyatının yüzde yetmişten fazlası Asya ekonomilerine, Çin'e ve Hindistan'a gidiyor. Dolayısıyla AB ülkelerine satışın kesilmesi daha doğrusu ambargonun hiçbir yaptırım gücü yok.
5- Uzunca bir süredir, İsrail'in başını çektiği, Doğu Akdeniz merkezli, Türkiye'yi oldukça rahatsız eden oluşumdan söz ediyoruz. Doğu Akdeniz'de keşfedilen doğalgaz kaynaklarının işletilmesi için İsrail, Yunanistan, Rum Kesimi arasında bir ortaklık kuruluyor. Almanya ve Fransa'nın da bir şekilde yer aldığı bir ortaklık bu. Öyle ki, söz konusu ortaklık askeri nitelik kazanmaya başladı. İsrail'in Doğu Avrupa ülkeleriyle imzaladığı savunma anlaşmaları Yunanistan ve Rum Kesimi'yle stratejik ortaklığa dönüştü. Ege ve Doğu Akdeniz'de yapılan ortak tatbikatlar Türkiye'nin burnunun dibine kadar geldi. Meis adası çevresi bile tatbikat bölgesi oldu. İsrail savaş uçakları defalarca Türkiye hava sahasını ihlal etti.
6- Söz konusu askeri ortaklıkla ilgili son gelişme şöyle: Rum kesimi ile İsrail arasında yapılan silah satışı, gizli bilgilerin korunması, askeri teknoloji anlaşması dün Rum Meclisi tarafından onaylandı. Doğu Akdeniz'de Türkiye karşıtı ittifak resmileşti. Önümüzdeki günlerde yeni tatbikatlara, hava sahası ihlallerine, Türkiye'yi huzursuz edecek gelişmelere tanık olabiliriz.
7- İran ve Rusya, son aylarda bölgesel etkisini alabildiğine arttırdı ve son derece kararlı bir tutum sergiliyorlar. Sadece Suriye meselesinde değil, bölgenin tamamına yakın tehditlere karşı ortak hareket ediyorlar ve bir cephe gibi davranıyorlar. İki ülkenin Suriye meselesinde Türkiye'ye gözdağı verir nitelikteki tavırlarına karşı, Ankara'nın müttefiklerinde şaşırtıcı derecede çekingenlik, isteksizlik, sahiplenmeme durumları öne çıkıyor.
8- Böyle bir atmosferde Türk F-16 uçaklarının olası sınır, hava sahası ihlaline ateşle karşılık vermesinin sonuçları ne olabilir? Bir Türk savaş uçağı düşürüldü ve hiçbir ülke Türkiye'nin yanında yer almadı. Bakmayın süslü sözlere, ABD ve AB ülkelerinin riyakar tutumları Türkiye'nin sıkıntıya girdiği her durumda böyle olmuştur.
9- Olası çatışma, sınırda patlayacak bir füze sonrası bu ülkelerin tavrının ne olacağını az çok kestiriyoruz. Suriye'nin Türkiye'ye karşılık verme gücü yok ancak mesele Suriye'nin tavrı değil. Özellikle İran'ın nasıl davranacağı iyi hesaplanmalı. ABD ve müttefikleri için Suriye, İran'a gidilen yolda bir mevzi ve aşılması gerekiyor. Tahran bunu çok iyi biliyor ve hazırlığını ona göre yapıyor.
10- Yukarıda birkaç örnekle bölgemizdeki potansiyel çatışma noktalarına işaret ettik. Bunların her biri tek başına da gerçekleşebilir aynı anda da. Zincirleme bir çatışma hali, Türkiye dahil, bu bölgede herkesin hesabını bozabilir.
11- Genelkurmay'ın her gün yaptığı açıklamalar, iç kamuoyunu rahatlatabilir. Ama görüyoruz ki, Türkiye savaş dahil, her ihtimale hazırlanıyor. Bu hazırlık yapılırken yukarıdaki birkaç örnek de elbette düşünülmüştür...
12- Mesela, Suriye ile çatışma başladığı anda, ortaya çıkacak kaos içinde Kürecik'teki radar üssüne bir İran füzesi düşerse ne olur? Türkiye yalnız bırakılır, dostları ve müttefikleri aynı riyakarlığa sarılır mı?
yenişafak