"ONE MİNUTE"
"İSRAİL DÜŞMANIMIZDIR"
"HALKIMIZA HAYIRLI OLSUN"
"TALEPLERİMİZ: 3'TEN 2'YE"
?????????!!!!!!!!!!!!!!.................
Yazımda başlık olarak kullandığım her cümlenin açılımının yanında büyükten küçüğe doğru sıralanmasının anlamı ve ülke olarak nerden nereye doğru kaydığımızın göstergesi olarak okuyabilirsiniz.
"One Minute"
Önce "One Minute"(Bir dakika) gürlemeyle katil rejimin cumhurbaşkanı sıfatlı Şimon Peres'e haddi bildirilerek dünya Müslümanlarının yüreklerine az da olsa su serpildi. İsrail adına dünya devlet yöneticileri nezdinde oluşturulmuş olan korku imparatorluğu yıkıldı. İlk kez ABD, AB, BM ne der anlayışından sıyrılarak Avrupa'nın göbeğinde yine Avrupa'nın orta doğudaki gayri meşru çocuğu İsrail cumhurbaşkanına meydan okundu.
31 Mayıs tarihinde korsan devlet İsrail rejimi, hiçbir hukuk ve kural tanımayarak Mavi Marmara gemisine sabaha karşı bir saldırı gerçekleştirdi. Bu saldırı Türkiye tarihinde bir ilk oldu, vatandaşları uluslarası sularda saldırıya uğradı, sonuç 9 ölü, 54 yaralı ve altı yüz dolayında da esir. Doğal olarak insani anlamda vicdani kanaatlere sahip olan herkes bu vahşeti şiddetle kınadı, gerek yurt içinden gerek yurt dışından insanlar sokaklara döküldü.
Dünyadaki devletler kanadından, Türkiye'deki hükümet kanadından doğal tepkiler oluştukça, yapılan açıklamalar, protestolar, İsrail büyük elçiliğinin işgal edilmesi bütün bunlarla birlikte başbakan Erdoğan, biz esaret altındayken yaptığı açıklamalardan birinde şu cümleyi kullanmış "İsrail düşmanımızdır".
İsrail saldırısı sonrası teslim alındık, 1012 saatlik yolculuktan sonra İsrailin Aşdot limanına yanlaştırıldık. Burada Antalya da toplanma merkezinde ilk günden saldırı anına kadar bizlerle olan İsrail milletvekili Hanin Zuabi bize bir konuşma yaptı, İsrailin vahşice saldırganlık yaptığını bir İsrail vatandaşı olarak utanç duyduğunu, İsrailin barbarlık yaptığını insanları kasıtlı olarak katlettiğini anlattı. Zuabi, artık askeriyenin güdümünden kurtulduğumuzu içişleri bakanlığına devredildiğimizi, uluslar arsı haklarımızın neler olduğunu bizlere tek tek tercüman aracılığıyla anlattı ve daha sonra gemiyi terk etti.
Limana yanlaştıktan bir müddet sonra bize saldıran komandolar gemiyi terk ederek deniz polisine teslim ettiler. Polis amirlerinden biri kafasında fötüre benzer bir şapkayla yanımıza geldi. Bizlere Türkçe hitap etmeye başladı, annesinin İstanbullu olduğunu ve kendisinin de İstanbul doğumlu olduğunu ve dolayısıyla Türkleri sevdiğini söyledi.
Konuşmasında bizim suç işlediğimizi, İsrail topraklarına izinsiz girdiğimizi anlattı. Bu konuşması içerisinde İsrailin Türkiye'ye düşman değil bilakis dost olduklarını anlattı. Polis amiri konuşmasını yaparken yanımda bulunan aktivistlerden biri polislerin konuşmalarını dinlerken hemen bana polisler ne konuşuyor biliyor musun?
Ne konuşuyorlar diye sorduğumda, Türkiyede Erdoğan "İsraili düşman ilan etmiş". Polis amiri, Erdoğan'ın açıklamasından dolayı biz Türkiye'ye düşman değil dostuz mesajını vermek istemişti.
Her şeyden önce bir insan olarak söylenmesi gerekenleri söylemişti başbakan Erdoğan, İsrailin ne olduğunun söylenmesi gerektiği için Erdoğan da onu söylemişti. Önce Davos'ta "One Minute", ardından saldırı nedeniyle "İsrailin düşman ilan edilmesi" ve"
"Halkımıza hayırlı olsun" bu cümle başta ABD, AB ve BM nezdinde anlam bulmuş olacak ki, İsrail durmadan sıkıştırılmış ve bizler serbest bırakılmaya başlandık. Bütün bunlardan Türkiye'ye geldikten sonra bilgimiz oldu.
Konunun önemi zaman geçtikçe yerini sükûnet diyebileceğimiz bir duruma bıraktı diyebiliriz. Artık herkes alınacak olan tazminat ve dilenecek olan özre kilitlendi oysa geminin yola çıkmasının tek sebebi vardı, İsrailin vahşetine dur diyebilmek, dünya ülkelerinin dikkatlerini bu bölgeye çekebilmekti.
Mavi Marmara katılımcılarıyla bu işi başardılar hiçbir siyasi hesapları olmamasına rağmen. Gelinen noktada sanki bir anlamda Real siyaset uğruna dökülen kanın bedeli alınacak olan üç-beş kuruş para ve özürle silinecek gibime geliyor!..
İsrail bu oyunu çok sinsi oynuyor, sanki ülkede iki başlılık varmış gibi bir hava estirilmeye çalışılıyor biri itiraz ederken diğeri ise tazminata razı olduğunu özür içinse yol aradıklarını söylüyor. Oysa itiraz edenlerde razı olanlarda iki kesimde Siyonizm'in gelişmesinin ve meşrulaşmasının hesaplarını yapmaktadırlar.
Uluslararası sularda saldırıya uğrayan ülke vatandaşları olarak diyoruz ki, Katledilen, yaralanan ve herşeyi göze alan kardeşlerimizin ödedikleri bedelleri değersizleştirilmemeli, dediğim gibi Real politik uğruna dönemsel fayda sağlayabilir ama uzun vadede bizim için utanç vesilesi olacağı unutulmamalıdır.
Nasihatlerin musibetlerden evla olması dileğiyle.
Aşağıdaki şiir "Eğitimde yeni ufuk" adlı dergide yayınlanan, Vanlı şair Fuat Arpa'ya aittir.
MARMARA
Marmara güvertesinde
Kucağındaki yaralı erini bırakıp
Yardım isteyen başka yaralıya koşana
"..ithaftır.
Ak deryanın masmavi sularında
Kim bilir kimin kaderidir şehid
İnsanlık filosu Gazze rotasında
Marmara gemisinin adıdır şehid
.
Hücumbotlar ardı sıra gelende
Beş kurşun gömüldü nazlı bedende
Silah diye sapan cesur elinde
Tutan yiğitlerin adıdır şehid
.
Bir sefer ki asla olmaz yorucu
Bir Nuh gemisi her ırktan yolcu
Ummamıştı kimse böyle sonucu
Her sonuca teslim tarzıdır şehid
.
Karanlık rengini verdiği zaman
Dualar semaya vardığı zaman
Saatler şafağa değdiği zaman
Rabbine varmanın zamanı şehid
.
Bu abluka ne dolmaz mı miadı
Dalgaların sesi insan feryadı
Göster kendini Selahaddin evladı
Ceddine layık olan Cengiz'dir şehid
.
Bilmezler volkanlar kaynaşır içimde
Gitti Cevdet, gitti Furkan, İbrahim de
Tekbirlerle yürüdü gaziler ilimde
Necdet adlı kardeşin şanıdır şehid
.
Şafak sökülüp dağılırken karanlık
Koşuştu insanlar karıştı ortalık
Ölümle yüz yüze geldiler bir anlık
Kızıl bir lalenin kanıdır şehid
.
Bu acıyı gören gülmez diyorlar
Ortadoğu yanıyor sönmez diyorlar
Allah için düşene ölmez diyorlar
Cennetin yolcusu Cengiz'dir şehid.
.
Korku ne şey ki vurdu teslim olana
Medya desen hazır çoktan yalana
Savrulurken bedenler ahşap alana
Haydar, Çetin, Fahri'nin adıdır şehid
.
İnsan için he şey, evren insan için
Reva mı katli, insanın insan için
Kan dökmek hep kader mi niçin?
Tarihin kalbi olan, insandır şehid
Velfecr/ Abdülhelim Almalı