1. Tayyip Erdoğan'dan nefret edenlere yâr olmam, çünkü ben Tayyip Erdoğan'ı seviyorum.
2. AK Parti'li değilim, ama "AKP"ye vurmak için fırsat kollayanlardan hiç değilim.
3. Başbakan'a ve AK Parti Hükümeti'ne karşı daima adil olmaya çalıştım; iyi bir şey yaptıklarını düşündüğüm zaman hiçbir komplekse kapılmadan tebrik ettim, kötü bir şey yaptıklarını düşündüğüm zaman da hiçbir komplekse (yahut korkuya) kapılmadan tenkit ettim.
4. Türkiye-Suriye sınırındaki mayınlı arazilerle ilgili kanun bana göre sorunlu bir kanundur. Ahmet Taşgetiren ağabeyin de dediği gibi "AK Parti'nin bu mayınlı alana sürülmemesi lazımdı". Başbakan ve AK Parti Hükümeti'nin hatalı olduğunu düşünüyorum. Onları bu konuda -ve hatalı olduklarını düşündüğüm başka konularda- elbette tenkit edeceğim.
5. Başkaları "AKP yıpransın" diye tenkit edebilir; ben "AK Parti toparlansın" diye tenkit ederim. Beşinci Raşid Halife olsaydı yine tenkit ederdim. Zaten raşid halifeler tenkidi bizzat kendileri davet ederlerdi.
6. Eski Başbakanlık Sözcüsü, yeni Radikal Yazarı Akif Beki, 27 Mayıs 2009 tarihli ve "Başbakan 'faşizan' tarlasında" başlıklı yazısında dedi ki: "Sonunda bir Başbakan, faşizan anlayışlara meydan okuyor. Büyük hadisedir. Bence Davos çıkışından da büyük... Şimon Peres'e 'One minute!' diye kükremesinden de cesur... Davos'taki duruşuyla ayranımızı kabartmıştı. Ama asıl mesele, lazım geldiğinde kabaran ayranları söndürebilecek miydi? Onu da yaptı. Hem, Filistin'de hak-hukuk tanımadığında İsrail'e kafa tuttu... Hem de gün geldi, ırkçı hezeyanlara karşı İsrailoğulları'nı himayesine aldı" Tüylerim diken diken oldu bu satırları okurken. Irkçılığın ve faşizmin dibini bulan Siyonist Soykırım Rejimi'ne karşı olmayı "ırkçı hezeyan" gibi görüyor / gösteriyor Akif Beki. Ve ekliyor: "Bir de baktık ki... Yeni Şafak yazarı Hakan Albayrak, CHP'li Onur Öymen'le, Canan Arıtman'la, MHP'li Oktay Vural'la, Tunca Toskay'la aynı safta buluşuvermişler." Ayıptır! İsrail'e karşı hassasiyet gösterince ve Başbakan'ı da Davos'ta sergilediği hassasiyeti yeniden kuşanmaya çağırınca "faşizan" tarlasında 'ulusalcı' mı oldum? Akif Beki ve benzerleri beni yukarıda mezkûr zevat ile aynı kefeye koymasın diye "Ha İsrail ha yerli sermaye, küreselleşen dünyada böyle ayrımlar anakronik kaçıyor, yaşasın neo-liberalizm" filan mı diyeyim? Neyse ki AK Parti tabanı Akif Beki gibi düşünmüyor.
7. Konuyla ilgili yazılarıma AK Parti tabanından gelen tepkilerin tamamına yakını destek mahiyetinde. Bir-iki kişi hariç, hiç kimse, "AK Parti düşmanlarının değirmenine nasıl su taşırsın? Başbakan'ımızı nasıl hedef alırsın?" filan demedi. Bunu çok önemsiyorum, çünkü niyetimin bağcıyı dövmek değil üzüm yemek olduğunu anlatamaz hale geldiğimde yazı yazmamın bir anlamı kalmaz.
8. Suriye sınırındaki arazileri mayın temizleme karşılığında kiraya vermeyi iki yıldır ihtiras derecesinde arzu eden, asıl tercihi başından beri bu olan, işi Savunma Bakanlığı vasıtasıyla yaptırmak ve Maliye Bakanlığı'na "hizmet alımı yoluyla mayın temizliği" için ihale açtırmak gibi seçenekleri kanuna kerhen koyan AK Parti Hükümeti'nin ne yapmaya çalıştığı, niye yapmaya çalıştığı, Kürt meselesinin çözümü ve derin devletin tasfiyesi gibi çetrefilli mevzuların orta yerinde her zaman olduğundan daha güçlü olması gerekirken bu 'gizemli' inat uğruna güç kaybetmeyi ne diye göze aldığı, onca tepkiyi durduk yerde üzerine çekerken hangi akla hizmet ettiği, benim için hâlâ merak konusu.
9. Gözümü Suriye sınırından ayırmıyorum. Konuyu takip etmeye devam edeceğim inşaallah.
10. Yeni Şafak'a devam. Asayiş berkemal.
* * *
Milli Görüş hareketinin duayenlerinden Hazım Oktay Başer vefat etti. Yıllar önce bir hastane odasında kendisiyle şen-şakrak sohbet etmiştik. Ağır hastalığına rağmen koruduğu neşesinden çok etkilenmiştim. Öbür dünyada da neşeli olur inşaallah. Cenab-ı Hakk, Hazım amcaya rahmet eylesin" Yakınlarına Sabr-ı Cemil ihsan eylesin" Amin.