Mayınlı petrol, Yeni Hazar ve Karadeniz

İbrahim Karagül

Mayınlı arazileri tartışalım, bu arazinin altındaki petrolü tartışalım, kimlerin buraları sahiplendiğini tartışalım, Türkiye-Suriye sınırı boyunca uzanan zenginlikleri tartışalım, Doğu Akdeniz'in hem Türkiye hem de dünya için artan enerji ve siyasi değerini tartışalım. Ama bir yer daha var, aynı ilgiyle, ciddiyetle tartışmamız gereken. Hem Türkiye hem de dünya için anlamı, stratejik değeri hızla yükselen.. Karadeniz.

2004 yılından bu yana Karadeniz, Doğu Karadeniz, Trabzon, petrol, jeopolitik mücadele, bölgenin uluslararası boyutta tartışmalara açık hale gelmesi ve bunun Türkiye'nin geleceğine ilişkin olumlu ve olumsuz boyutlarına dikkat çekiyorum. Pek dikkat çekebildiğim söylenemez. Ekonomik krizin yol açtığı yeni ekonomik ve siyasal ortaklıklar, hep varolan bölgesel nüfuz mücadeleleri, kaynaklar üzerinde alabildiğine tırmanan yarış ve be çerçevede son zamanlarda Karadeniz'deki kaynaklarına yoğunlaşan uluslar arası talep, bölge ile ilgili kanaatlerimi pekiştiriyor. Ama maalesef Türkiye'de Karadeniz'in, özellikle de Doğu Karadeniz'in geleceğine yönelik muhtemel gelişmeler yeterince algılanabilmiş, takdir edilebilmiş değil.

The Wall Street Journal'ın, TPAO ile Exxon Mobil arasındaki anlaşmayı değerlendiren haberini okurken bunları tekrar düşündüm. Türkiye'de bu olay, "Karadeniz'de petrol" gibi heyecanlı bir haber olarak algılandı. Haberdeki; Karadeniz'in; "dünya çapındaki petrol zengini ülkeler kuralları sıklaştırdıkça daha çekici hale geldiği"ne ve bölgenin "görülmemiş" yani keyfedilmemiş olduğuna, ilişkin cümleleri, bu derin deniz aramalarının bölgeyi yeni bir Hazar'a dönüştürebileceğine dair iması ne çok şey anlatıyor... Daha önce Brezilya Devlet Başkanı Luiz İnacio Lula Da Silva'nın Türkiye ziyareti ve Brezilyalı Petrobas'la yapılan arama ortaklığından sonra son anlaşma bölgeyi dünyanın enerji merkezlerinden biri haline getirecek nitelikte.

Sadece barındırdığı ve keşfedilmeyi bekleyen zenginlikleriyle değil, Rusya-Batı ilişkilerini belirleme potansiyeli ile, Türkiye'nin güneyinden sonra Kuzeyi'nde oluşturacağı nüfuz alanı ile, Kafkasları denetleme gücüyle, Hazar kaynaklarını dünyaya açacak koridor özelliği ile, İran'dan Afganistan'a uzanan lojistik hat üzerinde olması nedeniyle Karadeniz, özellikle de Doğu Karadeniz, Türkiye'yi aşan bir rol üslenmeye hazırlanıyor.

NATO'nun Afganistan'daki başarısı bile bir şekilde Karadeniz'den geçerken, Taliban'a yönelik mücadelede bölge önemli geçiş noktası olarak hazırlanırken, Atlantik ittifakı bölgeye yerleşmeye çalışırken, Ukrayna'dan Gürcistan'a kadar istikrarı ya da çatışmaları belirlerken, terör ve etnik ayrıştırma senaryoları Güneydoğu'dan Trabzon'a ulaştırılırken, Trabzon Karadeniz ve Kafkaslar için uluslararası bir merkeze dönüşürken, Türkiye'de bölgenin jeopolitiğine, jeoekonomik gücüne yoğunlaşan çalışmaların olmaması talihsizlik değil mi?

Irak'tan İskenderun Körfezi'ne kadar olan bölge. Kuzey Irak'tan Karadeniz'e uzanan bölge. Dicle ve Fırat kaynağına kadar olan bölge. Trabzon'dan Tebriz'e, Hazar'a, İstanbul boğazına uzanan bölge. 21. yüzyılda Türkiye'nin güvenliğinde, zenginliğinde, barışında, istikrarsızlığında belirleyici bölgeler olacak. Mersin, İskenderun, Trabzon ise, limanları paylaşılamayan şehirler.

Petrol pazarlıkları, üs pazarlıkları, lojistik geçiş pazarlıkları, içerideki etnik ayrıştırma senaryoları, Doğu Karadeniz üzerine tartışmalar, iç güvenlik-bölgesel güvenlik ilişkisi bir başka dikkatle izlenmeli. Karadeniz-Kafkasya-Orta Asya ve Afganistan birlikte düşünülmeli. Bu yüzden Trabzon önemli. Bu yüzden Trabzon'la ilgili her tartışma önemli. Bu yüzden Karadeniz'de olan sadece petrol çıkarma değil, sadece ekonomik bir değer değil. Bu yüzden Karadeniz zenginliği ile mayınlı petrol arazileri birlikte ele alınmalı.

Basra Körfezi, Kızıl Deniz, Doğu Akdeniz ve Doğu Karadeniz. Türkiye'nin, bölgenin, bu coğrafya üzerindeki ABD-Avrupa nüfuzunun, Rusya'nın geleceği üzerinde, bu güçlerin birbiriyle ilişkileri üzerinde, Türkiye'nin 21. Yüzyıla ilişkin pozisyonu üzerinde tahminlerin ötesinde etkileri olacak.

Karadeniz'i çalışacak, Karadeniz'in siyasi, ekonomik, jeopolitik gücünü çalışacak, Türkiye'ye bir Karadeniz stratejisi sunacak çalışmalara, araştırma merkezlerine acil ihtiyaç var. Bu bölge belki de tarihinde hiç olmadığı kadar önem arzetmeye başladı. Genel geçer tartışmaların ötesinde derin araştırmalara, değerlendirmelere ihtiyaç var. Böyle bir araştırma merkezi en azından Karadenizliler tarafından kurulmalı. Çünkü artık bu bölgede hiçbir şey Karadeniz'le sınırlı değil. Bunu yakın gelecekte çok daha iyi anlayacağız"