Bağımsız ve özgür basının desteklenmesi için 20 yıldır kutlanan 3 Mayıs Dünya Basın Özgürlüğü Günü gazetecilerin savaşların, çatışmaların ve diktatörlüklerin hedefi olarak çalışıyor olmaları bu özgürlüğün tam yaşanmadığını gösteriyor.
2012 yılının ilk dört ayında 21 gazetecinin öldürüldüğü, 2011 yılında ise yüzlerce medyanın sansürlendiği, gazetecilerin ülkesinden kaçmak zorunda kaldığı göz önüne alındığında Dünyadaki çatışmalardan ve savaşlardan gazetecilerin her şeyden önce hayatta kalma sorunlarının giderilemediği görülecektir.
Özgür basının bulunmadığı bir yerde, basın özgürlüğünden söz etmek elbette mümkün değildir. Hemen yanı başımızda Suriye'de yaşananlar, Âdem Özköse ve Hamit Coşkun'un gazeteci sıfatıyla bulundukları bu ülkede hala tutuklu bulunmaları zulmün göstergesidir. Birçok örneği ile beraber Baas Rejimi gibi, özel memurlardan oluşmuş sözde basın kuruluşlarıyla yaptığı zulümleri yıllarca karartan, özgür basın adına zulümleri deşifre etmek için resmi olmayan yollardan ülkeye giren gazetecileri işkenceden geçiren, katleden veya tutuklayan rejimler meşruiyetlerini kaybederler.
Türkiye'deki gazetecilerin de bu özgürlüklerden çok da pay alamadıkları görülmektedir. Çünkü halen Türkiye'de tutuklu gazeteci sayısı 100'e yakındır. Türkiye'de basının özgür olmasına mani olan darbe sonrası kabul edilen Anayasa ve Terörle Mücadele Yasası olmak üzere tüm yasal engellerin basın özgürlüğünün yaşanmasını bazen imkânsız hale getirdiği ortadadır. Yaşanan olumsuzluklar doğru okunarak yeniden yapılacak yasal düzenlemelerde diğer hürriyetlerde olduğu gibi basın özgürlüğünde de Uluslar arası standartların üstüne çıkılması Türkiye'nin hedefi olmalıdır.
Ancak Türkiye'de 28 şubat sürecinde yaşadığımız gibi belirli ideolojilerin/iktidar odaklarının silahı olarak kullanılan, Türkiye'ye has kovuşturma, gözaltı ve cezalarla baskı altına alınan, haberciliğin ötesinde bir rol üstlenip kişilerin özel hayatını manipüle edilmiş bilgilerle cehenneme çeviren bir basın ise kimseye yarar sağlamayacaktır.
MAZLUMDER olarak Dünya Basın Özgürlüğü Gününü Kutluyor ve özgürlüğün temini için önce kendimizden başlayarak, özgürlük anlayışımızı gözden geçirerek bencilleşmeden yasal engellerin ortadan kaldırılmasını talep ederek yaşanması gerektiğini bir kez daha kamuoyu ile paylaşıyoruz.
M.CÜNEYT SARIYAŞAR
MAZLUMDER GENEL BAŞKAN YARDIMCISI