Hükümet Sözcüsü ve Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek, mevcut anayasanın ihtiyaca cevap vermediğini belirterek, "Bu değişiklik eninde sonunda yapılacaktır. Bugün yapılmaz yarın yapılır. Bir şekilde artık toplum bu elbisenin içine sığmadığına göre bu değişiklik yapılacak" dedi.
Çiçek, Bakanlar Kurulu toplantısı sonrasında, basın mensuplarının sorularını cevapladı. "Gelinen noktada Anayasa Mahkemesi ile yasama arasındaki sorunu aşmak için bir formülünüz var mı ? Türban meselesi kapandı mı ?" sorusuna Çiçek, Meclis'te kabul edilen değişikliklerde "türban" ifadesinin yer almadığını belirtip tepki göstererek, soruyu şu şekilde cevapladı:
"Evvela sorunun adını siz koyuyorsunuz, sonra ona uygun olarak bizden yorum bekleniyor. Bu karar verildikten sonra medyaya bakıyoruz. Medya ne yazıyor ? Bu doğrudan doğruya AK Parti ile ilgili bir sorun. Gerçekten sadece AKP ile ilgili mi? Bu 411'in tümü sadece AKP'li değil ki, CHP ve DSP dışında tüm partilerin ortak karar verdiği bir konudur, bir değişikliktir. Bunun ortadan kaldırılması, iptali sebebiyle şimdi en azından bu işe evet diyenleri ilgilendiren bir konu var. Mesele böyle algılanması gerekirken, hemencecik AK Parti ile ilgili bir sorun haline getiriliverdi.
İkincisi TBMM'nin tasarrufudur dedik. Evvela tasarrufu yapan TBMM'nin bu konuyu oturup gündemine alıp değerlendirmesi gerekir. Bunu biz söylemiyoruz, bu karar verildiği günden bu yana tartışmalara baktığınızda, bizi kıyasıya eleştiren, açıklamalarıyla bize oy vermeyeceğini açıkça ifade edenler bile çok önemli iddialarda, tespitlerde bulundular. Bunlara katılınır ya da katılınmaz. Hal böyle olunca konuyu bir doğru dürüst tespit etmek lazım. Konuyu doğru dürüst tespit etmeden siz ne düşünüyorsunuz, ben ne düşünüyorum? Tabiatıyla benim bir düşüncem var, Sayın Başkan eğer liderlerle bir toplantı yapacaksa biz de kendi yönümüzden görüşlerimizi ifade ederiz" dedi.
"İYİMAYA'NIN KENDİ GÖRÜŞÜ"
Çiçek, TBMM Adalet Komisyonu Başkanı Ahmet İyimaya'nın "Meclis Kararı askıya alsın' yönündeki teklifine destek verir misiniz?" sorusuna, "Bu karar verildikten sonra çok kişi görüş ifade etti, televizyonlarda bir çok mülakatlar, oturumlar, tartışmalar yapıldı. Sayın İyimaya da kendi yönünden bir görüş ortaya koydu. Bu, tümüyle kendi görüşüdür. Bizim partide oturup konuştuğumuz, karar verdiğimiz veya bugün bu değerlendirmeler içerisinde hiç üzerinde durduğumuz bir konu değildir. Dolayısıyla diğer yazıp çizenler nasıl bir teklif getiriyorsa Sayın İyimaya da kişisel görüşünü ifade etmiştir" şeklinde cevap verdi.
"Gelinen noktada Anayasa Mahkemesi ile yasama arasındaki sorunu aşmak için bir formülünüz var mı ? Türban meselesi kapandı mı ?" sorusuna ise Çiçek, şöyle cevap verdi:
"Evvela sorunun adını siz koyuyorsunuz, sonra ona uygun olarak bizden yorum bekleniyor. Bu karar verildikten sonra medyaya bakıyoruz. Medya ne yazıyor ? Bu doğrudan doğruya AK Parti ile ilgili bir sorun. Gerçekten sadece AK Parti ile ilgili mi? Bu 411'in tümü sadece AK Partili değil ki, CHP ve DSP dışında tüm partilerin ortak karar verdiği bir konudur, bir değişikliktir. Bunun ortadan kaldırılması, iptali sebebiyle şimdi en azından bu işe evet diyenleri ilgilendiren bir konu var. Mesele böyle algılanması gerekirken, hemencecik AK Parti ile ilgili bir sorun haline getiriliverdi.
İkincisi TBMM'nin tasarrufudur dedik. Evvela tasarrufu yapan TBMM'nin bu konuyu oturup gündemine alıp değerlendirmesi gerekir. Bunu biz söylemiyoruz, bu karar verildiği günden bu yana tartışmalara baktığınızda, bizi kıyasıya eleştiren, açıklamalarıyla bize oy vermeyeceğini açıkça ifade edenler bile çok önemli iddialarda, espitlerde bulundular. Bunlara katılınır ya da katılınmaz. Hal böyle olunca konuyu bir doğru dürüst tespit etmek lazım. Konuyu doğru dürüst tespit etmeden siz ne düşünüyorsunuz, ben ne düşünüyorum? Tabiatıyla benim bir düşüncem var, Sayın Başkan eğer liderlerle bir toplantı yapacaksa biz de kendi yönümüzden görüşlerimizi ifade ederiz."
MUHABİRE TÜRBAN FIRÇASI
"Siyasi tansiyonu düşürebilmek bakımından Sayın Başbakan'ın ya da işaret edeceği bir kişinin CHP ile görüşmesi mümkün müdür ?" sorusuna Çiçek, "Nereden çıktı yani, tansiyonu düşürmek... Buna herkesin katkı vermesi lazım. Tansiyonun düşmesi isteniyorsa, buna sizin de katkı vermeniz lazım" dedi.
Muhabirin "Yani türban kararı alındığı zaman...." hatırlatmasına Çiçek, "O anayasa değişikliğinin ismi türban değişikilği değildir. Ben sizin isminiz neyse, resmen öyle hitap ediyorsam, kanunlar anılırken onun ismiyle... 10. madde eşitsizlikle ilgili, 42 de fırsat eşitilği ile ilgili bir düzenlemedir. Eğer birşey konuşacaksak resmi adı neyse onunla konuşmak lazım" şeklinde konuştu.
"MYK sonrasında muhatabın Meclis olduğu ifade edilmiş ve büyük bir beklenti oluşmuştu Toptan'ın açıklamalarından sonra. Ancak açıklamalarından yeterince tatmin olunmadığı gibi bir hava oluştu. Biraz daha Meclis başkanından neler yapacağına ilişkin açabilir misiniz ?" sorusuna Çiçek, "Buradan da şöyle bir sonuca çıkar mısınız, hükümetle meclis başkanı arasında sorun var diye... O fırsatı vermem. Çok net bir şey söyleyim. Sayın Başkanın açıklamasını sordunuz ben de onu ifade etmeye çalıştım. İptale konu olan tasarruf da bir yasama tasarrufudur. dolayısıyla en evvel biz o tasarrufun içerisinde bulunduk, oy verdik ama bizim dışımızda olanlar da oy verdi 411 rakamı çoğunluğu ifade ediyor. Dolayısıyla yüzde 80'in evet dediği bir sorunu gidermek adına yapılmış bir düzenlemedir. Bu şimdi iptal edildiğine göre ve bütün yorumlarda bir yetki tedahülü olmuştur anlamına gelen Sayın Başkanın ifadesinde de var. O zaman bunun çözülmüş olması gerekir, yöntem olarak da Sayın Başkan iki şey söylüyor. Birincisi liderleri toplayabilirim diyor, ikincisi de anayasa değişikliği ile gerçekleşebilecek olan bir senato teklifi var" dedi.
"BU DEĞİŞİKLİK ENİNDE SONUNDA YAPILACAKTIR"
"Parti kapatmayı zorlaştıran değişikliğin yeniden gündeme gelmesi söz konusu olabilir mi ?" yönündeki soruya ise Çiçek, "Biz gündemde olanları, mevcut gündemde olanları konuştuk" dedi.
"Kanunların ismiyle sorun diyorsunuz, ama bazı kanunlar var ki ismiyle okusak 8-10 dakika alabilir. 10 ve 42 deki değişikliği başörtüsü ya da türban takan öğrencilerin önündeki engeli kaldırmak için yapmadınız mı bu nedenle o ismi kullanmak istemiyorsunuz anlamıyorum. İkincisi, ortada bir sorun varsa, 82 anayasası net anlaşılmıyorsa, bu yetki kargaşaları yaşanıyorsa, bunun düzeltilmesi konusunda önümüzdeki dönemde atılması gereken somut adımlar nelerdir?" sorusunu ise şöyle yanıtladı:
"Baştan kuralı söyledim, eğer anayasada muğlaklık var, kendi içinde çelişkiler varsa ya da mevcut düzenlemesi toplumsal sorunlara cevap vermiyor da yeni bir düzenleme gerekiyorsa bunun nasıl yapılacağı yeni anayasada belli. Bu tümüyle TBMM ile ilgili bir konudur. Böyle bir konuda bana soru soruyorsunuz. Onun için ben diyorum ki, bu kararla birlikte yeni bir durum ortaya çıkmış, yeni bir sorun var. Bununla ilgili çok değişik nitelemler var, değerlendirmeler var. Bunları zaten sizler de takip ediyorsunuz. Böyle bir konuda TBMM'nin hiçbir şey olmamış gibi bir değerlendirme yapmadan yoluna devam etmesi doğru olur mu? Evvela bunu bir gündemine alması gerekir diyoruz. Sayın Başkan da bununla ilgili bir açıklama yaparek, liderleri davet edebilirim diye bir yaklaşımı oldu.
Ben şimdi buradan sayın başkanın ya da sayın liderlerin yerine kendimi koyarak anayasanın şu maddesinde muğlaklık var, şu müessese artık günümüzü karşılamıyor diye bir açıklama yapmam doğru olmaz. Ama şunu kabul ediyoruz. Bugün birçok meslek örgütü dahil, yargıtayın diğer yüksek mahkemelerin açılış konuşmalarına bakın, Türkiye'de bir anayasa değişikliğinin gerekli olduğunu söylemeyen hemen hemen hiç kimse yok. Dolayısıyla ortada böyle bir ihtiyaç varsa, TBMM'nin buna bir çare bulması gerekir. Parti olarak biz hazırlık yapmıştık. Hemen denildi ki, kapalı kapılar ardında bu değişiklikler yapıldı.
Şuna katılıyoruz, belli ki 82 şartlarında yapılan bir anayasa, arada çok sayıda da değişiklik oldu. Bu kadar değişikliğe rağmen halen bu anayasanın ihtiyaca cevap vermediği ortadadır. Bu değişiklik eninde sonunda yapılacaktır. Bugün yapılmaz yarın yapılır. Bir şekilde artık toplum bu elbisenin içine sığmadığına göre bu değişiklik yapılacak. TBMM eğer benim söylediğim yöntemle bu işe çare bulmuyorsa buyursun kendisi bulsun. Ama her halükarda konuşmakta yarar olduğu düşüncesini taşıyorum."
ajanslar