Son durum şu: Toplam tiraj 4.561.255
Son bir haftada ulusal media 95.000 kayıpla kapattı. 14 gazete tiraj kaybetti, 10’u artırdı. Kayıp 103.000. Kazanılan 8000.
En yüksek kayıp Zaman’da. Bir hafta içinde 28.988 tiraj kaybederek bir zamanlar 1.3 milyon tiraja ulaşmışken bugün 800.000 sınırına gerilemiş bulunuyor.. Bunun anlamı şu tirajlarının üçte birinden fazlasını kaybetti 17 Aralık’tan bu yana. Paralel yapının paralelinde yayın yapan Taraf gazetesinin bir haftalık kaybı ise 24.622. Taraf son bir hafta içinde 66.763 olan tirajının üçte birini kaybederek 42.141’e geriledi.
Diğer en büyük kayıp Posta’da 6.664, Sözcü 5.645. Bir zamanlar 1 milyon seviyesine yükselen Hürriyet gazetesi son bir hafta içinde 22.024 tiraj kaybı ile bugün 362.100’e gerilemiş durumda.
Son duruma göre Zaman hâlâ kendinden sonraki 3 gazetenin tiraj toplamına yakın. Paralel yapıyı destekleyenler hâlâ toplam tirajın yaklaşık %25’ine sahip.
800.000 seviyesinde bir, 300.000 seviyesinde 4 gazete var. 100.000 seviyesinde 12 gazete var ve bunların 2’si spor gazetesi. 50.000 seviyesinde 6 gazete var.. 50.000’in altında 16 gazete var. Bunların 5’i 10.000’in altında.
Aslında gündem son derece sıcak. Seçime doğru gidiliyor.. Tirajların böyle bir zamanda giderek artması gerek..
Resmi istatistiklere göre, nüfusumuz artıyor, gelirimiz de. Eğitim düzeyi de yükseliyor ama gazete tirajları son yıllarda 4,5 milyon civarında kilitlenmiş durumda.. Bu gazetelerin 1 milyon kadarı, kamu alımı, kurumsal alım, ya da sponsorlu satış. Yine bu tirajın bir o kadarının da naylon olduğu düşünülüyor. Yani resmi ilan almak için uydurulmuş hayali tiraj..
Şunu da görmek gerek. Alınan gazetelerin 400.000’i spor ve porno yayın yapan magazin gazetesi. Yani hayali tiraj, kurumsal satınalma ve spor-magazin gazetesi toplam 2,5 milyon. Yani tirajın %50’den fazlası özel bir paket oluşturuyor.. Dahası Zaman’ın tirajının 800.000’e gerilediğini söylemiştik. Bunun yaklaşık 775.000’i bayiden satılmıyor. Yani parası başkasından alınıp ya da zorunlu abonelik sistemi ile kapıya bırakılıyor..
Yani felaket bir gerçek şu, spor-magazin basını dışında bayiden alınan gazete toplamı 1.750.000 bile değil. Nüfusumuz 80 milyona yaklaştı değil mi?
Tabii, gerçek bu rakamlardan ibaret değil. Çünki çok ciddi bir internet okuyucusu var.. Ve bu kesim giderek artıyor. Böyle giderse 2025’de basılı gazeteler için sonun başlangıcı olacak. O zamana kadar da giderek azalacak..
Beni asıl kaygılandıran başka bir gerçek var.. basılı gazete olsun, internetten okunan olsun, spor ekonomiden ve dış politikadan daha çok okunuyor.. sanat, edebiyat, felsefi ya da global konular kimsenin çok da ilgisini çekmiyor.. Daha doğrusu pek az kişi bu konularla ilgileniyor..
Dergilerin hali daha da kötü.. Kitapta durum daha iyi gibi gözükse de, yine satılan kitapların türü çok iç açıcı değil. Sağda solda görülen dergilerin çoğu bedava, kurumsal dergiler, içerik büyük ölçüde magazin, yüzeysel ya da ideolojik politik sloganlardan ibaret..
Sanırım bunun üzerinde düşünmemiz gerek.. Daha fazla sanat, daha fazla edebiyat, daha fazla felsefe.. Daha fazla bilim, daha fazla tarih.. Daha fazla bilgi, daha fazla tefekkür gerek bize.
Aklımız kadar iman edecek, aklımız kadar amel işleyeceğiz, dinimiz aklımızdan daha fazla olmayacak. Kur’an-ı Kerim “pasif akıl”dan değil, “faal akıl”dan söz eder.. “Kitap yüklü eşek” olmamak gerek. “Faydasız ilimden Allah’a sığınmak” gerek. Dahası, Allah cahil ve zalim bir topluluğa hidayet nasib etmeyecek.. “Truva atları”ndan, siyaset ve yaşam tarzı dayatan “eklemlenmiş gazeteciler” ve “media tetikçileri”nden kurtulmak da aslında bir başka yönden bir kazanç. Dilerim gerçek anlamda gelecek günler geçen günleri aratmaz.
Selâm ve dua ile..
yeniakit