Amerikan Başkanı Roosevelt’in son demlerinde dünyaya gelmişim.
F. Roosevelt Nisan-1945 başında ölünce, yerine, ondan 3 ay kadar sonra tarihteki ilk ‘Atom Bombası’nı kullanan ve yüzbinlerin kaatili olan Başk. Yard. Harry Truman gelmişti.
2. Dünya Savaşı’nda Müttefik Ordular Başkomutanı olan D. Eisenhover , 1952’de Başkan seçilmişti. Lâkabı, IKE idi. O, Aralık-1959’da Ankara’ya geldiğinde, ellerine tutuşturulan USA bayraklarıyla ‘I Love you, IKE!/ Seni seviyorum, AYK!’ diye bağırttırılan onbinlerce öğrenciden birisi de ‘fakir’di.
Ondan sonra, J. F. Kennedy seçildi.
1962-Kuba Buhranı’nda Sovyet Rusya lideri Nikita Kruşçof’u geri oturttuğu iddiasıyla epeyce hava atan JFK, 22 Kasım-1963’de öldürüldü.
Yerine Başk. Yard. L. Johnson gelmişti. O, Kıbrıs Buhranı üzerine, 1963’de Başbakan İsmet Paşa’ya yazdığı tehdit mektubuyla ve, Vietnam Savaşı’ aleyhindeki protesto gösterilerine karşı, ‘Bu savaş sâyesinde Amerikan ekonomisi yüzde 70’lik bir atâletten kurtulmuştur..’ sözleriyle tanınan pragmatist biriydi.
1968 yılında Amerika’da Başkanlık makamına gelen ve iç siyasette ‘Üçkağıtçı Dick’ diye anılan (Cumhuriyetçi) Richard Nixon, ‘Watergate Skandalı’ denilen entrikası üzerine azledilecekken, 1974 yılında istifa etti. Yerine, Başk. Yard. Gerard Ford aldı.
1976’da (, eski bir Vali ve fıstık üreticisi olan Demokrat aday) Jimmy Carter başkan seçildi.
1980 sonunda, eski bir film aktörü (Cumhuriyetçi) Ronald Reagan 1988 sonuna kadar iki dönem Başkan oldu. Sonra, Başk. Yard. (Baba) George Bush seçildi.
Sovyetler Birliği dağılmıştı, ‘Yeni Dünya Düzeni’ni kurmakla öğünen Bush, 1992 sonundaki seçimde, Arkansas valisi Bill Clinton’a yenildi. O da iki dönem kaldı başkanlıkta.. (Ama, Monika Rezaleti’nden dolayı azledilmekten son anda kurtuldu.) Clinton’dan sonra, Cumhuriyetçi (Oğul) George W. Bush seçildi, o da iki dönem kaldı Başkanlık’ta.. Bush’tan sonra ‘Afro-Amerikan’ kökenli Barack Huseyn Obama, ‘ilk siyahî başkan’ olarak seçildi.
2016’dan beri de (Cumhuriyetçi) Donald Trump.
***
Bunları şunun için tekrarlıyorum:
1972’den beri yazı hayatında olan birisi olarak, hiçbir USA Başkanı’nın, Trump kadar ‘câhil, megaloman’ ve‘delifişek’ olduğunu hatırlamıyorum; hattâ (Oğul) G. W. Bush’u bile..
***
Siyaset alanında kendisine ‘İslâm ve müslüman düşmanlığı’ yaparak bir yer açtığı günden beri saçma-sapan konuşan bir ‘megaloman, güçperest’ ve ‘delifişek’ o..
Bir gün içinde, her saat başı bile, yeni kararlar alıp, ‘seçme saçma’lara üretiyor.
Geçen hafta İtalyan C. Başkanı’na gönderdiği mesajda, ‘İtalya ile B. Amerika arasında Roma İmparatorluğu’ndan 1000 yıldır devam eden bir dostluğun olduğu’ndan dem vuruyordu. (B. Amerika’nın sadece 240 yıllık bir tarihi var iken..)
***
Ama,‘Afganistan ve Ortadoğu’da, o bölgedeki devletleri savaştıralım..’ diyecek kadar da açık sözlü..
‘Türklerle kürdler 200 yıldır savaşıyorlar (… ) Türkiye’nin onları yok etmesini ben engelledim..’ diyecek kadar da bilgisiz ve entrikacı..
‘Kürdler Normandia Çıkarması’nda bizimle birlikte değildi’ (!) bile diyecek kadar bilgisiz de..
9 Ekim günü de, bir büyük tüccarın, korktuğu rakibine, babacan bir büyük patron havasında, ‘Senin ekonomini batırırım. Don’t be a tough guy.. Don’nt be a fool.. /Sert adam olma, aklını başına al, aptal olma!..’ gibi lafları, resmî bir mektupta bile yazabilen ve Temcilciler Meclisi Çoğunluk Lideri Nancy Pelosi’nin dediği gibi, ‘akıl sağlığından endişe edilecek’ bir kişi..
Erdoğan, o mektuba, askerî harekâtla karşılık verince, birkaç gün sonra, bu kez de Erdoğan’a övgüler düzen ve PKK ile kürd halkı aynı imiş gibi yakışıksız laflar eden bir ‘delifişek, gücetapar, megaloman’, bir başka örneği olmayan bir USA Başkanı.. Yarın da, ‘Türkiye’yle yapılan anlaşmayı ibtal ettim!’ derse; ya da, materyalist, güce tapan bir toplum, onu yine seçerse, ona da şaşırmamalı!