Suriye üzerinden kahramanlık pozlarına bürünen ve zahiren her tarafından cephe, cihad ve mücadele dökülen birilerine baktığınızda, sanki onların zulme, tağuta ve siyoniste karşı savaşın yılmaz erleri olduğunu sanırsınız.
Dillerinde, yazılarında cihaddan, silahtan ve mücahidden o kadar çok kelimeye rastlarsınız ki, bunların cephelerden hiç ayrılmadıklarını ve siperlerden hiç çıkmadıklarını, daha doğrusu cephelerde doğup cephelerde büyüdüklerini düşünürsünüz.
Tüm ömürleri tağut, müstekbir ve siyoniste karşı mücadele ile geçen, İslam"ın ve Müslümanların savunulması için bedenlerini düşmanların süngülerine siper edinen yiğitlere saldırıp onların hürmet ve saygınlıklarına pervasızca ve alçakça dil uzatanlar, her nedense bulundukları ülkelerde zalimlerden bir jop bile yemeyenler değiller mi?
Başka bölgelerdeki çatışmalara liderlik etmekte ileri düşenler, kendi beldelerindeki savaşlardan kaçanlar değiller mi?
İslam yolunda başkalarına mücahid olmayı öğretenler, kendi bölgelerindeki tağutun karşısında köşeyi dönüp sıvışanlar değiller mi?
Başkalarına "bir çakıl taşı attıları mı?" diye soranlara biz soralım; siz ömrünüz boyunca nerede, kime bir çakıl taşı attınız? Hangi zalimin, hangi tağut ve diktatörün, hangi emperyalist ve siyonistin karşısında silah tuttunuz? Silah tutmak bir kenara, elinize bir taş aldınız mı?
Peki sizler, Müslümanlar inançları uğruna işkence tezgahlarında canhıraş içinde feryad ederken, bu tağut işkencecilerin üzerine yüreklice yürüyenlerden miydiniz, yoksa size erişmesinler diye ta uzaklara gidenlerden miydiniz?
Acaba sizler kanayan bir parmağınızı, kırılan bir tırnağınızı gösterebilir misiniz?
Halbuki sizler tarihin seyrini değiştiren inkılab erlerine de, siyonist düşmanı tarihin en büyük yenilgilerine uğratan, işgal altındaki İslam topraklarının, hususen Kudüs ve Aksa"nın özgürlüğü uğruna adanmış direniş yiğitlerine de dil uzatmakta, çamur atmakta ne kadar da mahirsiniz?
Rabbimiz razı olduğu müminleri vasf ederken, "müminlere karşı alçak gönüllü, kafirlere karşı ise şiddetli ve zorlu" olarak tarif eder.
Hadi herkes göstersin kendini, göstersin yapıp ettiğini; bakalım kim ne kadar kafirlere karşı şiddetli ve zorlu! Kimin elleri kafirlerin başını eziyor; kimin elleri tağutların bellerini kırıyor? Kimin elleri onların dünyasını karartıyor?
Sizin elleriniz nerede, kafirlere uzanmak nerede?
Fasid ellerinizin nereye, kimlere uzandığını gördükten sonra, bir de kalkıp cihadın, mücahidin yanında durduğunuzu iddia etmeniz, sadece gülünç bir mizansenden başka bir şey değildir.
İyi güzel oynuyorsunuz, devam edin.
Birtakım yüzlerin kararıp başların öne eğileceği o güne kadar oynamaya devam edin"
velfecr