Mehmet Göktaş: Uzaklardaki Firavunlara Rest Çekme Kolaylığı

"Tamam, Rabbim faaliyetlerimizi karşılıksız bırakmasın fakat bunca etkinlik ve kükreyişimize rağmen terör devleti israil'e kaç adım geri attırabildik? 15 Mayıs öncesi israil ile 15 Mayıs sonrası israil arasında bir fark varsa söyleyin."

Mehmet Göktaş/Doğru Haber

Filistin'le ilgili son yazımı; Önümüze bir harita alarak konuşmalıyız, yazmalıyız diye bağlamıştım. Filistin için sesini en fazla çıkaran Türkiye'nin Filistin'e komşu olmadığını, milyonlarca insanın protesto ettiği Endenozya'nın çok çok uzaklarda olduğunu söylemiştim. Bu konu üzerinde biraz durulması gerektiğine inanıyorum.

Uzaklardaki firavunlara rest çekmenin hepimize kolay geldiğini düşünüyorum. Yıllardır sürdürdüğümüz İslami mücadelemize bir göz attığımızda bunun böyle olduğunu rahatlıkla görürüz.

Önceleri camialar olarak son zamanlarda da devlet ve hükümet olarak bu durumu bir daha yaşıyoruz.

Tamam, Rabbim faaliyetlerimizi karşılıksız bırakmasın fakat bunca etkinlik ve kükreyişimize rağmen terör devleti israil'e kaç adım geri attırabildik? 15 Mayıs öncesi israil ile 15 Mayıs sonrası israil arasında bir fark varsa söyleyin.

 Belki şu ana kadar yazdıklarımızla konuştuklarımızla çelişkiye düşüyor olabiliriz; ama ortada böyle bir gerçek vardır. Filistin ve terör devletine komşu olan başta Mısır, Suriye, Ürdün ve Lübnan'ın pasifliğinden şikâyetçi olmuştuk.

Acaba Türkiye, Filistin ve israil'e sınır olsaydı ne olurdu. Bir kısmımız diyecek ki o zaman zaten böyle bir zulüm ve çarpıklık olmazdı.

Peki, eğer arada hiç bir mesafe olmasaydı bugünkü gibi kükreyebilir miydik? Dediğim gibi eğer yazarken ve konuşurken önümüzde bir harita bulundurursak çok daha değişik çözüm yolları üretebiliriz, hem de ayağı yere basan çözüm yolları.

Başlığımıza dönecek olursak; mücadele hayatımızda uzaklardaki firavunlara karşı kıyam etmeyi daha çok tercih ediyor gibiyiz.

Yapmayalım demiyorum, elbette müminlerin dertleriyle dertlenme yükümlülüğümüz vardır. Bunun için yıllar öncesinden yazılarımızda Filipinlerin firavunu Markos'u hedefimize aldık, Enver Sedat'ı, Hüsnü Mübarek'i ve şimdilerde Sisi'yi hiç hedeften indirmiyoruz.

Tekrar Filistin'e dönelim. Bizzat kendilerinin başlattığı Büyük Dönüş Yürüyüşü ısrarla sürmelidir. Bizim gibi Müslümanlar bu yürüyüşe somut destek olarak neler yapabilir bu konu üzerinde yoğunlaşılmalıdır.

Ya Filistin ve israil'e komşu olmalıyız veya şu andaki komşularla çok iyi olmalıyız, kendi evimiz gibi rahat girip çıkabilmeliyiz.

Aslında bu harita meselesi sadece Filistin için değil bir Müslümanın dünyaya bakışı ve ufkunun genişlemesi için çok önemlidir.

Çalışma odamızın, ofisimizin, büromuzun duvarında mutlaka bir Türkiye bir de dünya haritası bulunmalıdır. Bürosunda bu haritaları bulunduran bir dostumuzu her ziyaretimde dakikalarca bu haritalara baka kaldığımı, benim için çok faydalı olduğunu belirtmeliyim.

Medya-Makale Haberleri

Abdurrahman Dilipak: Siyonistler suçüstü oldu!
Abdurrahman Dilipak: Kurbağa haşlaması sever misiniz?
Abdurrahman Dilipak: Bize yalan Söylediler
Mücahit Gültekin: Suriye Tartışmaları, "Kökü Dışarıda Olmak" Söylemi ve Politik Hafıza Üzerine
Abdurrahman Dilipak: Suriye İsrail’le karşı karşıya gelirse!