CBC Kanada Müslüman Toplum Temsilcisi Essam Hallak, "İnsanoğlu özgürleşmeden Aksa kurtarılamaz. Aksa, insanlığımızın bir ölçütüdür. Aksa, insanın, toplumun ve toprağın her nevi özgürleşmesinin simgesi ve başlangıcı olmaktadır. Zira onun durumu bazılarının işgal ve zulmetme kabiliyetinin, diğerlerininse kurban edilmeye ve sömürgeleştirilmeye olan yatkınlığının emaresidir" dedi.
CBC Kanada Müslüman Toplum Temsilcisi Essam Hallak, Kanada'da yaşıyor. Bu ülkedeki birçok Müslüman kuruluşun danışmanlığını yapan Hallak, hızlı bir insan hakları savunucusu ve genç bir akademisyen. Kültür araştırmaları ile bilinen Hallak, Batı'da yaşayan Müslümanlar, etnik gruplar arası dinamikler ve Ortadoğu'da barışın tesis edilmesi gibi konularda yaptığı yoğun çalışmalar ile biliniyor. Uluslararası Af Örgütü, Ortadoğu'da Adalet ve Barış için Kanadalılar Hareketi (Canadians for Justice and Peace in the Middle East/CJPME) gibi organizasyonlarda da aktif olarak görev alan Hallak ile Mescid-i Aksa sorunu üzerine konuştuk.
İMAM GAZALİ MESCİDİ AKSA'YI HİÇ YAZMADI
- Mescid-i Aksa sizce nasıl bir sorun?
- Küresel bir sorundur. Çünkü biz, Mescid-i Aksa sorununu coğrafi anlamda yerel, sadece dine özgü ve sınırlı kavramsal bir çerçeveden görmekten ziyade, küresel perspektiften ele almaya mecburuz.
- Sorunu doğru yorumlamak elbette çok önemli.
- Kesinlikle. Mescid-i Aksa sorunsalını yanlış bir bağlamda ele alarak yanlış temeller üzerinde konumlandırmak, etkili çözümlere ulaşmamızı engellemekle kalmayıp felç etkisi oluşturacak bir korkuya, aktivizmin tükenmesine ve nihai bir başarısızlığa uğramamıza neden olacaktır. Şüphe yoktur ki çoğu siyasi rejim Aksa'yı gündeme getirerek onu siyasi bir sömürü aracı olarak kullanmıştır. Bu tür manipülasyonlar ümmeti, Aksa'yı yani caminin kendisini koruma noktasında olumsuz yönde etkilemiştir. Hatta doğrudan Aksa'yı korumaya yönelik çalışmalar yapılıyor olsa da alınan bu tedbirler yetersiz ve yüzeysel kalmaktadır.
- Bu durum neden bu kadar önemli?
- Haçlılar Kudüs'ü işgal ettiğinde İmam Gazali'nin Aksa'nın çektiği acılara ithafen hiçbir yazı kaleme almamış olmasının nedenlerini anlamak önemlidir. Sahip olduğu öngörüsünü kullanarak, Aksa sorununun doğal ve etkili bir biçimde çözümlenebileceği daha geniş bir perspektife odaklanmış, yani Aksa'yı, insanın failliği yoluyla dünya üzerinde tesis edilmiş bir ilahi değerler meselesi şeklinde değerlendirmiştir.
İNSANOĞLU ÖZGÜRLEŞMEDEN AKSA KURTARILAMAZ
- Nedir Aksa'yı farklı kılan nokta?
- Peki, bugün çıkmaz sokakta olmamızın sebebi nedir?
- Mescid-i Aksa'nın içinde bulunduğu çıkmazın sebebi, gerçekte, işgal altındaki mazlum halkın dinî ve kültürel kimliğini silme amacı güden insanlık dışı sömürü ve manevi hoşgörüsüzlüktür. Bu çıkmazın bulunduğu konumun, Müslümanlardan sömürgeciliğe kaydırılması, meselenin kendisini ötekilere açarak desteklerini sunmalarına olanak tanımaktadır.
- Çözüm yolumuz?
- Aksa'nın korunmasında Müslümanların yapacağı en büyük katkı, herkesin içinde yer alabileceği ahlakı iyileştirmek amacıyla, moderniteyi eleştirmede, modern paradigmanın dışında kalan tarihî ve kültürel konumlarının avantajını kullanmaktır. Müslümanların ikna edici bir dilde, mevcut insanlığa hitap eden alternatif bir dünya görüşü üretebilme ve kendilerini hayatın her alanında tecessüm etmiş bu görüşün somut örnekleri olarak konumlandırma yetenekleri, Aksa'ya destek noktasında, insanlığın aklını ve gönlünü kazanmalarında nihai yoldur.
- Bunu başarabileceğimizden emin misiniz?
- Kesinlikle. Müslümanlar, Aksa etrafındaki söylemi, dünyanın tarafsız insanlarına yönelik evrensel bir hitapla yeniden kurdukları takdirde, sessizlik ve kayıtsızlık duvarını ve de Filistin'deki ırkçı duvarı yıkmaya muktedir olabileceklerdir. Sadece Müslümanlar tarafından ve şiddet ve saldırılarla hatırlanmak yerine, adalet mücadelesinin evrensel bir simgesi olarak Aksa, herkesin ilgi odağında olacaktır. Yalnızca kendisinin maruz kaldığı zulmü temsil etmekten çok, işgal altındaki Kudüs, sömürgeleştirilmiş Filistin ve dünyanın her yerinde insanlara karşı yürütülen adaletsizlikleri temsil etmeye başlayacaktır.
SANAT VE AKADEMİ DÜNYASINI HAREKETE GEÇİRMELİYİZ
- Bunun için neler yapmak lazım, kimleri tetiklemek gerekli?
- En başta sanat çevreleri harekete geçirilebilir. Sanat camiasının meslekleri icabı, kendi ifade araçları vasıtasıyla medyaya erişim doğal olarak vardır. Bu özellik, Müslümanların Aksa gibi bazı meselelerini savunmada değerlendirilebilir. Dolayısıyla Müslümanlar, sanat camiasını kazanmalı, desteklemeli ve bu camiaya katılmalı.
- Daha farklı hangi alanları işin içine sokabiliriz?
- Akademik dünya... Dünya kamuoyunun ilgisini Aksa meselesine çekecek bilginin, kimliklerin ve sembollerin ortaya çıkartılması ve propagandasında, yeterince yararlanılmayan başka bir alan da akademidir. Sanat camiası ve onun ahlaki, yenilikçi ve etkin rolüne ek olarak, akademi de ikinci en özgür fikirli, yenilikçi ve bilhassa Batı'da en üretken olabilecek bir kültürel nüfuz aracıdır. Sahip olduğu "kutsal özgürlüğe" ilaveten, dışa açık, kültürlü, soruşturmacı tabiatlı ve devletten nispeten bağımsız olan akademik çevre, Mescid-i Aksa meselesini yaygınlaştırmada en dışa açık ve verimli alandır.
MESCİD-İ AKSA'YI EVRENSELLEŞTİRMELİYİZ
- Bu acıya herkesi ortak etmek çözüm mü?
- Daha yakın bir çözüm olabilir. Çünkü Aksa meselesinin çözümü, kaçınılmaz olarak küreseldir. Mesele, çıkamayacakları şekilde herkesi içine almaktadır. Müslümanların, herkesin acısını herkesle paylaşmak için kültürel göndermeler aracılığıyla tercüme duygulara ihtiyaç duymaksızın, evrensel mekanizmalara çağrıda bulunma fırsatını kullanmaları gerekmektedir. Acının kapsayıcılığı ve eşitlenmesi, her nerede olursa olsun, tüm insanların zulme karşı mücadelede birleşmelerini sağlar.
- İslâm toplumları?
- Asıl yük onlarda elbette. Müslüman rejimler kendi kendilerine veya toplumları eliyle özgürleştiğinde, Aksa özgürleşmiş olacaktır. İnsanın özgürlüğü için çalışmak, bizzat Aksa için çalışmak demektir. Dolayısıyla Aksalar için yapılan çalışma, hükümetlerden bağımsız olmak zorundadır. İşte bu yüzden Aksa'nın çözümü sivil toplumda yatmaktadır.
Ayrıca, Mescid-i Aksa'nın sadece Yahudiler ve Müslümanlar arasındaki dinî bir çekişme olduğu yanılgısını da bertaraf ederek, onu, insan hakları mücadelesi içerisindeki doğru konumuna yerleştirmek zorundayız.
SİYONİZM MEDYAYI İYİ KULLANIYOR
- Neden metot değiştirmek zorundayız?
- Çünkü geçici çözümlerin daha fazla devam edemeyeceğini ve meseleyi çözmek için de sihirli bir değneğin olmadığını belirtmekte fayda var. Dahası, Aksa'yı koruma ve davayı sürdürme meselesi, sadece onun çevresinde yaşayan, oraya devamlı girip çıkan ve onu savunan Filistinlilerin korunmasını değil, aynı zamanda tüm insanlığı ve onun ahlaki ve adil davalarını da ihtiva etmektedir.
- Madalyonun diğer yüzü?
- Aksa sorunsalı ve Filistin'in işgali, Siyonizm'in uygulanmasından doğmuştur. Siyonizm, Yahudiliği istismar eden ve şovenist sömürgeci girişimleri artırmada bir araç olarak Hıristiyan köktenciliğini kışkırtan bir ideolojidir. İsrail farklı dinî ve seküler gruplara hitap etmede farklı söylemleri seçip kullanmaktadır. Bir yandan Ortadoğu'daki masum insanlara saldırı ve zulmünü mantık dışı bir biçimde haklılaştırmada Avrupa yapımı soykırımı kullanırken, diğer yandan bunu radikal Hıristiyan grupların desteğini toplamak için dinî söylem olarak kullanmaktadır. Mesela; ABD'de İsrail'in Filistin'deki sömürgeci girişimlerini destekleyen ve Müslümanlar, Araplar ve Filistinlilere düşman olan oldukça büyük Siyonist Hıristiyan Protestan gruplar bulunmaktadır.
- Fakat İsrail güçlü kanallar bularak kendini anlatabiliyor...
- Evet. Popüler kültür üretmede esas olan kültür ve medya çalışmaları konusunda, Müslüman devletler, örgütler ve bireyler zayıf bir bilince ve az ilgiye sahiptir.
Buna karşın İsrail, dünya kamuoyunu kendi lehine çevirmede, medya ve popüler kültürün dinamiklerini kullanmada oldukça yeteneklidir. Bu ise, eğitsel ve mesleki kurumlardaki herhangi birisinin, bu bilgi ve hizmetlere kolayca erişebilmesi sayesinde olmaktadır. Mesela, 2008-2009 Gazze savaşı öncesi ve savaş esnasında İsrail, savaşı meşrulaştırmak, düşmanı karalamak ve dünyada empati yaratmak için, çok iyi planlanmış, organize edilmiş bir halkla ilişkiler kampanyası yürütmüştü.
Aynı mesajı dünya medyasında da vermiş olması, İsrail'in iddialarını güçlendirerek gerçeği hapsetmiştir.
İŞGALE KARŞI ENTELEKTÜL DURUŞUMUZ YOK
- Neden güçlü bir cevap veremiyoruz?
- Çünkü Müslüman camiada, Müslümanların işgal ve zulme karşı davalarını dillendirmede entelektüel söylemler geliştirebilmiş Edward Said hariç dünyaca tanınmış hiçbir âlim yoktur.
- Sizce neden?
- Bu, kısmen Müslümanların maddi ve mali nedenlerle, tıp ve mühendislik gibi uygulamalı bilimlere yatırım yapmış olmalarına atfedilebilir.
Bu durum, Müslümanların haksızlığa karşı mücadelede, entelektüel anlamda başı çekmiyor oluşunun nedeni olabilir.
M. MUSTAFA UZUN - VAKİT