Gözünüze kibriti çok yaklaştırırsanız, arkasında bir ormanı kaybedersiniz.
Evet, mesele CoVID, 5G, aşı, maske, kolonya, sosyal mesafe değil, anlamadınız mı! Yeni bir dünya kuruluyor. Bunu anlatmaya çalışıyoruz. Bu açılan küçük bir kapı. Bu bir korku pandemisi aslında kale surlarında açılan küçük bir delikten başka bir şey değil. CoVID, aşı, maske, inanın hiç önemli değil. Olacakları bilseydiniz, çok ağlar, az gülerdiniz!
Ama birileri bizi, bu konuyla oyalıyor. O birileri, iktidarı muhalefeti ile politikacılar, onların emrindeki bürokratlar, siyasetin teslim aldığı sermaye akademya, medya ve sivil toplum asıl gerçeğin görünmesini engelliyorlar.. Evet “İTHAM EDİYORUM!”
Nasıl 68 ayaklanması bir özgürlük hareketi değil, ABD’nin Vietnam savaşındaki yenilgisinin ardından karşılıksız bastığı dolarları ilk farkeden Charles de Gaulle’yi cezalandırma ve dikkatleri Avrupa’ya çekmek için Kapitalizmin solcuları kullanarak gerçekleştirdiği bir operasyon idi ise, nasıl Gezi olaylarının solcuları, çevrecileri, insan hakları aktivistlerini harekete geçirerek, iktidara yönelik bir siyasi operasyon idi ise, 17/25 Aralık’ta gerçek bir yolsuzluk operasyonu nasıl iktidara karşı siyasi bir operasyonun maskesi olarak kullanıldı ise, bugün de, CoVID, 5G ve bunlara dayalı “türevler” aslında büyük komploya giden yolda, kitleleri korkutup, oyalamak için, minareyi çalmaya hazırlananların ona kılıf hazırlama çabasından başka bir şey değil. Birileri hâlâ oynanan kirli oyunu anlayabilmiş değil. Oyalanıyoruz, sürükleniyoruz, zaman kaybediyoruz. Bunun faturası çok ağır olacak. İç politik çatışmalar, İHA, SİHA muhabbetleri ile mevzi kazanımlar ve geleceğe ilişkin umutlarla, 2023 senaryoları ile o tarihe varmadan başka vadilere savrulabiliriz.
Bu oyun sadece Türkiye’de oynanmıyor. Global bir senaryo ve tehditten söz ediyorum. Türkiye, jeopolitik, jeostratejik, jeoteolojik açıdan, doğu ile batının, kuzeyle güneyin kesişme noktasında bir ülke. 3 kıtada bakiyesi olan bir imparatorluktan söz ediyoruz. İslam dünyası, Türk dünyası, Balkanlar, Kafkasya, hepsinin kesişme noktasında biz varız. Onun için Türkiye bu büyük senaryonun tam merkezinde yer alıyor ama bu ülkede yasama, yürütme, yargı, siyaset, bürokrasi, akademi, medya, STK, sermaye, dini toplulukları, kanaat önderleri sanki bu oyunun farkında değil gibi.
Evet, eğer GLOBAL RESET’den haberiniz yoksa, YENİ NORMAL DÖNEM hakkında bilgisizseniz, YENİ BRETTON WOODS ne anlama geliyor bilmiyorsanız, NEURALİNK, STARLİNK, GPT3, HUMANOİD, SİBORG ne haberiniz yoksa zaten olacakları anlatsak da anlamanız mümkün değil, kim olursanız olun.
Eminim kafasını CoVID ve Aşı’ya takanların çoğunun ne FİTEN’den haberi vardır, ne de YUHANNA VAHYİ’nden. Bu işle ilgilenenlerin çoğu da işin KOMPLO, ESOTERİZM YANI VE TEOLOJİK KEHANETLERİ ile ilgilidir. Dünya ölçeğinde baktığımızda politikacı ip cambazı gibi, var olan dengeler üzerinde ayakta durmaya çalışıyor, iş adamı bu çalkantıdan zarar etmeden, kârlı çıkmaya çalışıyor. Ona göre, her kriz sürpriz fırsatlar sunar ve onun için önemli olan kriz bittiğinde kazanan tarafta yer alıp, yenidünya düzeninin inşasında taşeron olabilmektir. Bürokratı için giden paşam, gelen ağam. Onlardan hesap sorulmasın ve statülerini korusunlar yeter. Çoğu böyle bu kesimde olan cehenneme gidesicelerin. Bilim adamının gözünde, sağlıkçı ise FDA-DSÖ gözlüğü, maliyeci ise FED-LIBOR gözlüğü, askerse NATO-BMGK, siyasetçi ise ABD-AB gözlüğü, bunlardan ne bekleyeceksin. Gazetecisi, STK’lısı da parayı verenin çaldığı düdük genel olarak. Para kimin elinde biliyorsunuz. Şeytan işbirlikçilerine karşı çok cömerttir.
Bu işin sağı-solu, muhafazakârı, milliyetçisi, liberali yok. Yok aslında birbirlerinden pek farkları. Tek farkları adları. Bu “piyasa adamları” alamet-i farikalarını kaybetmiş kalabalıklardan oluşuyor.. Farklılıkları söyleme dayalı şeyler. İnsanlara duymak istedikleri şeyleri söylüyorlar. Hepsinin de farklı gibi gözüken özellikleri makyajları ile ilgili şeyler. Mesela, maskeleri, aksesuarları farklı.
Bakın adamlar davul çalarak geliyor, TANRI’NIN KRALLIĞI için. MESİH geliyor diyorlar Hristiyanlara, ANTİCHİRİST’le savaşa hazır olun diyorlar, ama öte yandan BAHOMESİN KIRALLIĞI için hazırlık yapıyorlar. Gelecek olan “EVRENİN ULU MİMARI” olacak onlara göre. ARMAGEDDON’dan söz ediyorlar, TAPINAK’tan söz ediyorlar. MATRİX’in ve bütün bu kavramların onlar için özel, sembolik farklı bir anlamı var.
The Economist’in kapağı konuşuluyor bu günlerde, yazdıkları değil. Orada Biden, ABD bayrağı, Dolar, Tiktok, enerji kaynakları, çevresel felaketlerden, atom bombasından, iklim ve çevreden söz ediliyor. Sorular, yangınlar, yeni salgınlar, yine hayat eve sığar mesajları. Bir yandan biz doğal gaz, petrol arıyoruz, öte yandan fosil yakıtlarının yasaklanması gündemde. Yeni enerji kaynakları gündemde. Sahi, 5G, robot teknolojisi derken, biz İHA’ları çok sevmiştik de, Humonoid’ler devreye alınınca bu şoförsüz otomobiller, dronoto’lar gelince bu kadar şoför, asker, polis, öğretmen, hizmet sektörü, imalatta çalışan insan ne yapacak. Maden ocaklarında da onlar çalışacaklar, resepsiyonda da. O zaman bu kadar memur, işçi ne yapacak. Bizim MEMURSEN, HAK-İŞ ne düşünüyor bu konuda. Bunların hepsi 5G ve CoVID ile ilgili. Harekete geçmek için ne bekliyorlar!
TÜBİTAK ne diyor bu hususta, bizim stratejik araştırma yapan kuruluşlar, YENİ DÜNYA DÜZENİ hakkında ne yapıyorlar. PARA da değişecek, DİN ALGISI da. mRNA ile insan bedenine, global anlamda bir müdahaleye hazırlanıyor birileri AŞI diye. Ölümü gösterip AŞI’ya razı etmeye çalışıyorlar. Peki, DİYANET ne düşünüyor bu hususta. GELECEK konusunda FELSEFECİ’lerin söyleyecekleri bir şey yok mu! Bilmem derdimi anlatabildim mi! Ama siz boş verin bunları, RF jeneratöründen, GENOM’dan, füzyon ve plazma teknolojisinden, Karadeniz’deki hidrojen sülfürden size ne, bize ne!?. Depremden size ne, hayat eve sığar, sokağa çıkacaksan maskeni tak, sosyal mesafeye dikkat, kolonya kullan, dizi seyret ve büyüklerinin sözünü dinle, olacakları bekle. Bir gün gözünü açtığında göreceklerinden şikâyet etme hakkın olmadığını bil! Son söz, anlayana, CoVID ve aşı, bu global 15 Temmuz’un 17/25’idir. Selam ve dua ile.