Sakarya Başörtüsü Platformu 94. Başörtüsü eyleminde; toplumun militarist bir kuşatma altında yaşadığı belirtilirken, İslami kimliğe karşı olan baskı ve yasakların kamu ya da özel sektör ayırd etmeksizin tüm ülke sathında yaygınlaştırılmaya çalışıldığı ifade edildi.
Sakarya Başörtüsü Platformu 94. haftasına giren Başörtüsü eylemlerinde bu hafta; toplumun askeri vesayetin kuşatması altında olduğu belirtilirken; başta İslami kimlik olmak üzere diğer hak ve özgürlüklerin militarist yapı tarafından bildiri ve brifinglerle baskı altında tutularak yasaklanmaya çalışıldığı ifade edildi. Açıklamada ayrıca seçim meydanlarında sergilenen ikiyüzlülükler protesto edildi.
Basın açıklamasını okuyan Özgür-DER Sakarya Şubesi Başkanı Kadrican MENDİ, toplumun militarist bir kuşatma altında yaşadığı, başta İslami kimlik olmak üzere diğer hak ve özgürlüklere karşı uygulanan baskı ve yasaklamaların tüm ülke sathında yaygınlaştırılmaya çalışıldığını ifade ettiği açıklamasına şu sözlerle devam etti: "Tüm ülke bütün bir toplum adeta korkunç militarist bir kuşatma altında yaşamaya mahkum ediliyor. Kuşatılan toplum iyiden iyiye susturulmaya sindirilmeye ve köleleştirilmeye çalışılıyor. Tüm bu baskı politikalarının sahibi askeri vesayet ya da diğer bir tanımla militarist yapılanmanın izin verdiği kadar özgürlük, onun izin verdiği kadar inanç ve ibadet, onun izin verdiği kadar siyaset öngörüsü kabullendirilmeye çalışılıyor. Militarist kuşatma sanki bu ülkenin kaderiymiş gibi algılatılmaya çaba gösteriliyor. Bütün bunlardan yüz bulan militarist yapılanma yaşadığı ve içinden çıkabilmesi zor meşruiyet sorununu aşmak için daha bir cesaretleniyor özüyle ve sözüyle pişkin tavırlar içerisine giriyor. Kendine göre sık sık bildiriler, basın toplantıları ve akredite brifinglerle halkı manipüle etmeye çalışıyor."
Mendi, başta iktidar partisi olmak üzere diğer tüm partilerin ülkenin askeri vesayet tarafından baskı altında tutulduğu gerçeğinin üzerini örtmeye çalıştıklarını ifade ettiği basın açıklamasında, ülkenin ve özelde İslami kimliğin bu militarist kuşatmadan kurtulmasının yolunun direniş kararlılığı ile mümkün olduğunu şu sözlerle açıkladı: "En temel insani haklarımız ile birlikte İslami kimliğimiz, başörtümüz ve namazımız gibi diğer tüm inanç ve ibadetlerimizi özgürlüğe kavuşturmak, direnişten başka bir şeyle gerçekleşmeyecektir. Zahmetsiz, kendiliğinden, bedelsiz gelen veya verilen bir özgürlüğü beklemek çok açık bir şekilde hayalperestlik olacağı gibi aynı zamanda sistemi ve egemenleri tanıyamamak anlamına da gelecektir. Yapılması gereken ilkeli ve onurlu bir şekilde az-çok demeden istikrarlı ve sürekli bir direnişi hakim kılabilmek, eğilip bükülmemek, taviz vermemek, korku psikolojisine aldanmamak ve az bir paha karşılığında ahiretimizi pazarlık konusu yapacak söz ve tavırlardan uzak durmaktır."
"Başörtüsü İslam"ın Emri, Müslüman Kadının Kimliğidir" ve "Zulme Karşı Direneceğiz; Başörtüsüne Özgürlük" yazılı pankartlar taşıyan platform mensupları eylem boyunca "Darbeciler Yenilecek;Direnenler Kazanacak" ve "Direniş, Adalet, Özgürlük" sloganlarını attılar. Eylemde "Zulme Karşı Direneceğiz", "Yaşasın Başörtüsü Direnişimiz" , "Yasakçılar Yenilecek;Direnenler Kazanacak", "Halk Göreve", "Darbe Tehdidi Oligarşinin İflasıdır" yazılı dövizler de taşındı.
Sakarya Başörtüsü Platformu 94.Basın açıklaması
Militarist kuşatma ancak direnişle aşılabilir.
Uzun sayılamayacak ömründe oldukça fazla doğrudan ve dolaylı darbe-muhtıra ve müdahaleler yaşamış ve en başta İslami Kimliğimiz olmak üzere diğer hak ve özgürlüklerin baskı altında tutularak yasaklandığı bir ülkede yaşıyoruz. Siyasi simge yaftalamaları ile üniversitelerde başlattıkları başörtüsü yasağı bugün bütün bir toplumu sarıp sarmalamış durumdadır. Öyle ki başörtüsü üzerinden başlatılan bu yasaklama süreci şimdilerde namaza karşı da işletilmeye çalışılıyor. Kamu veya özel sektör hangisi olursa olsun namaz yasakları her geçen gün daha da yaygınlaştırılmaya çalışılıyor. Namaz kılanlar hor ve hakir görülerek dışlanmaya çalışılıyor, ayıplanıyor kötü ve yanlış bir iş yaptığı zannı uyandırılmaya çalışılıyor. Ayrıca fişlemelerde sürüp gidiyor. Üniversitelerde ve diğer kamu kesiminde tamamen yasakladıkları başörtüsünü şimdi de özel sektöre ait işyerlerine fabrikalara yaymak için her şeyi yapıyorlar. Tüm ülke bütün bir toplum adeta korkunç militarist bir kuşatma altında yaşamaya mahkum ediliyor. Kuşatılan toplum iyiden iyiye susturulmaya sindirilmeye ve köleleştirilmeye çalışılıyor. Tüm bu baskı politikalarının sahibi askeri vesayet yada diğer bir tanımla militarist yapılanmanın izin verdiği kadar özgürlük, onun izin verdiği kadar inanç ve ibadet, onun izin verdiği kadar siyaset öngörüsü kabullendirilmeye çalışılıyor. Militarist kuşatma sanki bu ülkenin kaderiymiş gibi algılatılmaya çaba gösteriliyor. Bütün bunlardan yüz bulan militarist yapılanma yaşadığı ve içinden çıkabilmesi zor meşruiyet sorununu aşmak için daha bir cesaretleniyor özüyle ve sözüyle pişkin tavırlar içerisine giriyor. Kendine göre sık sık bildiriler basın toplantıları ve akredite brifinglerle halkı manipüle etmeye çalışıyor.
Siyasi iktidar ise hiç bir zaman sorgulayıp yargılayamadığı bu gerçeğin üzerini örterek en baştan beri saymış olduğumuz halkın susturulup sindirilmesi projesine katkıda bulunmuş oluyor. Miting meydanlarında boy gösteren diğer siyasi partiler en irisinden en ufağına kadar dünya ölçeğinden 21.yüzyıl hesaplaşması diyebileceğimiz gerçeklikten o kadar uzaklar ki, hala eski usul sahte seçim vaatleri üzerinden mitingler düzenliyorlar. Bazıları kopkoyu bir başörtüsü ve İslami kimlik karşıtı iken üniversitelerde başörtüsüne serbestlik getireceği yalanını söyleyebiliyor. En uçuk vaatlerden en nahoş vaatlere kadar onlarca ikiyüzlülük meydanlarda umarsızca sergileniyor. Tek birleştikleri nokta ise AKP sinden CHP sine , SP sinden GP sine kadar halkı mutlaka sandığa gitmelerini telkin ederek halka tepkinizi sandıkta gösterin mesajı vermek oluyor.
Ancak biz Sakarya Başörtüsü Platformu olarak yaşanan tüm bu gelişmelerin yanında içinde bulunduğumuz bu militarist kuşatmayı aşabilmenin en makul yolunun direnmek, direnmek ve yine direnmek olduğu gerçeğini bir kez daha vurgulamak istiyoruz. En temel insani haklarımız ile birlikte İslami kimliğimiz, başörtümüz ve namazımız gibi diğer tüm inanç ve ibadetlerimizi özgürlüğe kavuşturmak, direnişten başka bir şeyle gerçekleşmeyecektir. Zahmetsiz, kendiliğinden, bedelsiz gelen veya verilen bir özgürlüğü beklemek çok açık bir şekilde hayalperestlik olacağı gibi aynı zamanda sistemi ve egemenleri tanıyamamak anlamına da gelecektir.
Yapılması gereken ilkeli ve onurlu bir şekilde az-çok demeden istikrarlı ve sürekli bir direnişi hakim kılabilmek, eğilip bükülmemek, taviz vermemek, korku psikolojisine aldanmamak ve az bir paha karşılığında ahiretimizi pazarlık konusu yapacak söz ve tavırlardan uzak durmaktır.
Yapılması gereken militarist kuşatmayı kesinkes aşabilmektir.
Yapılması gereken direnmektir.
SAKARYA BAŞÖRTÜSÜ PLATFORMU adına ÖZGÜRDER Sakarya Şubesi