Milli bakiyeli dar sistem

Abdurrahman Dilipak

Tamam, bunu da konuşalım.. Baraj kalksın, dar bölge sistemi uygulansın.. Böylece şu az oyla çok milletvekili çıkardı, bu çok oyla az çıkardı tartışması da biter.. 800 ilçe var, 800 milletvekili yok. Bir de Avrupalılar var.. 550 milletvekili var. Bunun 450’sini Türkiye çıkarsın. Mesela 50’sini yurtdışından alalım.. Onların temsilcisi de katılsınlar.. O ülkelerde oturma, çalışma ya da çifte vatandaşlığı bulunanlar da o ülkelerden kendi vekillerini seçsinler.. 50 tanesi de milli bakiyesistemi ile, artık oyların milletvekili yeter sayısına bölünmesi sonucu genel merkez tarafından “Türkiye Milletvekili” olarak, mesela en çok oy alan, az oyla seçimi kaybedenler arasından, aynı durumdaki milletvekilleri arasında, kontenjanın 2 katı aday arasından genel merkez belirlesin..

Yani 3 tip milletvekili, Türkiye milletvekili, Bölge vekilleri, Yurtdışı vekilleri..

Böylece bölge partileri de kurulabilir.. İsteyen istediği ile, istediği gibi işbirliği de yapabilir.. Bütün partiler, bu sistemde mecliste temsil edilme imkanına kavuşabilirler.. Bir parti doğuda A, batıda B, kuzeyde C, güneyde D partisi ile seçim ittifakı yapabilir..

Baraja gerek yok o zaman. O bölgede kim en fazla oyu alırsa onun adayı seçilir.. Her ilçe kendi bölgesinden, tanıdığı, bildiği birini seçer. Oy pusulasında parti amblemi ve adayın resmi yer alır olur biter.. Tercihli oya da gerek yok..

Değerli biri, parti adayı olmadan da belli bölgelerde seçilebilir.. Onun için partiler, bölgelerinin en değerli isimlerini, kazanacak kişisini, şaibesiz kişisini aday göstermek isteyeceklerdir. Çünki aday da en az parti kadar etkili olacaktır.

Hepsinden önemlisi, aday, seçmenin yakından tanıdığı, temas kurduğu biri olacak..

Yine, sonuçta 2-3 parti grub kurar.. Ama temsil kabiliyeti daha yüksek, profil olarak daha yüksek bir parlamento ortaya çıkar..

Bazı ilçeler 2-3 milletvekili çıkaracak kadar büyük, o ilçeler mahalle bazında 2-3 bölgeye ayrılır. Bazı ilçeler, tek başına bir milletvekili bile çıkaramayacak durumda olacaktır. Onlar da iki-üç ilçe birleşip tek aday çıkarırlar.. 200.000 oya bir milletvekili çıkacaksa, ilçedeki seçmen sayısı 250.000ise, işte o artık 50.000 oyu, milli bakiye sisteminde değerlendirelim diyorum.. Artık oyların toplamını 50’ye bölelim, sonra da hangi parti ne kadar oy aldı ise, bu 50 sandalyeyi paylaşsınlar.. Hatta gerekirse, bu sayıya en yakın oy alan bağımsız da bu kontenjandan meclise girebilir.. Çünki seçimi kaybedecek bağımsızların ya da kazanan bağımsızların da artık oyları olacak..

Bu sistemde seçim maliyetleri de düşecek. Bağımsız adayların kendini tanıtması ve seçim kampanya maliyetleri ciddi anlamda düşecek..

Bu sadece siyasilerin tartışacağı bir konu olmamalı. ÜniversitelerSTK’lar ve halk da bunu tartışmalı.. Bu sistem kimin işine daha çok yarar diye bakmayalım. Doğru mu, adil mi? Faydalımı, ona bakalım..

Bana kalırsa istikrar için de temsilde adalet açısından da mevcut sistemden daha iyi bir çözüm olabilir “milli bakiyeli dar sistem”.

Yurtdışı da aynı şekilde, her elçilik ve konsolosluk bölgesi, daha doğrusu bir milletvekili çıkaracak kadar çalışan, çifte vatandaş ve ikametgahı bulunan kişinin olduğu her bölge bir seçim bölgesi kabul edilmeli.. Katılım oranı ne olursa olsun, en çok oyu alan milletvekili olmalı..

Böyle olunca aslında, kazanamayacak partilerin şan olsun diye aday göstermesine de gerek kalmayacak. Seçimin toplam maliyeti düşecek. Bölgesel ittifaklar sebebi ile aday enflasyonu yaşanmayacak.. Herkes daha fazla oy alacak aday göstereceği için diyalog ve uzlaşı zemini güçlenecek.. İttifak arayışları yanında multi disipliner, nimet-külfet dengesine dayalı çoklu siyasi itilaf zeminleri oluşacak.. Bu sistemde, herkes dar bölgede kendi sandığına daha kolay sahip çıkacağı için usulsüzlük ve yolsuzluk en aza inecek.. Bu da önemli bir kazanım..

Adaylar tepeden, tek merkezden belli blok karakterdeki adaylardan oluşmayacak. Oluşursa seçmen ve parti tabanından dirençle karşılanacak. Onlar da bunu bilecekleri için dikkatli davranacaklar. Onun için partilerin tabanları ve seçmen nezdindeki hegemonik baskıları en aza inecek..

Şimdi 12 milletvekili çıkaracak bir yerde sevdiği adamı 2’ye üçüncü sıraya atıyor, en az tanınanı onun üstüne koyuyor, seçmen daha alttakini kazandırmak isterken öndeki seçimi garanti etmiş oluyor.. Şimdi, bu sistemde listenin önü arkası olmayacak.. Tabii bu sistemde baraj olmadığı gibi tercihli oy da olmayacak. Çünki zaten tek kişi seçiyorsunuz.. Seçim sandıklarında sayım ve seçim sonuçları daha güvenli ve daha hızlı bir şekilde belli olacak.. O zaman neden olmasın..

Bu konuyu basınımızın da tartışması gerek.

Ben hep olumlu yönleri yazdım ama, ilahi düzen dışında hiçbir sistem mükemmel değildir.. Mesela dar bölgede 131.000 kişi, bir milletvekili seçiyorsa, bu durumda Kilis, Ardahan, Bayburt, Tunceli’nin nüfusları milletvekili seçtirmeye yetmeyebilir. Zaten seçmen sayısını 550’ye değil, 450ya da 500’e bölerseniz bu sayı daha yüksek olabilir.. O zaman bu iller için daha düşük bir sayıda istisna, pozitif ayrımcılık yapılabilir.. Ya da en yakın ilçe ile eşleştirilebilir.. 

Tek tip bir dar bölge yok.. İsterseniz, ülke genelinde en çok oyu alan parti bütün milletvekilini çıkarsın da diyebilirsiniz, her bölgede milletvekili sayısını, 1’le ya da 2-3’le de sınırlandırabilirsiniz.. 

Dar bölge seçim sisteminde ana unsur, ülke genelinde seçimin en fazla 5 milletvekili çıkarabilecek şekilde bölümlendirilmesidir. Yani; 1, 2, 3, 4 ve milletvekili çıkarabilecek yerler daraltılmış, sınırlandırılmış seçim bölgeleri olarak tanımlanmış olacaktır.. Bu sistemde bazı durumlarda, baraj olmayacağı için, küçük partilerin temsil edilme şansı artarken, toplam milletvekili sayıları düşebilir.. Muhalefetin buna karşı çıkma sebebi, en çok oy alan daha çok milletvekili çıkarırken, az oy alanlar daha az milletvekili çıkarıyor. Yani tam temsil olmuyor.. Tam temsil gerçekleştiğinde ise istikrar kayboluyor, her an siyasi oy dengesi değişebiliyor, kriz çıkabiliyor..

Bugünki oy dağılıma göre AK Parti’nin 25-50 milletvekili daha fazla çıkarması, MHP ve BDP’nin milletvekili sayısının azalması ve bazı daha küçük partilerin de meclise milletvekili göndermesinin mümkün olması sözkonusu. Ama küçük partiler, kendi aralarında mini koalisyonlar oluşturarak bu sandalye kaybını en aza indirmeleri de mümkün olabilecektir..

Bu arada, yeni seçim sisteminin 2015 genel seçimlerinde uygulanabilmesi için 2014 Haziran’ına kadar bu kanunun çıkarılması gerek..

Selâm ve dua ile..

yeniakit