SANA haber ajansı, devrimcilerin Suriye devlet televizyonunda yayımlanan telefon görüşmelerinin ayrıntılarına ilişkin verdiği haberinde şunları bildirdi:
Suriye Televizyonu'nun Dera ilinde aslen mevcut olmayan toplu mezar yalanıyla ilgili yayınladığı telefon görüşmelerinden birincisinde, Ebu Ala lakaplı Hassan Ebu Sallu ile Yemen GSM hattı kullanan birinin; ikincisinde ise Muhammet el-Şara ile Suudi GSM hattı kullanan başka bir şahsın konuşmaları, gerçekleri gözler önüne seriyor.
Yemen hattı kullanan şahıs, Ebu Sallu'ya: "Bu katliam gerçek mi yoksa sizler mi (rol) oynadınız?" diye sorunca, Ebu Sallu: "Bizler oynadık ama rol milyonda milyon (kadar başarılı) idi. Toprağa defnedilmiştik. Mezar da nizami idi. Hatta üzerimize bir kamyon toprak dökerlerken bir yanlışlık oldu ve az daha hayatımıza mal oluyordu" şeklinde yanıt veriyor.
İkinci görüşmede ise el-Şara, Suudi hattı kullanan ikinci şahsa: "Bana dünkü durumlar nasıldı, ondan bahset" diyor. Öteki de, "Durumlar iyi. Ama mezar görüntülemesi dakik değildi. Konuyla ilgili konuştuk ve güven çerçevesinde çalışıp, kimseye bu durumdan bahsetmemeniz lazım" yanıtı veriyor.
El-Şara: "Vefat eden Muhammet'e dair görüntüler var. Vurulmuş halde. Onu internete Facebook'a yükledik"
İkinci Şahıs: "Keşke yüklemeden önce bana haber verseydin. Konumunu değiştirmen gerekiyor. Aynı yerde kalma. Uydu kanalları için söyleyeceklerinizi bir kağıda yazın ki, unutmayasınız."
El-Şara: "Dün bir şeyler yazdım. Bu mezarın gözükmemesi gerekiyordu. Zira Horani lehçesiyle konuşmam istendi.."
İkinci Şahıs: "Lehçe konusunda bir sorun yok. Ki bazı spikerler Sanameyn ile Enhel arasındaki mesafenin 300 veya 400 kilometre olduğunu zannediyor.
Konuşmalarınıza açıklamalar yapabilirsiniz. Arur'un soruları için ise, bazen sana zıt olduğunu zannedersin ama kendisi ne yaptığını iyi biliyor, üslubu bu"
El-Şara: "Üslubunu bilirim. Bir mücahidin telefon numarasını aldım. Her türlü gelişmeyi kendisine aktarmamı istedi. Yarın dünyayı sarsacak bir fotoğraf veya görüntü yayınlanacak. "
İkinci Şahıs: "Ben her şeye hazırım." El-Şara: "Hazırlamakta olduğumuz bir plan var. ".. Saad Camisinin kapısına 'Burası Şebbihaların Gazinosu' şeklinde yazıp Visal kanalında yayınlayacağız. Ve diyeceğiz ki, bu görüntüler Enhel'den. Onlara bakın şebbihalar ne yapıyor diyerek, tüm İslam alemini kışkırtacağız.. Ne dersin?"
İkinci Şahıs: "Sizler bu yolla uzaklara gidiyorsunuz"
El-Şara: "Nimir'de gençlerle toplantı yaptık ve bir konsept üzerinde anlaştık. O da, diyaloga hayır ve tüm gösteriler birlik içinde olacak"
İkinci Şahıs: "Bugün ikinci bir cihaz yolladık. Gerek duyulursa cihazı Neva'ya göndereceğiz. Bu kentten sana herhangi bir haber geldi mi?"
El-Şara: "Onlar Neva'ya girdi ama herhangi bir gözaltı veya başka bir şey olmadı. " İkinci Şahıs: "Sözlerinden anladığım kadarıyla cihaz sana ulaşmamış. Her koşulda, bizler cihazları ve habercileri artırmak için çabalıyoruz. Onları meşgul edeceğiz inşallah."
El-Şara sözlerini şöyle tamamlar: "Kendimi tehlikeli bir halde bulursam, Muhammet el-Şara katledildi şeklinde bir haber yayacağım. Daha sonra ortaya bir şahıs çıkıp 'Muhammet el-Şara ölürse, yüz bin Muhammet el-Şara kalır' diyecektir" Onları şaşkınlığa düşüreceğiz"
Okula Roketle Saldırıp, Suçu Ordunun Üstüne Attık!
Diğer taraftan Görgü Tanığı Abdullah Aba Zeyd'in, komşu Arap ülkelerinden şahıslarla yaptığı telefon görüşmesinin kayıtları, camilere saldırılarak bu eylemin Suriye Ordusu tarafından gerçekleştirildiği yalanını yayma hedefli hain çalışmalara dair kanıt teşkil ediyor.
Suriye Televizyonu'nun yayınladığı telefon görüşmesi kayıtlarında Katarlı Tarık ile Görgü Tanığı Aba Zeyd arasındaki diyalog, hainlerin bozguncu ve kışkırtıcı girişimlerine ışık tutuyor.
Tarık, Aba Zeyd'e "Orada bombardıman mı var?" Aba Zeyd: "Haber yayını esnasında konudan bahsetmem için hemen el-Cezire'yi arayıp, beni aramalarını haberdar etmelisin. Onlara 'semtteki içme suyu deposunu kurşunladılar' diyeceğim"
Tarık: Molanın başlangıcında Cezire kanalıyla görüştüm. Evler konusunda.. (Askerler) Evlere giriyorlar mı?
Aba Zeyd: Evlerin içine girmeye kadir değiller. Bu tür sözlere yanıt verme. Çünkü evler zaten aslen boş, içlerinde kimse yok. Bunun için endişelenme.
Tarık: Ne oldu da evler boş? Elinizdeki devrimcilerin vaziyeti nasıl?
Aba Zeyd: (Askerler) Evlere girmiyorlar. Evin güvende. Orada bir şey yok. Devrimcilerin durumu ise çok iyi. Başını göğe erdirecek vaziyetteler. Bu duyduğun kurşun sesleri de bizim taraftan"
Tarık: Ağır silahlarınız var mı?
Aba Zeyd: Bizde olmaması makul mu Ey Tarık! Sana başka bir şey diyeceğim. Beldedeki keskin nişancılar çoğu, özellikle camilerin üzerinde olanlar bizden. Ama bizler bunların aksini söylüyoruz. Mesela bizimkiler RPG roket ile okulu vurdu. Ama biz, onların tanklarla vurduğunu söyledik. İnsanlardan bazıları kaçtı veya daha doğrusu öldürdük ama bazıları halen mevcut. Bir sorun yok. İnşallah onları bugün yakacağız.
Tarık: Bölünmelerden ne haber? Sayı çok mu?
Aba Zeyd: Yaydığımız bu haber doğru da olsa, yalan da olsa haberin tüm Suriye ordusunu korkuttuğunu ve şimdi bütün Suriye'nin bu konuyu konuştuğunu biliyor musun? Kurşun seslerini işitiyor musun? Tabi ki bizler kanalları arayıp bakın görün bizleri nasıl öldürüyorlar diyoruz" Bir sorun yok yani, bizler de medya konusunda elimizden geleni yapıyoruz..
Tarık: Az sonra el-Cezire seninle görüşecek..
Aba Zeyd: Evet. Beni aramaları çok önemli.
Tarık: Merak etme.. Sadece el-Cezire yanında değil.. BBC de yanında, Allah da seninle beraber.
Minareleri Vurun, Allah Sizi Affedecektir!
Katar'dan Tarık ile kimliği belirsiz bir başka şahıs arasında gerçekleşen bir başka görüşmenin ses kaydı yayınlandı.
Görüşmede Tarık ikinci şahsa: Radyolar, Ürdün sınırındaki Şeyf bölgesinde Remsa'daki yüksek tepelerden görüntü alıyor.
Meçhul Şahıs: Peki iki minare?
Tarık: Minarelerden biri Mehamid'in ikincisi Bilal Camisinin" Onları vurun, Allah affeder. Daha sonra yeniden inşa ederiz. Ama önemli olan yere düşmeleri. Şimdi çekim yapıyorlar ve görüntüler bize ulaşıyor. Bundan dolayı daha çok duman çıkması için yakabildiğiniz kadar lastik yakın. Akşam beni haberdar etmeye çalış.
Suriye Televizyonu'nda yayınlanan bir başka telefon görüşmesi de Aba Zeyd ile Ürdün'den Haldun adlı şahıs arasında gerçekleşiyor.
Görüşmede Aba Zeyd, Haldun'a: Acele etmeniz lazım çünkü burada durumlar kötü. RPG'ye acil şekilde ihtiyacımız var. Bu çok önemli. Çünkü minareleri vurup düşürmek istiyoruz.
Haldun: Ya Allah deyin"
Abdullah Aba Zeyd ile Tarık'ın planlamış olduğu şeyler, Deyrezzor ilinde silahlı terör gruplarının eylemiyle gerçekleşti. Osman b. Affan Camisi ile birlikte bir başka camiye yapılan sabotajda camilerden birinin minaresi düşerken, ikincisi dimdik kaldı.
Hatırlanacağı gibi, bunun üzerine kışkırtıcı ve düşman medya kanalları, henüz kente dahi girmemiş olan Suriye Arap Ordusu'nu töhmet altında bırakmaya çalışmıştı. Ordu daha sonra, vatandaşlar arasında korku salan, yolları kesen ve kamu ile özel mülklere saldıran silahlı terör gruplarını kovalamak için bir operasyon düzenlemişti.
ydh