Michel Aoun Lübnan gazetesi "el-Cumhuriyye " ile yaptığı röportajda Hizbullah ile ilişkiler hakkında şunları söyledi:
‘’Lübnan'ın çıkarına olan bu ilişkinin bedelini ödedik ve Lübnan Ulusal Kurtuluş Cephesi lideri Cibran Bassil de Hizbullah'la ittifakından dolayı Amerikalılar tarafından cezalandırıldı ve bundan pişman değiliz; Çünkü yaptıklarımız inancımızın sonucuydu.
Hizbullah Lübnan ulusunun bileşenlerinden biridir ve aynı topraklarda birlikte yaşıyoruz ve orada İsrailliler, Amerikalılar ya da başkalarıyla değil, Hizbullah ile birlikte kalacağız. Başka bir deyişle, ulusal ve ahlaki aksiyomlar, herhangi bir siyasi hesap ve çıkardan uzak, Temmuz savaşı gibi tehditler karşısında ortağımızın yanında durmamızı gerektiriyor.’’
Aoun, çeşitli nedenlerle başka bir savaş durumunda tekrar böyle bir tutumu benimseyip benimsemeyeceğine ilişkin bir soruya yanıt olarak şunları vurguladı:
Evet, konumumuzun değişmeyeceğini göreceksiniz; Çünkü bu pozisyon ilkeli ve millidir, zamanla ve değişen şartlarla değişmeyecektir.
Açıklamasının bir başka bölümünde ise, Lübnan ile işgal altındaki topraklar arasında deniz sınırlarının çizilmesi olayına ve Amerikalı arabulucu Amos Hockstein'ın önümüzdeki günlerde bölgeye yapacağı geziye atıfta bulunarak, şunları kaydetti:
‘’Lübnan'ın gündeme getirdiği konuların çoğu artık İsrail tarafından kabul edildi, bu nedenle temel konuların neredeyse tamamlandığı sonucuna varılabilir, ancak nihai anlaşmanın sonuçlanmasını beklememiz gerekiyor.
"Kana" gaz sahası tamamen Lübnan'a ait olacak ve aynı zamanda komşu taraftan çıkarma hakkımız konusunda ısrar ediyoruz.’’
Michel Aoun bu durumda Lübnan direnişinin rolünü vurgulayarak, ‘direniş hareketi dolaylı müzakerelerin ilerlemesinde etkili oldu’ ifadelerini kullandı.
Siyonist rejim ile Lübnan arasındaki tartışma, iki taraf arasındaki deniz sınırları üzerinde tırmandı.
Lübnan ise 23. ve 29. deniz hatları arasındaki bölgeler için Siyonist rejimle dolaylı olarak pazarlık yaptığını ve bu konuda haklarından taviz vermeyeceğini söylüyor.(Ajanslar)