Eğer Rabia"tul Adeviyye ve Nahda meydanlarında iki binden fazla Müslüman yerine kedi ve köpekler öldürülseydi bugün, Avrupa ve Amerika"nın bütün şehirleri ayağa kalkmış olacaktı.
Aynı silahlarla, aynı yollarla meydana toplandığını farz ettiğimiz kedilerin ve köpeklerin üzerine saldırılsaydı ve bu şekilde hayvanların kanı dökülseydi bu olay dünya medyasının günlerce birinci sırasını işgal ederdi.
Evet, iki binden fazla kedi ve köpek öldürülseydi, on binden fazlası yaralansaydı, bu arada yaralı kediler ve köpekler veterinerlere ve hastanelere ulaşmasın diye yollar kapatılsaydı, yardımlar da engellenseydi iddia ediyorum ki bütün bir dünya ayağa kalkardı ve bunu yapanlara dünyayı dar ederlerdi, insan içine çıkamaz hale getirirlerdi en büyük cezalara çarptırılırlardı. Yanılıyor muyum, abartıyor muyum?
Ama koskoca bir dünya iki binden fazla Müslümanın katledilmesi, on binden fazlasının yaralanması karşısında leş gibi ölüm sessizliğine gömülüverdi.
Birinci katliamda da sabah namazı katliamında da bu şekilde ölüm sessizliğine gömülmüşlerdi, ikinci katliamda da.
Dünyanın bu ölüm sessizliğine gömülmesi zaten bu üçüncü katliamın habercisi, üçüncü katliamın vizesiydi, üçüncü katliamın müsaadesiydi. Sisi denilen firavuncuk bütün gücünü ve kuvvetini dünyanın içine gömüldüğü bu kahredici sessizlikten alıyordu.
Ve ilan ettiği sıkıyönetim karanlığı içerisinde işleyeceği bütün cinayetlerin müsaadesini de yine aynı sessizlikten alacaktır. Eğer başarabilirse şu andan sonra sokak sokak, ev ev dolaşıp insan toplayacak ve daha rahat bir şekilde katledecektir.
Bu arada sessiz kalmadığını gösteren nicelerinin çıkardığı seslere bakıyoruz, sesiz kalmaktan çok daha beter ve kahredici.
İki binden fazla Müslümanın hunharca katledilişi ve on binden fazlasının yaralanması karşısında birilerinin suya sabuna dokunmayan açıklamalarına bakıyoruz: Sussalar, hiçbir şey söylemeseler, ölüm sessizliğine gömülenlerle birlikte olsalar inanın çok daha iyi olacaktı.
Açıklamalarında katil firavun ve avanesine bir tek söz etmeyen, tarafları sükûnete çağıran ve iyice düşünüldüğünde zalimlerin zulmünü onaylayan, zulme ve katliama uğrayanlara da buna katlanmalarını tavsiye eden, bütün bunları kabullenmeye çağıran kalleşçe açıklamalar"
Lütfen susuverin hiç olmazsa, vallahi çok daha iyi edersiniz susmakla.
Mısır ölmüyor, Mısırlı Müslümanlar ölmüyor, İhvan"ul Müslimin ölmüyor, bilakis diriliyorlar, dirilişe geçiyorlar. Hem de bütün bir dünyanın gözleri önünde, onların müşahedeleri altında bir diriliş yaşıyorlar, bir diriliş destanı veriyorlar.
Allah-u Teâlâ en kısa bir zamanda bunun büyük bir diriliş olduğunu bütün bir İslam Dünyası"na ve dünyaya gösterecektir.
Kendi davası uğruna bedel ödeyenlerin bedellerini ahiretten önce bu dünyada kendilerine ikram edecektir. İzzet olarak, devlet olarak, medeniyet olarak kendilerine sunacaktır.
Ölen bir taraf varsa onları katledenlerdir, katliama katkıda bulunanlardır, bütün bu katliamlar karşısında ölüm sessizliğine gömülenlerdir.
Dünyanın önemli bir bölümü şu anda böyle bir ölüm çeşidi yaşamaktadır.
Batı dünyası bu diriliş karşısında kendi ölümünü ilan etmiştir.
Şimdi bütün bir dünya Batının, ABD"nin böyle ölümünü, bitişini, tükenişini, insanlığın tarih sahnesinden inişlerini izlemektedir.
Rabbimizden niyazımız; bunun daha bir çabuklaşması, daha bir netleşmesi ve belirginleşmesi, bizleri de bunlara bizzat şahid kılmasıdır.
doğruhaber