Abbasi Kuveyt'te yayımlanan El-Muctema dergisine yazdığı makalede şu ifadelere yer verdi:
"Türk Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan aleyhine Mısır'ın hepsi de Abdulfettah es-Sisi'nin darbe şakşakçısı ve 'alıkonulan cumhurbaşkanı' Muhammed Mursi karşıtı milli, siyasi ve özel medyasında çıkan iftira ve sövgü dolu haberler, darbecilerin kalelerinin bir örümcek ağından daha dayanıksız olduğunu gösteriyor. Mısır halkı 25 Ocak devrimini başlattığında Mübarek'in iş başında kalabilmesi için sihirli formüller önerenler de aynı siyasiler ve basın mensuplarıydı."
"Hakaret ve sövgü içeren yayınlara cevap vermeyi bile zaid addettiğini, sadece Mısır basınında Erdoğan'la ilgili öne sürülen iddiaları basın meslek ilkeleri açısından ele alacağını" belirten yazar, şöyle devam etti:
"Güvenilir bir kaynak ve belgeye dayandırılmadan Erdoğan'ın uluslararası İhvan örgütünün üyesi olduğu iddia edildi. Oysa Erdoğan'ın hayatının hangi döneminde neler yaptığı ortada olduğu gibi, Türkiye'deki muhalifleri bile böyle bir iddia ortaya atmamıştır. Ayrıca Türkiye laik bir ülkedir, böyle bir bağlantı tespit edilmiş olsaydı Başbakan Anayasa Mahkemesi'nin oklarına hedef olurdu."
Erdoğan'ın Mısır'daki 25 Ocak devrim sürecine açık destek verdiğini, ülke yönetimini Mübarek'ten devralan Yüksek Askeri Konsey (YAK) ile işbirliği yaptığı gibi daha sonra cumhurbaşkanı seçilen Muhammed Mursi ile de işbirliği yaptığını vurgulayan yazar, "Erdoğan belli bir cemaati desteklememiştir, anayasal, demokratik meşruiyet ilkesiyle tavır almıştır" ifadelerini kullandı.
Mısırlı yazar Muhammed Abbasi, Mısır basınında Erdoğan aleyhtarı kampanyaya örnek sadedinde Mısır'ın Ankara Büyükelçisi'nin bir Mısır gazetesine verdiği mülakat ve "El-Hayat" televizyonuna verdiği beyanata işaret ederek şunları kaydetti:
"Mısır'ın Ankara'daki Büyükelçisi Abdurrahman Selahaddin, daha önce Türk yetkililere, kendisini İhvan yanlısı olarak tanıtırken, darbeye eklemlenmekte gecikmedi. Selahaddin, 'El-Yevmu's-Sabi' gazetesine verdiği mülakatta Türk basınının Mısır konusundaki tavrı dolayısıyla Erdoğan'ı eleştirdiğini söyledi. Sayın Büyükelçi galiba, lideri, 'Ergenekon' adıyla bilinen askeri darbeye teşebbüs davasında yargılanan İşçi Partisi'nin kanalı 'Ulusal TV' ile aynı çizgideki, etki alanı gayet sınırlı 'Aydınlık' gazetesini kastediyor. Aynı zatın Mısır'ın 'El-Hayat' televizyonuna verdiği beyanatı da hayretler içinde seyrettim. Sayın Büyükelçi 'Türk halkıyla birebir görüşmeleri sırasında halkın Erdoğan'ın siyasetini onaylamadığını' söylüyordu.
Koskoca Büyükelçi nasıl halkına ve darbeci liderlerine yalan yanlış bilgiler aktarıyor? Büyükelçi utanıp sıkılmadan Türk ana muhalefet partisini Mısır'ın gerçeğini görmeleri için Kahire'ye davet ettiğini söylerken Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun da Mısır'daki askeri darbeyi kınadığını ve aynı partinin genel başkan yardımcısının Mısırlı gazetecilere karşı Başbakan Erdoğan'ı koruyan tavrını es geçiyor. Büyükelçi Erdoğan'ın Ezher Şeyhi ile ilgili açıklamalarını sanki Ezher kurumuna karşı yapılmış gibi çarpıtarak aktarıyor ki bu tutumu bize Mübarek dönemi basınının uydurma ve çarpıtma haberciliğini hatırlatıyor."
"Ed-Dustur" gazetesinin Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT) Başkanı Hakan Fidan'la ilgili, "El-Ehram" gazetesinin ise Erdoğan-Hamas ilişkileriyle ilgili asparagas haberlere yer verdiğini öne süren Mısırlı Gazeteci Yazar Muhammed Abbasi makalesini şöyle tamamladı:
"Bütün bu örnekler geneli itibariyle Mısır basınının, her zaman Mısır halkının tercihlerinden yana tavır takınan Erdoğan'ın tavır ve duruşlarını yansıtırken basın meslek ilke ve değerleriyle bağdaşmayan, objektiflikten uzak bir tutum sergilediğini göstermektedir."