Muhalefetin AK Parti’ye karşı propagandasının omurgası belli oldu..
Erdoğan’a diktatör diyecekler.. Basın susturuluyor diye yaygara kopartacaklar..
Bir yandan Erdoğan’a saldıracaklar, öte yandan haklarında yasal takibat başlatılınca, “Basın susturulmak isteniyor” yaygarası kopartacaklar.. Dün böyle değillerdi. Muhbirlik yapıyorlardı..
Bir ara hakkımda istenen ceza davalarında istenen ceza 500 yılı bulmuştu..
Gözcü gazetesi Doğan’ın damadınındı. Hakkımda her gün bir yalan, bir iftira.. Günde beş gün, haftada beş gün mahkemeye çıktığım oluyordu..
10 yıl sonra AİHM’den haklı olduğuma dair bir karar geldi.. “Paşalar Söz Dinlemezse” diye bir yazı yazmıştım ve “darbe yapmayın” demiştim.. Cuma dergisinde yayınlanan bir yazımdan dolayı sanık sandalyesine oturtuldum.. 7,5 yıl askeri mahkemede yargılandım.. Müştekiler kimler,Çetin Doğan, Hurşit Tolon, MGK Genel Sekreteri Tuncer Kılıç.. Müştekilerin mahkemeye üye atama yetkisi var, kararı komutan emir ile temyiz edebiliyorlar. Diğer hakim ve savcıların aynı zamanda sicil amiri bu beyler..
Bu da ne ki, bir Güven Erkaya davası var ki, evlere şenlik.. 15 yıl oldu, dava Yargıtay’da bekliyor.. “Hakkımı helal etmiyorum” dediğim iddiası ile sanık sandalyesine oturtuldum, oysa benim yazımda öyle bir ifade de yoktu. Gazetenin manşetinden ben sorumlu tutuldum. Gıyabımda yargılanıp mahkum edildim. Ama hemen karar kesinleşince gelip evimi haczettiler..
Yahu kitaplarımın Diyanet kitap fuarında sergilenmesine bile izin verilmiyordu.. Gazetemizin okurları fişleniyordu..
O da bir şey mi ki, 312 General birlik olup bir gazeteci hakkında dava açmışlardı. O dava da hala sürüyor. “Onbaşı olamayacakların general olduğu ülke” demiş bir Yeni Akit yazarı, 312 General birlik olup dava açmışlar..
O zamanlar bunların “gık”ı çıkmıyordu..
O zaman bu gazetelerin köşe yazarları “Atatürk Cumhuriyetinde yaşayanlar Atatürk’ü ve onun Cumhuriyeti’nin temel esaslarını eleştiremezler, hadlerini bilecekler” diye yazıyorlardı..
Sahi ne oldu şimdi.. Hepsi özgürlükçü kesildiler..
Şimdi Paralelciler kalkmış, “28 Şubat’ta bu kadar baskı yoktu” diyor.. “Hafiza-i beşer nisyan ile malüldür” derler ya.. Bu durum da işte öyle bir şey..
AK Parti olmasa, Erdoğan’dan kurtulsalar herşey istedikleri gibi olacak. Birileri 28 Şubat günlerinin hayalini kuruyor anlaşılan..
Erdoğan ve AK Partili belediyeleri terör ve yolsuzlukla ilişkilendirmeye çalışacaklar, ellerinden gelirse. Bir de İHH’yı. İsrail’in intikamını almaları lazım çünkü. Dertleri üzüm yemek değil, bağcıyı dövmek..
Aslında fazla bir zamanları kalmadı.. Seçimin güvenliğine ilişkin şaibe oluşturmaya, zihinleri bulandırmaya çalışacaklar.. Teröre destek verecekler.. AK Parti’ye karşı topyekun bir saldırı başlatacaklar.. Belki biraz Suriyeli misafirler üzerinden bir tartışma çıkartmaya çalışacaklar.Erdoğan-Davudoğlu konusunu gündemde tutacaklar..
Neyse ki, fazla bir zamanları yok ve insanlar bu saatten sonra bunlara kolay kolay inanmayacak. Çünkü oynanmak istenen kirli oyun ve bunların arkasındaki kirli çevreler biliniyor artık..
Halk bu yalanlara itibar etmiyor. Onun içinde bunların mediası her gün biraz daha tiraj ve rating kaybediyor.. Halk bu grupta yer alan sermaye gruplarını boykot ediyor..
Bu işe yabancıların müdahil olması, bu olayların arkasında İsrail, MOSSADve batılı İstihbarat örgütleri ve Tapınakçıların bölge ile ilgili senaryolarının deşifre olması ile bu planlar yapanların elinde patladı..
Önümüzdeki günlerde birileri Kamuoyu anketleri ile AK Parti’nin oy kaybettiği yaygarası kopartacaklar.. Utanmasalar AK Parti %35 diyecekler de. Mızrak çuvala sığmıyor.. O kadar oyu, CHP’ye mi, MHP’ye mi, HDP’ye mi vereceksiniz.. Yemiyor..
Bu defa Bağımsız aday hemen hemen yok gibi. Dahası bir önceki seçime katılan partilerin bir çoğu bu seçime katılmıyor.. Bunlardan bazılarının oyu AK Parti’ye gidecek, ama bazıları oylarını, o bölgede AK Parti’nin karşısında en güçlü parti hangisi ise ona kanalize etmeye çalışacak..
Bu seçimde hile eskisi kadar kolay olmayacak.. Artı, halk oynanan kirli oyunu gördü, onun için AK Parti’ye gitmesin de nereye giderse gitsin oylar demeyecekler..
Bir çok yönden ilginç, ilklerin yaşandığı, sürprizlerle dolu bir seçime doğru gidiyoruz.. Çok radikal bir değişiklik olmayacak. Onun için herkes var gücü ile asılacak.. Kimse ipi gevşetmeyecek. Yanlış bir adımın faturasının kendileri açısından büyük olacağını biliyorlar.. Kişiler tek başlarına bu ağır faturayı ödememek için bireysel olarak çok fazla öne çıkan olmayacak..
Muhalefetteki bütün partilerin benzer bir dil kullanması aslında bu çevrelerin yerleşik tabanlarında tedirginliğe yol açabilir.. Kafası karışanlar sandıktan uzak durabilir. Çünkü kimin eli kimin cebinde belli olmayan durumlarda halk oradan uzaklaşır..
Halkın önemli bir kesimi, ne iktidarın, ne de muhalefetin söylediklerine tam bir anlam veremiyor.. Kavga ve öfke dili bu insanları rahatsız ediyor..HDP bu konuda inandırıcılığı kaybetti. Demirtaş’ın dün söyledikleri bu gün yaptıkları ile örtüşmüyor.. MHP lideri 4 işlem yaparken bile bağırıyor. CHPoyunun farkına vardı. AK Parti daha ölçülü.. Ama yine de birileri AK Parti’yi günah keçisine çevirmek istiyor. Yani bütün günahların sorumlusu o. Onu kurban etseler sorun çözülecek, onlara göre.
Erdoğan tepki vermese daha çok üzerine giderek boğmak istiyorlar. “Bak susturduk, cevap veremedi“ diyecekler. Üzerlerine gitse “bu geriyor”, diyecekler..
Neyse, şurada bir kaç hafta kaldı, tencere yuvarlanacak kapağını bulacak.. Sabır.
Görelim mevlam neyler. Ne olacak diye beklemek yerine, ne olmasını istiyorsunuz ve o uğurda ne yapıyorsunuz. Asıl cevabını arayan doğru soru bu. Selam ve dua ile..
yeniakit