Zarif mesajında "Benim milletim, iki bin yıldan uzun bir süredir, farklı dinlere inananlar arasında saygılı bir şekilde bir arada yaşamanın, çeşitli kültürlerin taşıyıcılarının ve insanlığın çok yönlü değer ve ideallerinin savunucularının sembolü olmuştur. Farklı etnik gruplar, ırklar, diller ve lehçelerden gelen insanları bağrına basmıştır. Mazlumlara, mültecilere, sığınmacılara ve soykırım mağdurlarına destek olmak, bu büyük ve şanlı milletin tarihi özelliği olmuştur. Bu mazlumlar; 2600 yıl önce Babil baskısı altındaki Yahudiler de olabilir, İkinci Dünya Savaşı sırasında Nazizm ve Faşizmden kaçan Yahudiler de olabilir, işgalcilerden kaçarak Afganistan'dan gelen mülteciler de, işgal ve apartheidden kaçan Filistinliler, Lübnanlılar ve Suriyeliler de olabilir." ifadelerini kullandı.
Zarif, mesajının devamında "Biz İranlılar, tarih boyunca barışı arzuladık ancak vatanımızı savunmaktan asla geri durmadık. İşgalcilere karşı kültürümüzle direnç gösterdik ve mazlumları desteklemekten vazgeçmedik. Yaklaşık on yıl önce, İran'ın barışçıl nükleer programıyla ilgili sahte bir krizi sona erdirmek için çok taraflı diplomasi yoluyla benzersiz bir başarıya katkıda bulunma onuruna sahiptim. Ancak bu sahte krizi başlatan Netanyahu, 'tarihi görevi' bu nükleer anlaşmayı engellemek ve bozmaya çalışmak olarak tanımladı. Bu anlaşma, sürekli bir kurt sürüsü tehlikesini asla ortaya çıkarmayacak bir güvence olabilirdi." dedi.
Zarif "Bu anlaşma, bölgede yeni bir barış, iş birliği ve huzur dönemi başlatmak için temel olabilirdi. Ancak Netanyahu ve onun Siyonist ve aşırı sağcı ortaklarının şeytani çabaları sonuç vererek bu tarihi fırsat bölge halklarından çalındı. Onlar tarihin yanlış tarafında yer aldı. Bugün de Netanyahu ve rejimi, Batılı destekçileriyle birlikte yine tarihin yanlış tarafında duruyor. Bölgeye ölüm ve yıkım getiren bir savaş makinesi kurarak, insanlığa karşı suçlar işliyorlar ve 10 bini çocuk olmak üzere 50 binden fazla masum sivilin kanını döküyorlar. Ancak işgale karşı direniş, çocukları ve liderlerini öldürerek yok edilemez." diye devam etti.
Zarif ayrıca "Yahudi inancının temsilcisi olan bu terörist rejim, ne 10 Emir'i taşıyabilir ne de insanlık değerlerini savunabilir. Bu rejim, Nasyonal Sosyalizm ve Faşizmin karanlıklarını yansıtmaktadır. Saldırgan Siyonizm, seküler ve işgalci bir harekettir. Yahudiliği sömürerek sömürgeci ve ırkçı emellerine ulaşmak için bir maske olarak kullanmaktadır. İkinci Dünya Savaşı'ndaki Holokost kurbanlarının anısını ve adını suistimal etmekte, ırkçılığı, aşırı milliyetçiliği ve diğer halklara ve dinlere karşı nefret yaymaktadır. Siyonistler, kendilerini dünya Yahudilerinin temsilcisi ve sığınağı olarak yalanla tanıtırken, aslında Yahudi halkının itibarının ve güvenliğinin en büyük düşmanıdır." dedi.
Son olarak Zarif "Bu rejim, Musa'nın 10 Emir'ini tek tek ihlal etmektedir: Bu rejimin tanrısı güçtür, Tanrı değil. Siyonizm adına hem Yahudileri hem de Yahudi olmayanları kurban etmektedir. Tanrı'nın adını soykırımı meşrulaştırmak için boş yere anmaktadır. Yahudilerin tarih boyunca sahip olduğu onuru yok etmektedir. Filistinli tutsakları taciz ederek onurlarını zedelemektedir. İşgal, yağma ve hırsızlık bu rejimin temel uğraşıdır. Bu rejim, yalan yere tanıklık etmeyi bir endüstri haline getirmiştir. Başkalarını insan altı varlıklar olarak görüp evlerini ve köylerini işgal etmektedir. Benim Yahudi vatandaşlarım ve dünya Yahudileri, sizler yalnızca Siyonistlerin diğerlerine işledikleri suçları izlemekten değil, aynı zamanda Siyonizmin kimliğinize ve inançlarınıza karşı yaptığı saldırıların da kurbanısınız. Batı'nın başkentlerinde şimdiye kadar mazlum Filistin halkıyla dayanışma sergilediğiniz gibi, bu direnişinizi kararlılıkla sürdürün." ifadelerini kullandı.
Zarif mesajını " "İnsan onurunu savunmanın ön saflarında yer alan direnişçileri desteklemeye devam edin. İbrahimî Yahudilik inancını tahrifattan, sahtecilikten, saldırganlıktan, ırkçılıktan ve Siyonist soykırımdan kurtarın. İran halkını bu onurlu ve adalet arayışındaki direnişte yanınızda ve destekçiniz olarak görün." diye bitirdi.(Ajanslar)