Ekmeleddin bey “Bana arkadaşlarım Ekmel derler” diyor. Mülayim de diyebilirsiniz..
Mütereddit, risk almayan, mülayim bir insan..
Mülayim olmasına mülayim de, peki, böyle bir kişinin kurtlar sofrasında işi ne?
Kurtlar böylesine mülayim bir adamı niye desteklerler.. MHP, CHP.. Bunlar mı mülayim.. Cemaat..
Hadi onları geçtik, peki şunlara ne demeli! BBP.. Hemen yanında BTP, Haydar Baş’ın partisi.. DYP, DP, Merkez Parti, Cemaat.. Şimdi sıkı durun Devrimci Halk Partisi ve Demokrat Parti’nin desteklediği
Türkiye Sosyalist İşçi Partisi (TSİP) ve Devrimci Halk Partisi (DHP)
Şaka gibi.. Ekmel bey gittiği yerlerde bu parti temsilcileri de peşine takılıyormuş.. Esnaf ziyaretlerine böyle gidiyorlarmış.. Ya hu! Bunları bir arada gören kim olursa olsun, aklı karışır..
Devrimci Halk Partisi ya da Türkiye Sosyalist İşçi Partisi ve MHP ile BBP’yi yan yana düşünebiliyor musunuz..
CHP ile BTP’yi yan yana düşünün..
Bütün bunların tek ortak bir noktası var, AK Parti ve Erdoğan karşıtlığı.. Böylesine bir düşman kardeşler koalisyonunun desteklediği bir adayı düşünün.. Kurtların temsilcisi bir kuzu..
Hem derin devletin hem de paralel yapının desteğini alıyorlar.. Yeni Asya grubu da bu koalisyonu destekliyormuş.. Hadi çıkın işin içinden çıkabilirseniz..
Bu koalisyonu ABD, İngiltere, Almanya, Vatikan, İsrail, Sisi, Suudi kıralı ve Esed de destekliyor olmalı.. Eee, yeni dindarlık ve yeni ulusalcılık böyle bir şey..
Ekmel beyin kazanacağı yoksa, herhalde aile boyu basının hep gündeminde olurlardı. Bol bol malzeme verirlerdi mediaya. Daha ilk günden oğlunun sahildeki perişan hali ile mediaya malzeme olması gibi. O muhafazakar, mesud aile tablosu bir anda paramparça oldu..
Sahi, varsayalım ki seçildi.. Parlamentodan bir yasa geçti ve cumhurbaşkanının önüne geldi.. Bir yanda parlamento iradesi, bir yanda hükümet, öte yandan kamuoyu ve CHP-MHP-Cemaat üçgenine sıkışmış bir cumhurbaşkanı.. Risk almayan biri diyoruz da, böyle bir riski nasıl, ne karşılığı kabul etti aceba bu zatı muhterem..
Göründüğü kadarı ile ciddi bir kampanya yürüttüğü de yok.. Laf olsun, torba dolsun, eli ayağı boş değil, tuttuğu iş değil kabilinden türbe, pazar yeri ziyaretlerinden ibaret bir kampanya. Basın ve kürsü performansı ve hakimiyeti yok.. Hemen panikliyor, kendinden emin değil.. Üstlendiği rolü içine sindirememiş, önemli bir role aday olan bir aceminin haleti ruhiyesi içinde hareket ediyor..
Sizi bir düzine parti destekliyor. Onların hassasiyetlerine dikkat edeceksiniz, sonra vatandaştan oy olacaksınız, ona da dikkat etmeniz gerekiyor. Bir de karşınızdaki diğer adaylara koz vermemeniz gerekiyor. Bir de uluslararası düzen var. Bu adam kimin gözüne bakacak, ne diyecek..
Mülayim beyin işi çok zor.. Hani şu iki hafta da bir geçse, herhalde rahata erecek..
Bana kalırsa ne kadar kitle önüne çıkarsa, ne kadar mikrofon uzatılırsa kendine, ne kadar çok ekrana çıkarsa o kadar kendi aleyhine bir sonuç alır.. El kol hareketi yapacağım diye, Ahmet Hakan’ın programında nerede ise eli ile yüzünü kapatıyordu.. Bu işlerin acemisi olduğu belli.. Çevresinden kimse de anlaşılan üzerine varmak istemiyor, çünki çok naif biri, morali bozulursa, işler daha da kötü bir hal alabilir.. Çıktılar bir yola, gidiyorlar..
Devlet bey durumu fark etti, sessizliğini koruyor. Kılıçdaroğlu cazgırlık yapıyor.. Şecaat arz ediyor, en iyi savunma taarruzdur taktiğini uyguluyor.. Ekmel beyi filan taktığı yok, AK Parti ve Erdoğan’ı nasıl köşeye sıkıştırırım onun derdinde, Ekmel beyi de bu anlamda tepe tepe kullanıyor. O da kendini kullandırtıyor..
Ekmel bey kaç paralık bir kampanya yürütüyor bilmiyorum, ama onun bütün bu süreçteki performansı, bırakın Erdoğan’ı, sadece benim bir aylık performansım kadar bile değil.. Beyefendi yurtdışına bile çıkmadı.. Nereye gideceğini de kestiremiyor, Karadeniz mi, doğu mu, orta Anadolu mu, güney doğu mu, Akdeniz mi, Ege mi? Kimsenin çok da beklediği yok ve zaten izleyicileri de yeni yüzler değil, bindirilmiş kıtalar.. Malum çevreler, ulusalcılar, cemaat falan filan.. Birileri beyefendiyi yakından görmek için gelse de, toplantı salonundan ayrılırken, çoğu herhalde, umduğunu bulamamanın verdiği eziklikle ayrılıyor oradan.. Yani kürsüye çıkarken verilen alkışlar, kürsüden inerken sükûtu hayalle sonuçlanıyor..
Mülayim bey ne kadar çok çalışırsa, bu koalisyon o kadar az oy alacak.. Onun için durmak yok, yola devam..
Bana kalırsa Erdoğan, karşısındaki adayların performanslarından olumsuz değil, olumlu yönde etkileniyor.. Yani onu destekleyenler de, karşı olanlar da bir şekilde Erdoğan’a destek vermiş oluyorlar.. Ekmel beyi gördükten sonra Erdoğan’ın değerini, ağırlığını daha iyi anlıyorlar..
Ekmel bey bunun farkında mı, ya da dostları onu bu konuda uyarıyorlar mı bilmiyorum.. Ama şunu söyleyebilirim, Ekmel bey adını ilk telaffuz edenler, şimdi bin pişman..
O Ekmel bey değil mi, Filistin Başbakanı Mahmut Abbas’la aralarında geçtiğini söylediği bir konuşmadan yola çıkarak, diplomatik nezaketi de bir kenara bırakıp, hatta diplomatik krize sebeb olacak bir şekilde, kendini İslam Konferansına Genel Sekreter yapma konusunda destek veren kişilere karşı saygısızca ve uluorta laflar etmesi, kişiliği hakkında bilgi vermeye yeter sanırım.. Yazık..
Selâm ve dua ile..
yeniakit