Mü’min kişi ne yalancı olur ne de yalanlayacı olur. Mü’min kişi, Allah’ın ve Ahiret gününün varlığına, hak olduğuna sadece dili ile de- ğil, ahlâkı ve salih amelleri ile şahitlik yapabilecek makamda olmalıdır.
Safvan b. Süleym (radıyallahu anh) anlatıyor: “Ey Allah’ın Re- sulü! Dedik, ‘mü’min korkak olur mu?’ ‘Evet!’ buyurdular. ‘Peki cimri olur mu?’ dedik, yine: ‘Evet!’ buyurdular. Biz yine: ‘Peki yalancı olur mu?’ diye sorduk. Bu sefer: ‘Hayır!’ buyurdular.” (Muvatta)
Süfyan b. Abdillah es-Sakafi (radıyallahu anh) anlatıyor: “Ey Allah’ın Resulü, ‘bana İslâm hakkında öyle bir bilgi ver ki, bana yetsin ve sizden başka kimseye İslâm’dan sormaya hacet bırakma- sın.’ dedim. Şu cevabı verdi: ‘Allah’a inandım de, sonra da doğru ol.’ buyurdu.”
“Seninle birlikte tevbe edenlerle birlikte emrolunduğun gibi dos- doğru davran. Ve azıtmayın. Çünkü O, yapmakta olduklarınızı gö- rendir.” (Hud 112)