Mahkeme kamuoyunda "Büyük Casusluk" olarak bilinen ve 36 kişinin yargılandığı davada Hürriyet ve Adalet Partisi (HAP) Genel Sekreteri Muhammed el-Biltaci, İhvan Rehberlik Konseyi Başkan Yardımcısı Hayrat Şatır ile Cumhurbaşkanlığı Sekreteri Ahmed Abdulati'nin de aralarında bulunduğu 16 kişiye idam, darbeyle görevinden uzaklaştırılan seçilmiş Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi ve İhvan Rehberlik Konseyi Başkan Muhammed Bedii'nin aralarında bulunduğu 17 kişiye müebbet hapis cezası verdi.
Mısır'daki mahkeme, kamuoyunda "Hapishaneler baskını" olarak bilinen davada da Muhammed Mursi dahil 100 kişiyi idam cezasına çarptırdı.
Mahkemenin kararlarına tepkiler
Mahkemenin kararlarına Türkiye, İngiltere, ABD gibi çok sayıda ülkeden ve uluslararası kuruluştan tepki geldi.
Dışişleri Bakanlığı'ndan yapılan açıklamada, Mısır tarihinin ilk demokratik seçimlerinde halkın oylarıyla göreve getirilen Muhammed Mursi'nin keyfi, uluslararası standartları karşılamaktan uzak ve hukuki sayılamayacak bir süreç sonucunda böyle bir hükümle karşı karşıya bırakılmasının, Mısır'ın ihtiyaç duyduğu toplumsal barış ve istikrarın sağlanmasına hiçbir katkı sağlamayacağı vurgulandı.
İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) Dışişleri Bakanları Yemen Olağanüstü Toplantısı'na katılmak için Suudi Arabistan'ın Cidde kentinde bulunan Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu da Mursi'ye verilen müebbet hapis ve idam cezalarını şiddetle kınayarak, "İnşallah geri adım olur" dedi.
Mursi'ye verilen müebbet hapis ve idam cezalarına, ABD ve İngiltere de resmi açıklamalarla tepki gösterdi.
İngiltere Dışişleri Bakanlığı'ndan yapılan açıklamada, "İngiliz hükümeti, Mursi ve 100'den fazla kişiye verilen idam cezasından derin endişe duymaktadır. Bu endişe, karar ilk açıklandığında da belirtilmiştir" ifadesi kullanıldı.
Beyaz Saray Sözcüsü Josh Earnest, "Mursi ve diğer bir çoklarına karşı siyasi motivasyon içeren bu karardan derin rahatsızlık duymaktayız. Özellikle de kitlesel dava ve mahkumiyet uygulamalarını kınıyoruz" derken, ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü John Kirby, Muhammed Mursi ile Müslüman Kardeşler üyelerine verilen müebbet hapis ve idam cezalarından "derin rahatsızlık" duyduklarını bildirdi.
BM Genel Sekreteri Ban Ki-mun, idam kararlarından derin endişe duyduğunu dile getirerek, Mısır'a idam cezalarını uygulamama çağrısı yaptı.
AB, Mursi'ye idam cezası verilmesini "endişeli bir gelişme" olarak nitelendirdi ve bunun "insan onurunun kabul edilemez bir şekilde ayaklar altına alınmasının göstergesi" olduğunu açıkladı. AB'nin açıklamasında, "İdam cezasının, son derece acımasız olmasının yanı sıra hiçbir caydırıcılığının bulunmadığı" vurgulandı.
Uluslararası Af Örgütü'nün İsveç Sözcüsü Elisabeth Löfgren, Mursi ve arkadaşlarına verilen idam cezalarının onanmasını örgüt olarak kınadıklarını belirterek, "İdamların durdurulması için dünyanın dört bir tarafındaki bürolarımız kanalıyla etkili protestolar yapacağız'' dedi.
Örgütün Ortadoğu ve Kuzey Afrika Programından Sorumlu Direktör Yardımcısı Hassiba Hadj Sahraoui de "Bu korkunç karar ne yazık ki sürpriz değildir. Mısır adalet sisteminin ne kadar korkunç bir şekilde çöktüğünü bir kez daha göstermiştir" ifadesini kullandı. İdam cezası kararının intikam amaçlı alındığının ortada olduğunu ifade eden Sahraoui, "Muhammed Mursi ve yardımcıları serbest bırakılmalı ya da ölüm cezası tehdidi olmadan adil bir şekilde yeniden yargılanmalıdır" yorumunu yaptı.
İnsan Hakları İzleme Örgütü, Mursi ile Müslüman Kardeşler Teşkilatı (İhvan) liderlerine yönelik idam kararını "siyasi ve haksız" olarak nitelendirirken, Mursi'ye verilen cezalara, Fransa İnsan Hakları Ligi, İngiltere'deki Britanya Müslüman Birliği ve Dünya Müslüman Alimler Birliği'nden de tepkiler yağdı.
Fransa İnsan Hakları Ligi, Muhammed Mursi ile Müslüman Kardeşler üyelerine verilen müebbet hapis ve idam cezalarının kabul edilemez olduğunu bildirdi. Britanya Müslüman Birliği, Mursi'ye verilen müebbet hapis ve idam cezalarını kınayarak, dünyaya "bir şeyler yapılması" çağrısında bulundu.
Dünya Müslüman Alimler Birliği Genel Sekreteri Ali Karadaği, müebbet hapis ve idam cezalarını kınadıklarını açıkladı. Karadaği, "ülkelerinin en onurlu ve fedakar insanları" olarak nitelendirdiği Mursi ve Yusuf el-Karadavi gibi kişiler hakkında verilen idam kararlarının "siyasi ve tehlikeli" olduğunu vurguladı.
Pakistan Cemaat-i İslami Partisi Dış İlişkiler Sorumlusu Abdulgaffar Aziz, demokrasiye inanan tüm devletlerin bu karara şiddetle tepki göstermesi gerektiğini ifade etti.
Aziz, Mısır mahkemesinin kararının, Bangladeş Yüksek Mahkemesi'nin Cemaat-i İslami Partisi Genel Sekreteri Ali İhsan Mücahid'e verilen idam cezasını onaması ile aynı günde verildiğine dikkati çekerek, "İslam dünyasına karşı ciddi bir savaş olduğunu düşünüyoruz. Siyasal hareketlerimizin liderlerini yok etme girişimleri İslami düşüncenin yayılmasına karşı bir yok etme girişimidir" dedi.
İsrail meclisi Knesset'teki Filistinli milletvekillerinden Mesud Gunayim de idam kararına ilişkin, "Dünyadaki tüm adalet ve demokrasi yanlılarının bu karara karşı harekete geçmesi lazım" ifadesini kullandı. Gunaym, kararın Mısır devrimine ve dünyadaki tüm demokrasi taraftarlarına karşı alındığını belirterek, "Bu karar Mısır mahkemelerinin bağımsız olmadığının da bir delilidir" değerlendirmesinde bulundu.
Mursi'nin oğlu kararları tanımadıklarını açıkladı
Muhammed Mursi'nin oğlu Usame Mursi, mahkemenin babası hakkında verdiği kararı tanımadıklarını söyledi.
Usame Mursi, "Ülkenin meşru cumhurbaşkanı (Muhammed Mursi) ve 25 Ocak devriminin en önemli kazanımlarından biri hakkında idam kararı verildi. Bu, Mısır ve 25 Ocak devrimi üzerinde oynanan yeni bir kumardır ve darbe yönetiminin ülkeyi meçhule sürükleme isteğidir" diye konuştu.
Mevcut yönetimin siyasi rakiplerinden "kurumsal olarak intikam almasının" bir acizlik ve korku göstergesi olduğunu savunan Usame Mursi, "Mahkemenin kararını tanımıyoruz, reddediyoruz ve yok sayıyoruz. Geçersiz siyasi bir hükümdür. Adalete ve hukuka saygısı olmayan bu maskarada (idam kararı) payı olan herkes yargılanacaktır" dedi.
Protesto gösterileri
Mursi'ye verilen müebbet hapis ve idam cezaları, İngiltere ve ABD'de protesto edildi.
İngiltere'nin başkenti Londra'da "Rabia London" organizasyonu tarafından düzenlenen gösteride katılımcılar, Hyde Park'ın yakınındaki ünlü Marble Arch anıtının önünde bir araya geldi.
ABD'de de New York'un Times Meydanı'nda gösterisi düzenlendi. Meydanda toplanan bir grup Mısır asıllı ABD vatandaşı, ülkelerinde 3 Temmuz 2013'te askeri darbe yapan ve bir yıl sonra cumhurbaşkanı olan Abdulfettah es-Sisi yönetimini protesto etti.