Müşerref, Fetvanın İntikamını Alıyor

ABD’nin Afganistan’ı işgaline Müşerref’in destek vermesi, Lal Mescid yönetimiyle devlet yönetimi arasındaki ilişkileri bozdu. Bir fetva olayı ilişkilerin daha da şiddetlenmesine ve çıkmaza doğru sürüklenmesine sebep oldu.

ABD’nin Afganistan’ı işgaline Müşerref’in destek vermesi, Lal Mescid yönetimiyle devlet yönetimi arasındaki ilişkileri bozdu. Bir fetva olayı ilişkilerin daha da şiddetlenmesine ve çıkmaza doğru sürüklenmesine sebep oldu.

LAL Mescid’in kurucusu Muhammed Abdullah Gazi, Pakistan’ın ileri gelen devlet yöneticileriyle yakın ilişki içindeydi. Bu yüzden üst düzey devlet yetkililerinin muhtelif toplantılarına davet ediliyor ve görüşlerinden istifade ediliyordu. O toplantılara çoğu zaman büyük oğlu Abdülaziz’le birlikte gidiyordu. Çünkü onu kendinden sonra yerini alması, kurduğu müesseselerin başına geçmesi için hazırlıyordu.
Muhammed Gazi’yle devlet zirvesi arasındaki sıkı münasebet General Ziyaü’l-Hak döneminde en yoğun sürece girdi. Ziyaü’l-Hak onunla yakın bir dostluk ilişkisi içine girmişti ve kendisiyle sürekli görüş alışverişinde bulunuyordu.
Muhammed Gazi’nin inşa ettiği Lal Mescid de Ziyaü’l-Hak döneminde Afganistan cihadına desteğin en önemli merkezlerinden biri oldu. Bu cami hem cihada desteğin manevi yönden teşvik edildiği bir yer, hem gelen yardımların ulaştırılmasında kullanılan bir aktarma merkezi ve hem de cihada iştirak etmek isteyenlerin uğrak merkeziydi. Devletin cihada destek veren bir politika izlemesi caminin bütün bu fonksiyonları icra etmesini kolaylaştırıyordu. Ziyaü’l-Hak bu fonksiyonlarından dolayı camiye ve ona bağlı medreselere devlet hazinesinden yardım ediyordu.
Ziyaü’l-Hak’ın 1988’de uçağına suikast düzenlenmesi suretiyle öldürülmesinden sonra Muhammed Abdullah Gazi’nin devlet yetkilileriyle ilişkileri de zayıflamaya başladı. Zaman içinde bu, kopma noktasına geldi. Söz konusu suikasttan on yıl sonra yani 1998’de, Nevaz Şerif’in başbakan olduğu dönemde de Muhammed Gazi bir başka suikastla ortadan kaldırıldı. Muhammed Gazi’nin Şiîlere yönelik tenkitlerinden dolayı bazıları onun Şiîler tarafından öldürüldüğü iddiasında bulundular. Ancak oğulları babalarına yönelik suikastta ABD’nin emrini yerine getiren Pakistan istihbaratının parmağı olduğunu ileri sürdüler.
Muhammed Gazi’nin üç kızı ile Abdülaziz ve Abdürreşid adlı iki oğlu vardı. Lal Mescid ve ona bağlı medreselerin yönetimine büyük oğlu Abdülaziz geçti. Küçük oğlu Abdürreşid ise küçük yaşta Kur’an-ı Kerim hâfızı olmasına rağmen, gençliğinde Batıya özentili bir yaşayış tarzına sahipti. O yüzden babasıyla çeşitli sorunlar yaşamıştı. Ama sonra hayatında köklü bir değişiklik gerçekleşti ve o da medrese yönetiminde ağabeyinin yardımcılığını yapmaya başladı.
MÜŞERREF’İN POLİTİKASI YÜZÜNDEN KÖTÜLEŞEN İLİŞKİLER
ABD’nin Afganistan’ı işgalinde Müşerref’in ona destek veren tutum ve politikası Lal Mescid yönetimiyle devlet yönetimi arasındaki ilişkilerin kötüleşmesine yol açtı. Çünkü Lal Mescid yönetimi baba Muhammed Gazi’nin zamanından itibaren Afganistan’daki Tâliban yönetimine destek veriyordu. Bu destek onun öldürülmesinden sonra da devam etti. Müşerref yönetiminin ABD işgaline destek vermesi de cami ve külliye yönetimini kızdırdı.
Bir fetva olayı ilişkilerdeki kötüleşmenin daha da şiddetlenmesine ve çıkmaza doğru sürüklenmesine sebep oldu. Pakistan’ın Veziristan bölgesindeki aşiretlerin, Afganistan’daki işgale direnenlere destek vermesi sebebiyle Müşerref cuntası o aşiretlere karşı askeri operasyonlar düzenlemeye başlamıştı. Lal Mescid Fetva Konseyi de 2005 yılında, devletin bu bölgede halka karşı askerî operasyonlar düzenlemesinin haram olduğuna, dolayısıyla bu operasyonlarda devlet tarafından ölenlerin meşru olmayan bir saldırıda ölmeleri sebebiyle cenaze namazlarının kılınamayacağına, aşiretler tarafından saldırılara maruz kalarak öldürülenlerin ise şehit olduğuna dair fetva yayınladı.
Cunta yöntemi bu fetvaya fena halde kızdı ve fetvanın iptal edilmesi için cami yönetimine baskı yapmaya başladı. Cami yönetiminden Abdürreşid Gazi o zaman konuyla ilgili açıklamasında kendilerine baskı yapıldığını hatta tehditte bulunulduğunu ve fetvanın iptal edilmesinin istendiğini ama fetvanın hükümet kararları gibi olmadığını, hükümet kararlarından birinin ikinci kararla iptal edilebileceğini ama fetvanın şer’î delillere göre verilmesi sebebiyle birinin diğeriyle ilga edilemeyeceğini söylemişti.
Fetva konusunda istediğini yaptıramayan cunta yönetimi bu kez Abdürreşid Gazi’ye yönelik ağır ithamlarda bulunmaya başladı. Onun Parlamento, Cumhurbaşkanlığı ve Genelkurmay Başkanlığı binalarını havaya uçurma planları yaptığına dair iddialar ortaya attı. Lal Mescid’in önemli devlet kurumlarının yer aldığı stratejik bir bölgede bulunması bu tür iddiaların sonraki dönemde ciddiye alınması için gerekçe oluşturdu. Müşerref cuntası söz konusu iddiaları Abdürreşid Gazi aleyhine tutuklama kararı çıkarmak için değerlendirdi. Karar üzerine Abdürreşid saklanmaya başladı ve yapılan aramalarda bulunamadı.
Tutuklama kararının ve hakkındaki iddiaların haklı çıkarılması için Abdürreşid Gazi’ye ait bomba yüklü bir araç yakalandığı haberi yayınlandı. Ama sonra Din İşleri bakanı ve General Ziyaü’l-Hak’ın büyük oğlu Muhammed İ’cazu’l-Hak, Abdürreşid Gazi’nin bomba yüklü araba olayıyla herhangi bir ilgisinin olmadığına dair açıklama yaptı.
YARIN: CAMİ’NİN YIKILMASI

Vakit

Asya Haberleri

Rusya'dan İran'a 'saldırı' istihbaratı iddiası!
Kremlin, Seyyid Nasrallah'ın suikastını kınadı: Bu, bölgeyi ciddi şekilde istikrarsızlaştıracak
İran Rusya'ya füze verdi mi? Kremlin'den açıklama
Hindistan siyonist kardeşlerinin yolunda! Müslümanlar için skandal bir adım daha...
Hindu Raksha Dal teröristleri Müslümanlara saldırdı