Müşerref için oyunun sonu

İrfan Hüseyin Pakistan siyaset sahnesindeki aktörleri ve yıl sonunda yapılacak seçimler öncesi Pakistan'daki siyasi gelişmeleri derledi

Kısa bir süre önce Peşaver'de bir lokantaya düzenlenen intihar saldırısında 25 kişinin hayatını kaybetmiş olması Pakistan'ın ne kadar tehlikeli bir ülke olmaya başladığını ortaya koyuyor. İrfan Hüseyin Pakistan siyaset sahnesindeki aktörleri ve yıl sonunda yapılacak seçimler öncesi Pakistan'daki siyasi gelişmeleri derledi

Peşaver'in 1500 kilometre güneyinde bulunan Karaçi'de bu eylemden günler önce, 12 Mayısta, bütün gün süren ayaklanmalar ve sokak savaşlarında 36 kişi can vermişti.

Bu iki şiddet olayının nedenleri birbirinden farklı olsa da bu durum devlet Başkanı Pervez Müşerref'in kontrolü ve gücü elinde bulundurma çabasının ne kadar hassas dengeler üzerine kurulduğunu da gösteriyor.

Dışarıdan bakanlar genellikle askeri bir diktatörün kendi halkı üzerinde mutlak bir hâkimiyet kurmuş olduğu fikrine kapılırlar, ancak gerçek aslında hiç de öyle değil. Aslına bakılırsa, sekiz yıldır Pakistan'ı yöneten ve 10 yıldır da ülke ordusunun başkomutanı olan General Pervez Müşerref anayasa mahkemesinin başkanını 9 Martta görevden almak istediğinde elindeki gücün sınırlarını görmüş oldu.

Bir yargıcın başkaldırışı

Genellikle, Pakistan'ın yüksek yargıçları, adaletin bağımsızlığını orduya karşı savunmakta pek de iyi bir üne sahip değiller. Nitekim aynı yargıçlar defalarca, yönetime el koyan askeri güçleri hukuken meşru kılacak düzenlemeler yapmış ve diktatörlerin ülkede istedikleri gibi at koşturmalarına izin vermişti.

| Bild:
Halk tarafından sevilen, ordu ve Devlet Başkanı tarafından nefret edilen Yüksek Mahkeme Başkanı İftikhar Muhammed Chaudry
| Ancak Müşerref, eşine pek rastlanmayan, hiçbir şekilde bağımsızlığından ödün vermeyen ve cunta tarafından uygulanan akıl almaz baskıya rağmen direnerek istifa etmeyen Iftikhar Chaudhry adlı bir yargıçla karşılaştı.

Müşerref, Başbakanı Şevket Aziz'in tavsiyesi üzerine anayasa mahkemesine, yargıç Iftikhar Chaudhry'nin görevine son verilmesi gerektiğine ilişkin gerekçeli bir mektup gönderdi. Ancak, halkın gözünde mahkemeye gönderilen mektupta sözü geçen suçlamalar sudan nedenlere dayandırılmıştı.

Mektupta yer alan iddialar Chaudhry'nin bürokratik mevkisini kullanarak kendi oğlunun bir polis memuru olarak atanmasını sağlaması üzerine odaklanıyordu. Akrabalara karşı takınılan kayırmacı tutumun bir skandaldan çok bir düstur, bir kaide olduğu Pakistan'da hiç kimse yapılan bu açıklamadan dolayı rahatsız olmadı.

Müşerref zorda

Anayasa mahkemesi bu dava üzerindeki çalışmalarını sürdürürken yargıçlar kurulu başkanı, avukatlardan ve yargıçlardan oluşan kalabalıklar önünde konuşmalar yapıyordu. Yargıcın konuşmaları kalabalık muhalifleri bir araya getirdi. Aslında kendisi, yıllardır alttan alta güçlenmeye devam eden Müşerref karşıtı duyguları çeken bir tür paratoner işlevi gördü.

Müşerref'i ve müttefiklerini rahatsız eden şey yargıcın popülaritesinin her geçen gün artmasıydı: Müşerref'in normal koşullar altında dört saatte alması gereken İslamabad – Lahor yolunu büyük kalabalıkların yolları daraltması yüzünden yaklaşık 24 saatte alması bunun bir göstergesiydi.

| Bild:
Karaçi'de olağanüstü hal: MQM yandaşlarıyla muhalefet yandaşları arasında çıkan kanlı çatışmalar | Durum bu haldeyken, Chaudhry'nin avukatlardan oluşan ekibi, 12 Mayısta yüksek yargıcın Pakistan'ın ticaret merkezi ve en büyük şehri olan Karaçi'deki baroda bir konuşma yapacağını duyurunca hükümet paniğe kapıldı.

Müşerref'in koalisyon ortağı MQM de aynı gün bir miting düzenleyeceğini duyurdu. Yönetimi elinde bulunduran Müslüman İttifakı da başkentte 12 Mayısta bir miting düzenledi. Ancak, İslamabad'daki mitinge masrafları devletin kasasından ödenen kamyonlarla taşınan insanlar arasında bir sorun çıkmayıp eylem sakin geçerken Karaçi'deki eylem MQM ve muhalifler arasında kanlı bir hesaplaşmaya neden oldu.

Muhalefete saldırılar

Başka bir askeri diktatörün teşviki ve desteğiyle 1985'te kuruluşundan beri MQM şiddet konusunda şöhrete sahip. Muhalifler uzun zaman MQM'i faşist taktikler kullanmakla suçladılar. Ancak, 2002'de güç paylaşımını düzenleyen anlaşmayla göreve geldiğinden beri MQM biraz daha yumuşamış görünüyordu.

Gerçekten de, hali hazırda İslamabad'ın Lal Mescit'e karşı takındığı ilgisiz tutuma karşın MQM tutarlı bir şekilde laik bir tutum sergilemekteydi. Ancak, 12 Mayıs huylunun huyundan vazgeçmediğini ortaya koydu.

12 Mayıs günü, MQM taraftarları muhaliflere karşı arka arkaya düzenledikleri silahlı saldırılarda tek günde 36 kişinin ölümüne neden oldular. Bir sonraki gün altı kişi daha öldürüldü. Bu olayların yankıları avukatlar hareketinin güç kazanmasına yol açarak Müşerref'i ciddi şekilde etkileyeceğe benziyor.

| Bild:
Olayların odak noktasında: Karaçi'deki Lal Mescit
| Ancak bu, Müşerref'in karşılaştığı tek sorun değil. Üç ay önce, İslamabad'daki Lal Mescit'te bulunan Jamia Hafsa medresesinde öğrenim gören kadın ilahiyat öğrencileri civardaki çocuk kütüphanesini işgal ettiler. İşgalci öğrenciler başkentte devlet arazisinde kanun dışı inşa edilmiş yedi caminin yıkılmasını protesto ediyorlardı.

Olayın sonuçları Müşerref için bir utanç oldu. İnsanlar, Başkanlık Sarayı ve Ordu Genel Merkezi'ne birkaç kilometre uzaklıkta birkaç yüz çarşaflı kızın isyanını bastırmayı başaramayan birinin Taliban ve El Kaide'yle nasıl olup da başa çıkabileceğini sormaya başladılar.

Bu olay da devlet başkanına kendi gücünün sınırlarını hatırlattı. İşgale karışan kızların çoğunun kabilelerin hüküm sürdüğü bölgelerden geliyor olmasından dolayı içlerinden biri ya da birkaçının ölümü ya da yaralanmasının silahlı kabile savaşçılarının amansız tepkisine neden olacağına dair bir korku vardı.

Devlete karşı meydan okuma

Kütüphane işgalinin dışında, öğrenciler DVD ve CD satan dükkânların sahiplerini dükkânlarını kapatmaya zorlayıp genelev olduğunu iddia ettikleri bir eve de saldırdılar. Saldırganlar evin sahibini ve yeğenini kaçırarak evde fahişelik yapıldığını itiraf etmeye zorladılar. Kaçırılan kadın ve yeğeni serbest bırakılır bırakılmaz evin sahibi olan kadın daha önce baskı altında itiraf ettiği suçu işlemediğini söyledi.

Devlet otoritesine karşı açık bir meydan okuma olan bu olaydan sonra Müşerref, hem mescidi hem de ilahiyat okulunu idare eden iki erkek kardeşle görüşmeleri için elçi gönderecek seviyeye kadar düştü. Bu iki kardeş, derhal tüm ülkede Şeriat kanunlarının uygulanmaya başlamasını talep ediyorlar.

Amerika'yla ilişkiler

Ülke sınırında Afgan askerleriyle süre giden çatışmalar ve Taliban'a karşı hiçbir faaliyette bulunulmadığı fikrinden doğan eleştiriler İslamabad ve Kabil arasındaki ilişkileri karmaşıklaştırıyor.

Müşerref'e tam destek vermesine rağmen Washington, müttefikinin güvenirliliğini ve meşruluğunu sorgulamaya başladı. Bu şüpheler Demokratların Kongre'de üstünlüğü ele geçirmelerinin ardından daha yüksek sesle dile getirilmeye başladı.

Enerji zengini Belucistan'da son iki yıldır düşük yoğunlukta bir ayaklanma yaşanıyor. Beluci kabileleri kendi bölgelerinden pompalanan gazdan daha fazla pay talep ediyorlar.

Pakistan İnsan Hakları Komisyonu'na göre yüzlerce genç Beluci, hapishanelerin çalışma kamplarında ve gizli servisler tarafından kullanılan yoğun güvenlikli yerleşkelerde "kayboldular". Buralardan serbest bırakılan tutuklular kendilerine işkence edildiğini öne sürdüler.

Yargıç İftikhar Chaudhry buralarda tutulmuş ve bunlardan başka devlet tarafından hukuk dışı olarak tutuklanmış Pakistanlıların davalarıyla yakından ilgilenince hükümetle arasının açılmasına neden oldu.

İşte bu nedenlerden dolayı Müşerref'in sorunlarının sayısı her geçen gün artıyor ve seçimler yaklaştıkça kendisi, siyasi yaşamının devamı için savaşmak durumunda kalıyor.

Ancak generaller, ellerindeki gücü kolay kolay bırakmayacaklardır. İçgüdüleri her ne pahasına olursa olsun sahip oldukları güce sıkıca sarılmalarını gerektirir. Bu durumda asıl tehlike kendisi sahneden çekilmeden önce, Müşerref'in ülkeye çok daha fazla zarar verme ihtimalinin bulunmasıdır.

İrfan Hüseyin

İngilizce'den çeviren: Erkan Erginci

Medya-Makale Haberleri

Abdurrahman Dilipak: Trump, DSÖ'den önce Gazze ve UCM'ye saldırdı
Acar Medya Nifak Çetesini İfşa Etti (VİDEO)
Abdurrahman Dilipak: Trump, DSÖ'den önce Gazze ve UCM'ye saldırdı
Abdurrahman Dilipak :Biyolojik bir savaşın içindeyiz
Abdurrahman Dilipak: Emekli olmanın dayanılmazlığı üzerine