Pakistan Devlet Başkanı Pervez Müşerref pazartesi günü, Avrupa Parlamentosu'na ülkesinin nükleer cephaneliğini kontrol altında tuttuğuna dair güvence vermek için Brüksel'deydi. Perşembe günü, Davos Dünya Ekonomik Forumu toplantılarında dünya liderlerine seslenen Müşerref, Pakistan'da önümüzdeki ay düzenlenecek parlamento seçimlerinin özgür, adil ve şeffaf olacağı sözü verdi. Pakistan devlet başkanı dün de, Başbakan Gordon Brown'la görüşmeler yapmayı planladığı Britanya'ya geldi.
Fakat Müşerref'in mesajı tümüyle güven verici değildi. Davos'ta, 'demokrasi ve insan haklarına dair gerçekçi olmayan Batılı algılamaları' dayatanları eleştirdi ve İslamcı militanlık tehdidini, Pakistan'ın bu amaçlara doğru düşük ivmeli ilerlemesinin bir nedeni olarak gösterdi.
Bununla birlikte, başkanın Pakistan'daki dinci fanatiklerle savaşma sözü gerçekte ne kadar güçlü? Geçen kasımda olağanüstü hal ilan ettiğinde, bu durumu aşiret bölgelerindeki İslamcıları yakalamak için kullanmadı. Bunun yerine siyasi muhaliflerini tutukladı, Yüksek Mahkeme yargıcını görevden aldı, medyayı susturdu ve seçimleri erteledi. Olağanüstü hal sonrasında kaldırıldı ve Pakistan televizyon kanalı GEO TV bu hafta yeniden yayına başladı. Fakat önde gelen yargıç ve avukatlar hâlâ ev hapsinde. Bu kadar baskıcı bir atmosferde nasıl özgür seçim yapılabileceğini tahayyül etmek zor.
Müşerref, Başyargıç İftihar Çaudri'yi, 'siyasi işlere burnunu soktuğu' için görevden aldığını savunuyor. Fakat daha mantıklı bir açıklamanın farkına varmak için fazla uzaklara bakmaya gerek yok. Eğer seçim sonuçlarına bir meydan okuma yöneltilirse, son kararı Yüksek Mahkeme verecek. Müşerref açıkça, kendi çıkarlarına aykırı olacak bir karar konusunda hiçbir risk almıyor. Devlet başkanının, Pakistan'ın Talibanlaşmasına karşı koyma isteği hiç kuşkusuz gerçek. Fakat bu başkan için, görevde kalmak daha yüksek öncelikli.
Ancak, bu hafta Müşerref'in bunu başarıp başaramayacağına dair ciddi şüphelere de sahne oldu. Müşerref'in, kendi dar koalisyonunun dışında hiçbir müttefiki yok. Pakistan Halk Partisi'yle ilişkileri, Benazir Butto suikastıyla yerle bir oldu; partinin pekçok destekçisi devlet başkanını öldürülen liderleri için yeterli koruma sağlamamakla suçluyor.
Ulusal bazdaki kamuoyu anketleri de, Pakistanlıların çoğunun Müşerref'in hemen görevi bırakmasını istediğini ortaya koyuyor. Geçen yıl genelkurmay başkanlığı rolünü bırakması da ona hiç iç itibar getiremedi.
İstihbaratçılar da artık memnun değil
Müşerref açısından daha da talihsiz olanı şu ki, ordu içindeki gücü de parçalanıyor olabilir. Bu hafta 100 emekli ordu yetkilisi, Müşerref'i 'utanç' diye tarif eden ve istifa çağrısı yapan bir belgeye imza attı. Pakistan istihbarat servislerinin eski başkanı Mesud Şerif de, dün Müşerref'in istifa etmesi çağrılarına katıldı. Müşerref muhtemelen öfkeli avukatlara katlanabilir fakat ordu ve istihbaratçıların desteğini kaybetmek, hıslarına ölümcül bir darbe vurur.
Böylesine hassas bir zamanda ülke dışına çıkması, Pakistan devlet başkanının kendine güveniyor olmasına yorulabilir. Fakat bu durum aynı zamanda dikkatsizlik olarak da görülebilir. Pakistan'da işler hızlı gelişiyor. Müşerref gezisine yabancıları sakinleştirmek niyetiyle başladı. Eve döndüğündeyse, sadece ayakta kalmakla daha fazla ilgilenecekmiş gibi görünüyor. (Başyazı, 26 Ocak 2008)
radikal