29 Ağustos 2013’de gazeteci İzzet Çapa, Aytunç Altındal ile bir röportaj yaptı.. Aytunç Altındal, 50 yıllık gizlilik kararı 1988’de 25 yıl daha uzatılan Mustafa Kemal Atatürk’ün vasiyetinin önümüzdeki kasım ayında açıklanacağını söyledi. Altındal, vasiyette Atatürk’ün halifelikle ilgili önemli ifadelerinin olduğunu belirtirken, hilafetin aslında kaldırılmadığını öne sürdü. Yetkililere bir hatırlatalım dedik. Bugün 5 Kasım.. Şimdi bekliyoruz..
Altındal’ın iddiasına göre, bu vasiyet açıklanırsa, Lozan da yeniden gündeme gelir, Misakı Milli de. Kerkük, Musul konusu da.
Tabii başta Hilafet konusu yeniden gündeme gelecektir.
Hilafet konusu gündeme gelecekse, laiklik, İş Bankası da gündeme gelecektir. CHP, cumhuriyetin temel ilkeleri de ana gündem maddesi olacaktır..
Çankaya’da Gül, TBMM’de Çiçek, Başbakanlık koltuğunda Erdoğan oturuyor.
Bu hesaba göre vasiyetin açıklanması gerekir..
Bunun anlamı şu: Seçimlerden önce Türkiye’de yer yerinden oynayacak demektir..
Bu arada Mustafa Kemal’in “Felahı Vatan” adını verdiği örgütün asıl adının “İttihadı İslam” olduğunu söylüyor. 1. Meclis’te ağırlıkta onlar vardı..
Altındal, şeriat korkutmacasının CHP’nin palavrası olduğunu söylüyor: “Bu ülkede ‘şeriat geliyor’ korkusu hep diri tutulmuştur. Ayrıca gariban Türk milletini korkutmak için ‘Komünizm bu sene martta gelecek’, ‘laiklik elden gitti’ diyen umacılar yaratırlar. Bunlar klasik, ‘Yan gel yat’çı CHP’nin palavralarıdır.”
50 yıllık Mustafa Kemal’in yasağı, ardından 25 yıllık Kenan Evren yasağı. Şimdi sıra Erdoğan’da.. 12 Eylül yargılaması kapsamında aslında Evren’e bu da sorulabilir. Bakarsınız biri çıkar bu iddiaların soruşturulması için tesbit davası da açabilir..
Röportajdaki şu iddialar da oldukça ilginç: “Öncelikle son 33 yıldır neyi iddia ettiğimi bir defa daha anlatmam gerekiyor. Ben diyorum ki; Atatürk’ün Hilafet ve Saltanat konusunda bazı fikirlerini, düşüncelerini, görüşlerini içeren notlar var. Zaten bunları Nutuk’ta da dile getiriyor. ‘Bugün (1922) dünyada sadece 3 Müslüman ülke var. Bu sayı ileride 40-50’ye yükselirse, Hilafet işte o zaman yeniden gündeme gelir’ diyor. Bakın bunları ben demiyorum Mustafa Kemal diyor ve Nutuk’ta söylüyor. Yani ortada bir yalancılık durumu varsa, Nutuk’un yalancısıyım. Dolayısıyla ben Mustafa Kemal’in ‘siyasi vasiyeti’ ile ilgiliyim; yoksa ‘Makbule’ye 50 lira, Erdal’a bilmem kaç lira verin’ şeklindeki bir vasiyet ne beni, ne de başkasını ilgilendirir.”
Peki bu vasiyette çağdaş dünyayı değiştirecek neler gizli? “Hilafet işte tam bu dönemde yani Müslümanların atıştıkları günlerde etkili olur. Ben de zaten bu konuda uluslararası bir çağrı yapıp konferans düzenliyorum.”
Nerede gerçekleştirmeyi düşünüyorsunuz bu konferansı? Altındal bu soruyu şöyle cevaplandırıyor: “Halife Abdülmecid Efendi 3 Mart 1924 tarihinde hal edilince ailesiyle birlikte İsviçre’de Territet diye bilinen bir kasabaya yerleşti. Territet de hani şu 1910’lu yıllarda Cenevre’de bir suikast sonu öldürülen Habsburg Hanedanı İmparatoriçesi Sissi’nin (Elizabeth) de yaşadığı yer. Neyse efendim, Mecid Efendi Territet’ye geldikten bir hafta sonra, Halife unvanının Ankara Hükümeti tarafından geri alınışını protesto etmek için ilk kez siyasi bir bildiri yayınladı ve İslam alemini Hilafet konusunda bir konferans düzenlemeye çağırdı. Ben de tam 8 yıldır Territet’de yaşıyorum. Burası Çaykovski, Marx, hatta Scott Fitzgerald’ın da zamanında ikamet ettiği bir ‘bahtı karalar’ diyarı. Şimdi gelelim sorunun cevabına. Abdülmecid Efendinin karşılıksız bırakılan konferans çağrısının tam 90. yılında onun gibi ben de Territet’den aynı çağrıyı yapıyorum. Bu konferans 11 Mart 2014’de düzenlenecek.”
11 Mart! Mart’ta yerel seçimler var Türkiye’de..
Hicri yıl hızlı başladı. Bakalım önümüzdeki günlerde neler göreceğiz.
Şu vasiyet varsa, 10 Kasım’da açıklansa ne iyi olur.
Evet, bugün 5 Kasım. 10 Kasım’a 5 gün var. Sonunda açıklanacak olan bir vasiyet.. Bu vasiyet varsa er ya da geç ortaya çıkacak. Benim bildiğim İş Bankası ile ilgili mahkemelerde 3 ciddi dava var..
CHP niye bu işin üzerine gitmez bu da ayrı bir muamma..
Türk Tarih Kurumu da bir açıklama yapmalı. Şu Latife hanımın mektupları da açıklanmalı bu arada.
Neyi bekliyoruz! Ne zamana kadar bu yasak sürecek! Aslında vasiyette ne yazarsa yazsın, benim talebim, tavrım değişmeyecek, ama tarihe ilişkin bir belge varsa, onun da aydınlığa çıkarılması, istismar ve yalan rüzgarına son verilmesi gerek.. Bana kalırsa İş Bankası davalarının görüldüğü mahkemelerde de avukatlar, bu vasiyetin talep edilmesi için mahkemeye talepde bulunmalı!
Şimdi gözler Ankara’da.. Açıklama bekliyoruz. Selâm ve dua ile..
yeniakit