Mustazaflar ile Dayanışma Derneği genel merkezi tarafından yapılan yazılı basın açıklamasında başta Çin yönetiminin Sincan bölgesinde yaptığı katliam olmak üzere ABD ve Pakistan yönetiminin Svat vadisinde yaptığı operasyon, Tayland'ın Patani'deki Müslümanlara yönelik zulümlerini kınadı.
Yaşanan zulümlerin Müslümanların bir ve beraber olmasıyla ortadan kaldırılabileceğinin vurgulandığı açıklamada, Almanya'da başörtüsünden dolayı bir Alman tarafından katledilen Merwa Şirbini ve Türkiye'de bazı mahkemelerde başörtüsünden dolayı yaşanan sıkıntılar da dile getirilerek Müslümanlardan daha duyarlı olmaları istendi.
Yapılan açıklamada şu ifadelere yer verildi:
Rahman ve Rahim olan Allah'ın adıyla
Müslüman Kamuoyuna
(Ey mü'minler!)
"Hep birlikte Allahın ipine sımsıkı tutunun, ayrılığa düşmeyin ve Allahın üzerinizdeki nimetini düşünün. Sizler birbirinizin düşmanları iken O, sizin kalplerinizde bir uzlaştırma meydana getirdi ve Onun nimeti sayesinde uyanıp kardeş oldunuz...." (Ali İmran 103)
Rahmetin tecessüm ettiği şu rahmet ve bereket mevsiminde büyük zulümlere şahit oluyoruz. Aynı zaman diliminde, farklı mekanlarda yapılan soykırımlar ve sindirme çalışmaları, bu bağlamda işlenen katliamlar, Müslümanların kuvvetsizliğinden kaynaklanıyor. Zira Müslümanlara kuvvet kazandıran yegane güç, bir binanın tuğlaları gibi birbirlerine kenetlenmeleri ve Allah rızası için birbirlerini sevmekten geçer. Bu birliktelik, tüm zorluklar karşısında direnme gücü ve imani zaafiyetleri giderir.
Hiçbir değer yargısı olmayan, komünist Çin Devletinin, on yıllardır Doğu Türkistanlı Müslümanları sindirmeye çalıştığı malumdur. Bu bağlamda eline geçirdiği her fırsatta Müslümanları katletmekten de geri durmadığını müşahede ediyoruz: 26 Haziranda Doğu Türkistanlı müslüman kızlarımıza, insanlıktan uzak Çin askerlerinin tecavüz girişimleri sonrası patlak veren olaylarda altı yüz civarında müslüman kardeşimiz katledilmişti. Bu olay da diğerleri gibi örtbas edilmiş, kardeşlerimizin bedenleri parçalanarak ortadan kaldırılmış ve birkaç ölü var diye medya organlarına servis edilmişti. Ve yine şu günlerde cereyan eden olaylarda piyon medyanın naklettiklerinin aksine yüzlerce kardeşimizin katledildiğini biliyoruz"
Yapılan zulümler bununla sınırlı değil. ABD tarafından aylardır yürütülen operasyonlarda, kukla Pakistan yönetiminin de desteğiyle birlikte binlerce müslüman katledildi. Bu katliamlar, -onların ifade ettiklerinin aksine- direnen gruplarla birlikte, yüzlerce sivili de kapsamaktadır. Hiçbir kural tanımayan vahşet devleti ABD, katliamlarını Afganistan ve Pakistan'da hala devam ettirmektedir.
Tayland tarafından işgal edilen ve 250 yıllık bir esaretin süregeldiği Patani'de bugüne kadar on binlerce insan katledildi. 40 bin çocuğun yetim, 30 bin kadının dul kaldığı ülkede, 30 bin müslüman kadın ve erkek ise hala zindanlarda işkenceler altında inliyor. Dünya ise sadece izliyor.
İnsanları inançlarından ve değer yargılarından dolayı katledilmeye reva gören benzer bir olay da, mimsiz medeniyet timsali (!) Avrupada yaşandı. Akademik çalışmalar yapmak üzere, Mısırdan Almanya ya gelen Merwa Şirbini adlı müslüman bir bacımız, başörtüsü düşmanı (Rus kökenli) bir Alman (Alex W) tarafından Alman Emniyetinin gözü önünde vahşi bir şekilde 18 yerinden bıçaklanarak katledildi. Yapılan katliamın tek sebebi vardı, o da bir müslümanın inandığını yaşamak istemesi idi.
Ve yine kendi ülkemizde başörtülü olduğundan dolayı devlet nezdinde hor görülen binlerce bacımız vardır. Konya Numune Hastanesinde Radyoloji Uzmanı olarak görev yapan Keziban Arbağ, kendisi hakkında yapılan yalan haberlere karşı dava açmış, davasını gören Konya 1. Asliye Hukuk Mahkemesi hakimi Abdullah Çoban "Başörtülüysen ağır eleştirilere katlanacaksın" diyerek, tazminat talebini reddetmişti. Başka bir olay da Çapa Tıp Fakültesi Hastanesinde Aynur Tezcan adlı bir bayanın yoğun bakıma alınması gerekirken örtüsü sebebiyle yerimiz yok diye kabul edilmeyip ölüme terk edilmişti. Ve Fatih 1. İcra Ceza Mahkemesinde Hakim Ayla Kara duruşmaya gelen Naciye Sönmez adlı bayana çarşafı sebebiyle hakaret etmiş ve "sizin Allah'ınız ve Allah'ınızın kanunları burada geçmez" diyerek insan haklarını ve hukuku ayakları altına almıştı" Maalesef bu ve benzeri örnekler ülkemizde fazlası ile görülmektedir.
Kendi ülkemiz dahil, dünyanın tüm bölgelerinde inandıklarını yaşamaya çalıştıklarından dolayı mazlum bırakılan, horlanan ve hatta katledilen Müslüman kardeşlerimizi, Allahın adaleti ile müjdeliyoruz" Ve katliamları yapanları da Allahın azabıyla" tüm Müslüman kardeşlerimizi de duyarlılıklarını artırmaya davet ediyoruz.
Mustazaflar ile Dayanışma Derneği
Genel Merkez
www.mustazafder.org.tr