'Müthiş bir hesaplaşma içindeler'

Hilal TV Basında Bugün programına katılan Zaman Gazetesi Köşe Yazarı Hüseyin Gülerce, Feridun ve Arzu Erdoğral’a gündemde ki son gelişmeleri değerlendirdi.

367 kararı anayasa mahkemesinin hukukimiydi? Cumhurbaşkanının şu anda yargılanmasının kabul edilmiş olması bile hukuki bir yaklaşım mıdır? sorularına cevap arayan Gülerce, 'Türkiye resmen ayağına kurşun sıkıyor' dedi"

AK Parti'ye açılan kapatma davasıyla birlikte daha mahkeme kararını vermeden kapatılacağına kesin gözüyle bakanlar var onun yanı sıra eğitim, siyaset ve ekonomi alanında büyük bir darbe aldığı düşünülüyor Türkiye'nin dış ilişkiler bağlamında da aynı öngörü mevcut, tabi bu kriz ortamından yararlanmak isteyenler de var, tüm bu gelişmeleri nasıl toparlayabiliriz?

Tek kelimeyle söyleyecek olsam Türkiye'de kapatılmamış bir hesap, kapatılmaya çalışılıyor bence bir hesaplaşma var ve bu hesaplaşmada da Türkiye'nin ekonomisi, eğitimi, soysala hayatı, geleceği bunlar ne kadar zarar görür diye bir endişe içerisinde değiller bu hesaplaşmayı götürenler. Ve hesap sormaya çalışanlar şimdi durdur yerde yüzde 47 oy almış tek başına bir parti iktidarda. İstikrar yakalanmış bunun arkasından ekonomik istikrar Türkiye'nin büyümesi sağlanmış bir de bakıyorsunuz tek bir kişi, sistem ona göre kurulmuş yani bugün sayın Bülent Arınç'ın gazetelerde güzel bir altını çizdiği bir nokta var bugün bir memuru yargılamak isteseniz izin almanız lazım bağlı olduğu bakanlıktan, yönetimden, idareden. Şimdi siz tek başına iktidara gelmiş bir hükümetin Başbakanını, bakanlarını, daha da öteye gidip anayasaya göre vatana ihanet dışında yargılanması söz konusu olmayan Cumhurbaşkanını bir kapatma davası içerisinde yargılamak istiyorsunuz ve buna Anayasa Mahkemesi'nin on bir üyesinden yedisi evet diyor partinin kapatılması davasına bakmaya da on biri evet diyor.

Netice itibarıyla normal olarak insanların anlayamadığı bir şey, dolayısıyla içeriden dışarıdan şu anda en çok üzerinde durulan şey artık askeri darbe dönemleri bitti bir yargı dönemi içerisine girdik değerlendirmesi ne kadar doğrudur ne kadar yanlıştır bilmiyoruz ama bir ülkenin anayasa mahkemesi üzerine ülkenin geleceğiyle ilgili bu kadar ağır bir yük bindirilmesi ve alacağı iki kararla ya Türkiye'nin önü açılacak ya da Türkiye gerçekten belirsiz bir döneme girecek bu Allah korusun kaosa da dönüşebilir. Başörtüsü konusunda anayasada yapılan değişiklik şu anda anayasa mahkemesinin önünde buna en geç bir bir buçuk ay içerisinde karar verecek, eğer bu karar yine Üniversitelerde başörtüsünü yasaklamak şeklinde ise bu kapatma davasına mesnet teşkil edecek ve böylece iktidar partisi kapatılmış olacak, peki ondan sonra ne olacak? nasıl bir Türkiye ile karşı karşıya olacağız ekonomide, siyasette, AB üyelik sürecinde, dış ilişkilerde.

 Türkiye'ye haksızlık ediliyor, ama bunu bizim söylememiz bu siyasi projenin mimarlarını rahatsız etmiyor ki onlar kafalarına takmışlar bir hesap görecekler, kimden hesap görecekler? Kendilerinin tuttuğu partiler halk tarafından takdir edilmiyor, oy verilmiyor o partilere, onlar iktidar olamıyor, tasvip etmedikleri ve millet tarafından, her defasında müdahaleden sonra demokrasiye, iktidara getiriliyor.Bu bir tahteravalli gibi ne zamana kadar devam edecek halbuki bunun bir orta yolu var, demokratikleşmedir, hukukun üstünlüğüdür, yani bu ülkede hukukun üstünlüğü sağlanmadan, herkesin hesap vermesi temin edilmeden, bazı kesimler kurumlarına sığınarak hesap vermekten kaçarsa, dokunamazsanız bazı kişilere, yaptıkları yanlarına kalırsa, kanunsuzluklar örtbas edilirse öyle bir ülke düşünün ki yüzlerce faili meçhul cinayet hala aydınlanamamış ve bu faili meçhul cinayetler sıradan küçümseme anlamında değil bilinmeyen anlamında insanlığa yönelik değil bu ülkenin bilinen aydınları, akademisyenleri, gazetecileri, generalleri, başbakanları suikaste uğramış, öldürülmüş bunların hiçbirisi ortaya çıkmıyor, çıkamıyor.

Bu ülkede demokrasiyi, hukukun üstünlüğünü sağlamadan ilerlemeniz mümkün değil ki her an gözünüz arkada birisi bir şey mi yapacak, vuracak mı, önünüzde gözünüz, çelme mi takacaklar, köşe başından dönerken acaba orada tuzak mı var? Yani bu ülkenin geleceği bu şekilde belirsizlik içinde bırakılamaz.

Türkiye'de ortak aklın mutlaka devreye girmesi lazım, AB yöneticilerini, sözcülerini suçlamakla ukalalık ediyorlar demekle problem çözülmüyor ki, ortada bir problem var, yani insanlar gözlerini ovuşturuyorlar, rüya mı görüyoruz? Tek başına bir savcı böyle bir sistem olur mu? tek başına iktidar olan bir partinin kapatılmasını talep ediyor, getirilen deliller de kimseyi tatmin etmiyor, gazete kupürlerinden ibaret deliller var, yargı bu ülkede bu kadar yıpranmamalı ama bizzat yargı mensupları kızarak tepkiler gösteriyorlar, ama 367 kararı anayasa mahkemesinin hukukimiydi? Cumhurbaşkanının şu anda yargılanmasının kabul edilmiş olması bile hukuki bir yaklaşım mıdır? Türkiye resmen ayağına kurşun sıkıyor.

Medya-Makale Haberleri

Abdurrahman Dilipak :Biyolojik bir savaşın içindeyiz
Abdurrahman Dilipak: Emekli olmanın dayanılmazlığı üzerine
Ali Bulaç yazdı: Davutoğlu'nun İslami camia ile toplantısı, Suriye'de Esad'ın devrilişi...
Abdurrahman Dilipak: Yeni salgınlar kapıda!
Ahmet Turgut: Filistin’i hem Siyonistlerden hem Allah’tan korkanlar değil, sadece Allah’tan korkanlar kurtaracak