Allahın selamı Hizbullah"ın ve sair İslam topraklarını savunmak için canlarını feda etmeyi göze alan yiğitlerimizin üzerine olsun"
34 gün süren bir savaş ve azmin, tevekkülün, sabrın zaferi"
Hizbullah, bütün İslam Alemine, uzun zamandır bilinen fakat sık sık unutulan bir gerçeği tüm çıplaklığıyla bir kez daha gösterdi : " İsrail yenilmez değildir.". İsrail ve Amerika"dan Allah"tan korktuklarından daha fazla korkan işbirlikçi liderlere, devlet başkanlarına bu gerçeği bir kez daha ispatlayan Lübnan İslami Direniş Hareketi Hizbullah, "Zillet bizden uzaktır." diyerek insani ve İslami erdemlerin asla yenilemeyeceğini bir daha ispatladı.
Siyonistlerin bu yenilgisiyle, uçan sineği uydularıyla takip eden A.B.D. ve İsrail efsanesi de bizce tarihe gömüldü! Karıncaların ayak sesini dinlediği iddia edilen Siyonistlerin, bütün teknolojilerine ve bilimsel güçlerine rağmen Hayfa"ya fırlatılan 3000 Katyuşa füzesinin sesini duyamamalarının sebebi nedir acaba? Evet, uçan sineği gözünden vuran, karıncanın ayak sesini analiz edip yerini tesbit eden İstihbarat güçleri, bir kez daha kaybettiler. Onların gücüne iman edenler bir kez daha hüsrana uğradılar. Allah"a iman edenler ise bir kez daha Rablerinin kendilerine verdiği sözü tutmasıyla sevince gark oldular. Sahi Allah"a karşı savaşanlar ve İlahi Kudrete rağmen bir "Yeni Dünya Düzeni" kurmak isteyenler zafer kazanabilirler mi? Biz inanıyoruz ki, Allah"a iman eden az bir topluluğun, Talut"un ordusunun, bütün gücüne ve ihtişamına karşın Calut"un ordusunu darmadığın etmesi, Allah"a karşı savaşanların asla galip gelemeyeceklerinin mutlak ifadesidir.Yine biz inanıyoruz ki, galip gelecek olan ancak Allah"ın hizbidir.
Allah"a iman eden bir muvahhidin imanından daha gelişmiş bir silahın keşfedilmediğini ve keşfedilmeyeceğini anlamalıyız artık. "Güç" diye bize öğretilen "Modern" kavramın, Allah"ın kudreti karşısında ancak "hiç" mesabesinde olduğunu ifade etmeliyiz olabildiğince açık bir dille. Bedir"de bize vaad edilen ve gerçekleşen yardımın bir kez daha tecelli edişini muştulamalıyız insanlara. Çünkü, kan, gözyaşı ve zulmün hegamonyasında geçirdiğimiz 20. Yüzyıl ve İslam Topraklarındaki acımasız işgal politikaları Mü"minlerin bu gerçeği unutmalarına sebebiyet verecek raddeye ulaşırken, "Zaferin, Şerefin ve Onurun" iman sahiplerine ait olduğu gerçeğinin de zihinlerce silikleşmesine, ömürleri boyunca "Zafer" ile fiilen tanışmayan Mazlum Müslümanların bir anlamda umutlarını yitirmelerine sebebiyet vermişti. İşte Hizbullah tam bu noktada Müslümanlara iki büyük ders vererek, bu gerçeği en veciz şekilde bir daha ifade etti. Evvela şarktan garba kadar bütün Müslümanların bir vücudun azaları olduğunu, Siyonistlere düzenlediği ve 8 Siyonisti yok edip 2 Siyonisti esir ettiği operasyonu işgale karş direnen "Yiğit Gazze Halkına" ithaf ederek gösteren Hizbullah, bunun peşisıra kendisine yönelen Siyonist Saldırganlığa karşı, hiç ezilmeden, alçaltıcı "barış ve ateşkes" naraları atmadan işgalcilere kök söktürdü ve zaferin Allah"a dayanan iman sahiplerinin olduğunu, insanların zihninde oluşturulan yapay korkunun ise gereksiz ve sebebsiz olduğunu Tüm Ümmete kanıtladı. Çünkü Müminlerin silahı imanlarıdır.
"Allah size yardım ederse , artık size üstün gelecek hiç kimse yoktur.Eğer sizi bırakıverirse ondan sonra size kim yardım eder.Müminler ancak Allaha güvenip dayanmalıdırlar." (Ali İmran 160)
Hizbullah, tevekkül nasıl bir kavram olduğunu göstermemiştir sadece. Aynı zamanda kendisine "İslami Hareket" diyen yapının nasıl bir siyaset takip etmesi gerektiğini, stratejilerini nasıl oluşturmasının lazım geldiğini de "ders verir" bir nitelikte Müslümanlara göstermiştir. Evleri yıkılmış, Siyonist saldırganlıkla bütün düzenleri alt üst olmuş Lübnan Halkının "Hepsi Hizbullah"a feda olsun!" diye haykırması neyi ifade ediyor size? Bizce bu, Hizbullah"ın Halkın güvenini kazanmaya yönelik çabalarının ve etkili davet çalışmalarının en doğal sonucudur.
Müslümanların iş ehliyetinden, İslam Ahlakından ve güvenilirlikten uzaklaşmaya başladığı şu dönemlerde Hizbullah Mücahidleri, Lübnan"da halkla kurdukları bağların sağlamlığı, kazandıkları sevgi ve halkın bilip takdir ettiği "el emin"" likleri ile İslam ahlakının nasıl kuşanılması gerektiğini apaçık bir biçimde ortaya koymuşlardır.
Eli silah tutması gerektiğinde silah tutan, gerektiğinde İslam"dan zerre miskal taviz vermeme gayretiyle siyaset yapan, eğitim, kültür, yardım çalışmalarında bulunan Hizbullah, güçlü yapılanması ile askeri alanlarda olduğu gibi diğer hususlarda da bütün dünya Müslümanlarına örnek gösterilebilecek bir hareket kimliğindedir. Bütün bunları irdelediğimizde, şunu söyleyebiliriz; Türkiye Müslümanlarının ve diğer İslam ülkelerindeki Müslümanların Ortadoğu"da yaşanan son olaylardan almaları gereken bir çok ders vardır.
Lübnan halkı Hizbullah"a olan sadakatini,Hizbullah İse Kudüs"e verdiği önemi yaşadığımız bu olayla göstermiştir.
Başlarının belaya girmesinden korkan Müslümanlar Filistin"in, İslami Direnişin adını unutmuş, cihadı müfredatlarından çıkarmış, lügatlerinden silmişken Hizbullah kalktı ve "Size ne oluyor ki sizden yardım isteyen mustazaf kadınlar, çocuklar, yaşlılar ve erkekler için savaşmıyorsunuz?" ikazını dikkate alarak Gazze"de ölüm kalım savaşı veren kardeşlerine yardıma koştu. Bunu yaparken, Oradaki insanların mezheplerine bakmadı. İslam kardeşliğinin en önemli akide olduğu şu günlerde Siyonistlere, emperyalistlere karşı başka bir cephe açarak, vakarlı bir duruş sergiledi.
İslam akidesi, kime yönelirse yönelsin, zulmü engellemeyi bize öğütlerken, Müslümanlar aynı kıbleye secde ettikleri insanlara nasıl yardım etmeden durabilirler?
Bugün bize düşen ise, bütün yapay korkularımızı ve sahte güç gösterilerinin bilinç altımızda oluşturduğu çekinceleri bir kenara bırakmak, Müslümanların kardeşliğinin, birlikteliğinin sembolü olan Ramazan Ayına yaklaştığımız bu günlerde, Allah"ın ipine toptan sımsıkı sarılmaktır. Lübnan"da, Filistin"de ve son dönemde Müslümanlarca hali hatırlanmayan İslami Direniş"in Kafkasya Cephesinde, Çeçenistan"da özgürlükleri için zulme, işgale ve tuğyana karşı kıyam eden yiğitlerimizi hatırımızdan çıkarmamaktır. Küfrün tek vücut halinde "iman" eden yiğitlere saldırdığı bu zor vakitte, kardeşlerimizle el ele, gönül gönüle aynı mücadeleye baş koyabilmektir. Bugün bize düşen, kardeş olabilmektir, kardeş kalabilmektir, bu yol üzere sebat edip, zafer yahut şehadet bize isabet edinceye kadar başımıza gelen her zorluğa sabır göstermektir. Çünkü Allah sabredenlerle beraberdir, çünkü Allah sabredenlerin destekçisidir.
Ey Rabbimiz! Gönüllerimizi birbirine yakınlaştır. Kalplerimizi iman üzere cem et! Ellerimizi, kenetlenerek tağutlara karşı mücadele sancağını yükselten ellerin arasına dahil et! Bize rahmet et! Rahmet et ki, rahmetinden mahrum olan hiçbir canlı kurtuluşa eremez. Bizi yollarına hidayet et! Hidayet et ki senin hidayet ışığından mahrum olanlar zifiri karanlıktadırlar. Ve bizi yolunda olabilenlerden, yolunda ölebilenlerden kıl!