Uluslararası Af Örgütü (UAÖ), Myanmar ordusunun Arakan'da yaptığı insan hakları ihlallerini rapor haline getirdi.
UAÖ, 2019 Mart sonunda, 54'ü Arakan'da sahada, 27'si de çatışmalardan etkilenen yerlerde yaşayan insanlarla uzaktan olmak üzere, 81 görüşme gerçekleştirdi.
Budist, Hristiyan ve Müslüman olan etnik Arakanlı, Mro, Arakanlı Müslüman ve Khami köylüleri ile yapılan görüşmelerin yanı sıra fotoğraflar, video ve uydu görüntüleri incelendi, insani yardım yetkilileri, insan hakları aktivistleri ve diğer uzmanlar dinlenildi.
Görüşmeler ve elde edilen veriler doğrultusunda hazırlanan rapor, "Bizi kimse koruyamaz: Myanmar-Vi Arakan Eyaletinde işlenen savaş suçları ve ihlaller" başlığıyla rapor haline getirildi.
Raporda, "Tatmadaw" olarak da bilinen Myanmar ordusu tarafından Ocak 2019'dan bu yana gerçekleştirilen gelişigüzel saldırılarda sivillerin yaralandığı ve öldürüldüğü ortaya konulurken, yargısız infazlar, keyfi gözaltılar, işkence ve kötü muamele ile zorla kaybetmelere de yer verildi.
4 Ocak 2019'da polis noktalarına yönelik saldırılar sonrasında başlayan yoğun askeri harekatlar dönemini inceleyen rapor, geçmişteki katliamlarda sorumluluk taşıyan askeri birliklerin ihlallerine ilişkin kanıtları da ortaya koydu.
"Siviller hedef alınıyor"
Myanmar ordusunun süregelen harekat sırasındaki ihlallerinin ağırlıklı olarak etnik Arakanlı toplulukları hedef aldığı ve Müslüman ve gayrimüslim tüm grupların saldırı altında olduğuna dikkat çekilen raporda, Ocak 2019'dan bu yana Arakan eyaletinde, gözaltına alınanlara işkence ve diğer türde kötü muamele uygulandığı vurgulandı.
Son zamanlarda yaşanan şiddet olaylarında 30 binin üzerinde kişinin yerinden edildiği, Myanmar yetkililerinin şiddetten etkilenen bölgelere insani yardım erişimini de engellediği ifade edildi.
Raporda, askeri ihlallerle ilgili haberlerin sayısı arttıkça, güvenlik güçleri, orduyu eleştiren gazetecileri susturmak için daha önce denenmiş taktiklere başvurulduğu, son aylarda Myanmar dilinde yayın yapan üç yerel haber kanalının editörüne yönelik suç duyurusunda bulunulduğu, bunu haber yapan yerli ve yabancı gazetecilerin de ciddi engellerle karşılaştığı belirtildi.
"Hiçbir insani yardım örgütü bölgeye erişemiyor"
Uluslararası Af Örgütü Türkiye Kampanyalar ve İletişim Direktörü Tarık Beyhan, konuya ilişkin AA muhabirine yaptığı açıklamada, Myanmar ordusunun insanlığa karşı işlediği suçları ve savaş suçlarını tespit ettikleri için bu raporu hazırladıklarını söyledi.
Daha önce de Arakan'la ilgili raporlar hazırladıklarını aktaran Beyhan, "Ekim-Kasım 2016 ve Ağustos 2017’de Myanmar ordusu Arakan’daki Müslüman nüfusa saldırmıştı. O dönemde yaklaşık 730 bin kişi Bangladeş’e göçmek zorunda kaldı. Orada mülteci statüsünde yaşıyorlar ve geri dönmeleri de pek mümkün değil. Bugün Bangladeş’te yaklaşık 900 bin Arakanlı mülteci bulunuyor. O zaman uluslararası kamuoyu bu duruma çok tepki göstermişti fakat Myanmar ordusu herhangi bir tavır değişikliğine gitmedi, bugün benzeri saldırıları sivil halka yönelik sürdürüyor." ifadelerini kullandı.
Beyhan, Myanmar ordusunun, "Arakan Ordusu" adlı örgütün saldırılarını bahane ederek sivil halkı cezalandırdığını vurgulayarak, daha önceki saldırıların aksine bu sefer sadece Müslümanların saldırıya maruz kalmadığına dikkati çekti.
Bu saldırıların sivillerin hareket alanını kısıtladığını anlatan Beyhan, "İnsanların yerlerinden ayrılmasını zorlaştırdığı gibi, ayrılanlar da güvenlik gerekçesiyle dönemiyorlar. Fakat bu 'Arakan Ordusu' adlı gruba yardım sağlanma ihtimaline karşı, Myanmar Ordusu, bölgeye her türlü yiyecek, içecek, ilaç girişini de engelliyor. Bu 'Arakan Ordusu'na karşı yapılan bir operasyon gibi görünse de sivil halkın yok olmasına sebep olabilecek bir savaş suçu. Aynı zamanda, Birleşmiş Milletler’e bağlı örgütler dahil olmak üzere hiçbir insani yardım örgütü bölgeye erişemiyor."
Arakan için uluslararası kuruluşlara çağrı
Beyhan, Arakan'daki durumunun iyileşmesi için uluslararası kuruluşlara çağrıda bulunarak, şunları söyledi:
"Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nin (BMGK) bu duruma müdahale etmesi gerekiyor. Çünkü ülke içinde hesap verilebilirlik mekanizmaların olmadığı net bir şekilde tespit ettik. Ekim-Kasım 2016 ve Ağustos 2017’deki Myanmar Ordusu’nun saldırılarına yönelik bir yaptırım uygulanmadı, bu işin sorumlularına da bir müdahalede bulunulmadı. Yani net bir şekilde dokunulmazlığa sahipler. Myanmar hükümeti de ordunun bu saldırılarını destekliyor. Onun için BMGK'nin özellikle bu duruma müdahalede bulunup, kapsamlı bir silah ambargosu uygulamasını, aynı zamanda sorumluların Uluslararası Ceza Mahkemesi’ne taşınması konusunda yaptırımlar uygulamasını bekliyoruz. Aynı zamanda Avrupa Birliği, Güneydoğu Asya Uluslar Birliği, İslam İşbirliği Teşkilatı gibi kuruluşların tepki göstermesi lazım. Çünkü yaptıkları her şey uluslararası hukuka aykırı suçlar ve uluslararası hukuk çiğnendiği zaman uluslararası bir tepki bekliyoruz. Bu raporla dünyanın dikkatini bu drama çekmeye çalışıyoruz."