Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, Türkiye Kart ile ilgili değerlendirmelerde bulundu. Tüm ulaşım hizmetlerinden ve finansal sistemden faydalanma imkânı sunan Türkiye Kart ile ilgili olarak ''Proje kapsamında amacımız, şehir içi toplu taşıma hizmetlerinin sunulduğu ulaşım sektöründeki tüm paydaşların dahil olacağı bir takas, switch, mahsuplaşma ve operasyon merkezinin kurulması ile Türkiye Kart’ı her alanda devreye sokmak. Türkiye Kart’ın ulaşım araçları, para transferleri, alış-veriş ve birçok ihtiyaçlarda tek kart olarak kullanılabilmesini sağlamak.'' diye konuştu.
ENTEGRASYON SÜRECİ TAMAMLANDI
Bakan Uraloğlu, ''Konya’da teknik altyapı süreçleri tamamlandı. İstanbul'da yeni havalimanı metro hattı entegrasyonu da hazır. Kayseri Büyükşehir, Yozgat ve Gümüşhane Belediyeleri ile sözleşme süreci bitti. Cumhurbaşkanlığı Yıllık Programı doğrultusunda 2023 yılı sonuna kadar hedefimiz 6 ilde projeyi devreye sokmak. TCDD ve TCDD Taşımacılık tarafından işletilen tüm raylı sistemlerde Türkiye Kart'ın devreye alınmasına yönelik çatı sözleşme süreçleri de devam ediyor. GAZİRAY, BAŞKENTRAY ve İZBAN hatlarında sözleşme sonrası entegrasyon süreçleri başlatılacak. İlerleyen süreçte diğer belediyeler ve operatörler, sisteme dahil edilerek, projenin yaygınlaştırılmasını hedefliyoruz. Türkiye Kart Projesi ulaşım sektörüne önemli bir dönüşüm getirecek. Vatandaşlarımız daha kolay, hızlı ve etkili bir şekilde ulaşım ve ödeme işlemlerini gerçekleştirebilecek'' diye konuştu.
NAKİTSİZ TOPLUM TEMEL HAKLARIMIZ İÇİN CİDDİ BİR TEHDİT
Hamish McRae /independent
Kartlara dayanan sistem, düşük ücretliler, kaçak göçmenler ve yaşlılara karşı ayrımcılığa yol açıyor
Nakitsiz toplumun eşiğindeyiz, İskandinavya'da uygulanan sistem gelişmiş dünyanın hemen her yerinde yaygınlaşıyor. Ancak şimdi bir sorunumuz var. Bu hafta, duruma ilişkin İngiltere'de 8 milyon insanın nakit paranın kalkmasıyla ciddi zorluklar yaşayacağıyla ilgili bir rapor yayımlandı. Diğer yandan Philadelphia, ABD'de perakendecilerin kart yerine nakit kabulünü şart koşan ilk şehir oldu. Kartın kiralayanın kimliğini belirlediği araç kiralama gibi hizmetler de dâhil olmak üzere birkaç istisna var.
New York, Chicago ve Washington DC'nin de aralarında olduğu diğer ABD şehirleri de benzer girişimler üzerinde duruyor. Bu, iPhone'un ortaya çıkışının etkisi kadar büyük, dünyayı saran gelgit dalgalarından biri. Bundan ne anlamalıyız?
Argümanlar gayet iyi biliniyor. Nakitten vazgeçmeyi savunanlar güvenlik, kolaylık, maliyet, kişisel tercih, vergi kaçakçılığından kaçınma gibi meseleleri ileri sürüyor. Karşı çıkanlar çoğunlukla meselenin sosyal yönüne vurgu yapıyor: banka hesabı olmayan kişiler (Los Angeles'ta yüzde 6) ekonomik sitemin büyük bir kısmından dışlanmış olacak. Nakitsiz bir toplum, düşük ücretlilere, kaçak göçmenlere ve yaşlılara karşı ayrımcılık yapacak.
Son aylarda, perakende sektöründe, alışverişin ana caddelerden ve alışveriş merkezlerinden internete geçişi, nakitsiz satışlarda patlamaya yol açtı. Ancak bir başka sorun da hükümetin vergi kaçağının yarattığı kayıplardan dolayı bu değişime sessizce destek vermesidir. Geçen yıl İngiltere'deki KDV ödemeleri özellikle yüksekti. Daha fazla satış izlenebilir olduğu için olabilir mi?
Bununla birlikte, konuyu daha karmaşık hale getiren bazı meseleler de var. Örneğin, kartları kullanmanın kolay olduğu argümanı tam tersi durumlara yol açabilir. Evet, genel olarak, nakit yerine kart kullanmak daha kolay ancak 5 paundu uzatmanın kartla ödeme yapmaktan daha kolay olduğu zamanlar da var. Çocukların cep harçlığıyla alışveriş yapması buna bir örnek.
Nakitsiz toplum, İngiltere'de çek kullanımıyla ilgili tartışmaya benziyor. Çekleri kaldırmanın gerekçeleri açıktı ve birçok Avrupa ülkesi bunu çoktan yaptı. Ancak hayır kurumları, çekler giderse bağışlarının çoğunu kaybedeceklerinden korkuyor. Memnuniyetle çek yazan esas bağışçı yaşlı insanların banka havalesiyle uğraşmak istemeyeceğinden korkuyor.
Karta geçişin epeyce ileri gittiği İsveç'te, perakendeciler nakit dışında tüm müşterileri memnuniyetle karşılandıklarını belirten rahatsız edici işaretler kullanıyor. Uygulamada kaçak göçmenlere karşı ayrımcılık yapıyorlar, ancak bunu doğrudan söylememiş oluyorlar. Belki bu bir kafede işe yarayabilir ancak bir mağaza gerçekten de bir kredi kartı olmayan ancak kağıt para veren yabancı bir ziyaretçiyi geri çevirebilir mi?
Açıkçası cevap, en azından İskandinavya'da, muhtemelen evet. İsveç'te olup bitenler, Çin ve Hindistan'da olanlarla paralel.
Çin'de toplumsal denetleme yönünde büyük bir baskı var. İnsanlar mevcut sosyal ve siyasi normlara düşman görülüyorsa, demiryolu bileti almakta zorlanabilir. Çin, nakitsiz topluma geçişten çok uzak ancak yüz tanıma teknolojisi, dünyanın herhangi bir yerinden daha gelişmiş durumda. Yüz taramanın doğruluğuyla ilgili bazı kuşkular olduğundan insanları yüzlerinden ziyade harcamalarıyla takip etmek için bir çaba var.
Hindistan'da, nakitten uzaklaşma, insanları takip etmek için değil, yolsuzluğu azaltma isteğiyle amaçlanıyor, dolayısıyla eski tarz büyük banknotların tedavülden kaldırılması yönünde bir girişime neden oldu. (Son yolculuğumdan kalan birkaç rupi vardı. Onları küçük bir British Airways zarfına koydum ve bir hayır işine gitmelerini umuyorum.)
Dolayısıyla tanık olduğumuz şey bir kıskaç hareketi. Batıdaki liberal toplumlar bir dizi sebepten dolayı nakitten kurtulmak istiyor. Başka, daha az liberal olanlar yerler ise nakitten farklı nedenlerle kurtulmak istiyor.
Bu yüzden nakitsizlik girişiminde geriye gidiş gerçekten ilginç görünüyor. Bu meseleye dahil olan bazı aktörler var. İngiltere Merkez Bankası dâhil diğer bütün merkez bankaları endişeli. Şehirler endişe duyuyor - ABD'de daha fazla şehrin Philadelphia’nın öncülüğünü takip etmesini bekliyorum. Perakendeciler endişelenmeli. Temel hakları önemseyen herkes de kesinlikle endişelenmelidir. Ancak, bireylerin nakit ekonomisini işler durumda tutmak için büyük çaba göstermeleri gerekmektedir. Durum ana cadde alışverişine benziyor biraz. Kullan ya da kaybet.
Potansiyel olarak aşağı doğru bir iniş var. Bir işlem için nakit teklif etmek hafiflik olarak göründüğü takdirde, nakit hızla kullanım dışı kalacaktır. Tabi zenginlerin bir derdi olmayacak. Gold kartlarıyla istediklerini yapacaklar. Acı çekecek olan ekonomik durumu iyi olmayanlar ve bu toplumlarımız için çok kötü olacak. Ve yaptığı düzenleme için Philadelphia'yı alkışlıyoruz.
*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve TEVHİD HABER'İN Yayın politikasını yansıtmayabilir.
https://www.independent.co.uk/voices/
Yazı Independent Türkçe'den Alınmıştır.