Hizbullah Genel Sekreteri Seyyid Hasan Nasrallah, "Direniş ve Özgürlük Bayramı" ilan edilen 25 Mayıs Çarşamba günü, Güney Lübnan'ın Siyonist İsrail işgalinden kurtarılmasının yıldönümünde Seyyid Abbas Musavi meydanında düzenlenen törende konuşma yaptı.
Nasrallah bu törende yaptığı konuşmada Lübnan'ın Beka bölgesinin mukavemet ve zaferin asli üssü olduğuna vurgu yaptı ve Bekaa bölgesinin, direniş için sorun ve tehlikeler karşısındaki dayanağı olduğunu, mukavemete vefalı kaldığını ve kalacağını, şimdiye kadar tekfirci militanlara karşı verilen mücadelede birçok şehit verdiğini söyledi.
Lübnan'daki son belediye seçimlerine de değinen Nasrallah, Bekaa, Baalbek, Hermel, Güney Lübnan ve Nabtiye bölgesinin halkının seçimlere geniş ve anlamlı katılımlarından, Hizbullah ile Emel Hareketinin ortak listesine oy vermelerinden ötürü teşekkür etti. Nasrallah, Hizbullah ve Emel Hareketinin ortaklığı ve işbirliğinin gücü ve iktidarı ispat edilmiştir açıklamasında bulundu.
Seyyid Hasan Nasrallah, "Bazıları küçük ve önemsiz konuların peşinde koşarak kendileri için hayali bir zafer veya Hizullah ve Emel Hareketinin birliği için hayali yenilgi kurma peşindeler. Ama belediye seçimleri bu birliğin ne kadar güçlü olduğunu gösterdi ve bu güç daha da artacaktır." dedi.
Güney Lübnan'ın kurtuluş yıldönümüne işaret eden Nasrallah, "Lübnan'ın 2000 yılındaki zaferi önemli bir zaferdi ve bu olay bizim kültür, tarih ve geleceğimizin bir parçası olmuştur ve bir bilinçli olarak bu zaferin canlı tutulmasında ısrar ediyoruz. Biz hiçbir zaman bu zaferi kendi adımıza sahiplenmedik; aksine bu kutlamanın millileştirilmesini istiyoruz ve tüm Lübnanlılardan direniş bayramına katılmalarını ve ilgi göstermelerini istiyoruz." ifadesini kullandı.
"İsrail'in hakiki ve asli düşman olduğunu hatırlamalı ve hatırlatmalıyız. Bu düşman, kaynaklarımıza, toprağımıza ve mukaddesatımıza göz dikmiştir. İsrail'in Filistin'de yaptıkları işleri bu rejimin başlangıcından bugüne kadar olan kesitini hatırlamalıyız. İsrail bizim için pusuda bekleyen en büyük tehdit ve tehlikedir. Buna rağmen bazıları onu bir ortağa çevirme için çaba sarf ediyorlar." diyerek İsrail'in İslam ümmetinin asıl düşmanı olduğuna işaret eden Seyyid Hasan Nasrallah, "Bizim zaferimizin sebebi, hareketler, partiler ve gruplardan oluşan güçlerin kendisini kurban etmesi ve direnmesi idi. Kimse 2000 zaferi için bize minnette bulunmadı. Zafer Allah'ın lütfuydu ve Yüce Allah, halkın direnişinden ötürü bize minnette bulundu. Biz Lübnan'da mukavemet, ordu, güvenlik güçleri ve halkı olmak üzere hep birlikte ülkemizi koruyacak ve savunacak güçteyiz." ifadesini kullandı.
Nasrallah, "Topraklarımızın bir bölümünün henüz işgal altında olduğunu ve gençlerimizden bazılarının kayıp olduğunu hatırlamamız gerekir. Şehitlerimizden bazılarının naaşları henüz İsrail'in elindedir. Bunun yanında Lübnan, İran'ın kaçırılan diplomatlarının durumunun belirlenmesi için çaba sarf etmelidir; bu kanuni ve ahlaki vazifemizdir. Filistinliler şunu bilmelidirler ki tek kurtuluş yolu onların direniş ve mukavemetidir. İran, Suriye ve Lübnan'dan sizin yanınızda olanlar her zaman bizim yanımızda kalacaklardır. Bu bölgede oluşturulan bu savaşta direniş yenilmeyecektir ve Filistin'in değerini bölgedeki çatışmanın asli merkezi unvanıyla yeniden ihya edecektir." dedi.
Bölgedeki gelişmelere ve ABD seçimlerine değinen Nasrallah, "Amerika'nın başkanlık seçimlerine kadar çatışma ve kan dökülmesine yine şahit olacağız; çünkü Amerika'nın bugünkü makamları dökülen bu kanları oy pusulalarına dönüştürmektedir ve buna ihtiyaçları var. Onlar Amerika dışında bir başarı kazanıp güçte kalmak istiyorlar." açıklamasında bulundu.
Konuşmasında IŞİD terör örgütüne ve faaliyetlerine de değinen Nasrallah, "IŞİD'in sonu yaklaşmaktadır; önümüzdeki dönemde tedbiri elden bırakmamalı, çaba ve gayret içinde olmalıyız. Lübnan, bölgenin şimdiki durumunu gözeterek birlik ve sabrı öne çıkarmalı, özellikle güvenlik konularını önceliği yapmalıdır." önerisinde bulundu.
Yaptığı konuşmanın sonunda Nasrallah, "Biz aynı şekilde yolumuza devam edeceğiz ve zaferleri birbiri ardınca kazanacağız ve bölgede hiçbir tekfirci ve Siyonist proje kalmayıncaya kadar zaferlerimizi sürdüreceğiz." ifadesini kullandı.