Hizbullah Genel Sekreteri Seyyid Hasan Nasrullah dün Beyrut'ta bir basın toplantısı düzenleyerek önemli konularda açıklamalar yaptı.
Nasrullah'ın konuşmasının ağırlıklı bölümünü İsrail ve örgüt arasında gerçekleştirilecek esir değişimi oluşturdu. Nasrullah bunun yanı sıra İngiltere'nin partinin askeri kanadını terör örgütü ilan etmesi ve İsrail'in İran'a saldırı ihtimali gibi konulara da değindi. Nasrullah İngiltere'nin kararıyla ilgili olarak "bunda şaşılacak bir şey yok zaten onların kendileri İsrail devletini kurdular. Ancak ben size onların bu hareketinin de başarısız kalacağı sözünü veriyorum" şeklinde konuştu.
Nasrullah konuşmasında Hizbullah'ın gücünü ve popülerliğini artıracağı gerekçesiyle bazı Batılı ve Arap ülkelerin esir değişiminden rahatsız olduklarını da ileri sürdü.
BM'in aracılığıyla gerçekleşen görüşmelerin Almanya'nın aracılığı gibi gösterildiğini bunun doğru olmadığını belirten Nasrullah ancak aracı şahsın Alman vatandaşı olduğunu ve kendisine teşekkür ettiğini söyledi.
Nasrullah müzakerelerde şartları kendilerinin belirlediğini ve bunların arasında Semir Kantar da içinde olmak üzere tüm Lübnanlı esirlerin serbest bırakılması, tüm Lübnanlı ve Arap cesetlerinin teslim edilmesi ve üçüncü olarak cesetleri elde olmayan kimselerle ilgili tüm bilgilerin verilmesinin yer aldığını söyledi. Görüşmelerde Lübnanlı güçler tarafından İsrail'e teslim edilen dört İranlı diplomatın da gündeme geldiğini belirten Nasrullah bunların durumunun da görüşüldüğünü belirtti. İsrail'in Semir Kantar da içinde olmak üzere tüm Lübnanlı esirlerin serbest bırakılmasını kabul ettiğini belirten Nasrullah Kantar'ın İsrail zindanlarında en uzun zamandır bulunan kimse olduğunu belirtti.
Bir gazetecinin 30 yıldan fazla süredir İsrail'de tutuklu bulunan Kantar'ın daha önce Hizbullah'ın girişimiyle serbest bırakılan Yasin Enver gibi Lübnan'a geri dönmesinin ardından Hizbullah karşıtı siyasi görüşlere sahip olmasından çekinip çekinmediğinin sorulması üzerine Nasrullah "bunun hiçbir önemi yok Kantar Lübnanlı bir semboldür ve düşmanın elinden kurtarılması gerekmektedir hangi siyasi görüşte olduğu bizim için önemli değil" şeklinde konuştu.
Anlaşmayla 1982 yılından beri ölen tüm Arap cesetlerini geri alacaklarını belirten Nasrullah bunların sayısının 200den fazla olduğunu söyledi. Kayıp İsrailli pilot Ron Arad ile ilgili bazı bilgilerin de Alman arabulucu tarafından kendilerine verildiğini söyleyen Nasrullah bununla ilgili araştırma yaptıklarını ve bazı sonuçlara ulaştıklarını söyledi. Kendi güvenliği için hiçbir garanti istemediğini belirten Nasrullah "ben Filistin ve Lübnan için mücadele eden sıradan bir neferim" şeklinde konuştu. Görüşmelere Lübnan Meclis Başkanı Nebih Berri'nin de katıldığını vurgulayan Nasrullah kendisine teşekkürlerini sundu. Bu bağlamda Lübnan hükümetinin esirler konusunda hiçbir girişimde bulunmamasını da kınadı.
Hizbullah lideri İsrail'in İran'a saldırı olasılığı hakkında bir soruya "Bu konuyla ilgili kesin bir şey söylemek zor ancak ben ABD'nin desteklememesi durumunda İsrail'in bunu yapabileceğini sanmıyorum" şeklinde cevap verdi.
Nasrullah Hamas'ın elinde bulunan İsrail askeri Şalit için de Hamas ve Mahmud Abbas ile görüşme halinde bulunduğunu söyleyerek esirlerin kesin serbest bırakılma tarihini veremeyeceğini ancak bir iki hafta içinde sonuçlanacağını düşündüğünü söyledi. Cesetleri teslim alınacak Lübnanlıların tüm gruplara ait olduğunu belirten Nasrullah cenaze merasime tüm Lübnanlı grupların ve kesimlerin katılmasını istedi. "Törene Saad Hariri ve Velid Canbulat ile birlikte omuz omuza katılmanız mümkün olacak mı?" şeklinde bir soruya ise "Ben kendi güvenliğimi düşünmüyorum ancak bir gün şehitlik kısmet olursa bunun yanımda bulunan insanlara zarar vermeyecek biçimde olmasını isterim" şeklinde cevap verdi.
Konuşmasında sık sık Şeba çiftliklerinin siyasi yollardan geri alınmasına karşı olmadığını vurgulayan Nasrullah kendisinin de günün birinde örgütün silah bırakmasından rahatsızlık duymayacağını ancak şu an için şartların buna uygun olmadığını belirtti. "Bugün düşman müzakereler yoluyla Şeba'dan çekilmeyi kabul ettiyse bu bile aslında direnişin silahı sayesindedir" şeklinde konuşan Hizbullah lideri örgütün zaferlerinin bütün halkın zaferi olduğunu ve Lübnan halkı arasında bir ayrıma gitmediklerini vurguladı.
Hakkı Uygur / Dünya Bülteni