Nasrullah'ın konuşmasının tam metni

Nasrullah, yaptığı bu konuşmada partinin seçim programını, adayların isimlerini açıkladı, adayların seçiminde etkin olan bazı politika ve kabullere işaret etti.

Lübnan Hizbullah lideri Seyyid Hasan Nasrullah, "senelerdir Lübnan, Arap dünyası ve diğer yerlerde Hizbullah'ın adını karalamak için hummalı bir çalışma yürütüldüğüne tanık olacaksınız. Burada ülkeler, büyük maddi olanaklar, yine bu olanaklara ve istihbarat teşkilatlarına ve Hizbullah'ın adını karalamaya çalışan özel merkezlere sahip basın organları bulunmaktadır." dedi.
Hizbullah Genel Sekreteri Seyyid Hasan Nasrullah, 7 Haziran 2009 tarihinde yapılacak parlamento seçimlerinin hazırlıklarına el-Menar televizyonunda yaptığı konuşmayla başladı.

Nasrullah, yaptığı bu konuşmada partinin seçim programını, adayların isimlerini açıkladı, adayların seçiminde etkin olan bazı politika ve kabullere işaret etti. Bu aşamada bazı kavramlara ve seçmenlere düşen görevlere açıklama getirdi.

Nasrullah'ın 02.04.2009 tarihli konuşmasının tam metnini sunuyoruz:

Bugün hepimizin Lübnanlılar olarak büyük bir kazanımı var. Yani kısa bir süre sonra parlamento seçimleri yapılacak. Bu gece farklı başlıklar altında seçim meselesinden bahsetmek istiyorum. Konuşmamın sonunda ise parlamento seçimlerine girecek olan parti adaylarının isimlerini açıklayacağım.

1. Seçimler Önemlidir

Öncelikle bütün insanları muhatap alacağım" Önümüzdeki seçimler her ülkede olduğu gibi gerçekten çok önemli seçimlerdir. Seçimlerin demokratik olması şartı vardır. Zira bu sayede yeni bir parlamento ve ondan da yeni bir hükümet oluşur. Böylece bizler siyasi hayatı modernize etmiş oluruz. Ya yeni bir siyasi hayat getirir ya da eskiyi ve onun benzerini devam ettiririz.

Bizim ülkemizde parlamento çok önemli bir kurumdur. Bütün Lübnanlılar bunu bilirler. Cumhurbaşkanını, başbakanı seçen, hükümete güvenoyu veren, her alanda kanunlardan, genel politikalardan ve dengeyi sağlamaktan sorumlu olan parlamentodur. Bu sebeple, Lübnan sisteminde bir kurum olarak parlamento çok büyük önemi haizdir. Seçimlerin önemi de buradan gelmektedir.

Tabiiki muhalefetin söyleminde, seçimlerin tarihi ve hayati olmadığının ifade edilmesi onun önemsiz olduğu anlamına gelmez. Bazıları seçimlerin tarihi ve hayati olduğunu söylerken bununla Lübnan'ın çehresinin, geçmiş ve geleceğe ait konumunun ya da kimliğinin değiştirilebileceğini düşünmektedir. Bu tarz meseleler parlamento seçimlerine bağlı değildir. Her halükarda biz seçimlerin çok önemli olduğunu ve Lübnan halkının ulusal sorumluluğunun, bu seçimlere katılarak Lübnan'ın yapısında bu kadar hassas ve ayrıcalıklı bir konuma sahip parlamentoyu oluşturmaları için milletvekillerini seçmek olduğunu düşünüyoruz.

2. Seçim programımız

Biz, geçtiğimiz birkaç gün içinde seçim programımızı belirledik. Seçimlere girmek isteyen bir siyasi partinin program sunması tabiidir. Siyasi parti bu dünyada düşüncesini, fikirlerini, bakış açısını ve gerçekleştirmek istediği şeyleri parlamentoda bulunduğu süre içerisinde ifade eder. Bu program önemli olduğu için incelenmesi uzun sürecektir. "Direnişe Vefa" bloğu başkanı el-Hac Muhammed Ra'd birkaç gün içinde düzenleyeceği bir basın toplantısı ya da genel buluşmada oluşacak soru cevap ortamında bu programı açıklayacak.

Seçim programı doğal olarak önemli bir siyasi girişle başlıyor. Aynı zamanda programda Hizbullah'ın ülkedeki genel durum hakkındaki temel görüşlerine siyasi reform başlığı altında yer veriliyor.

Bu reform siyaseti; seçim kanunu, dengeli gelişmeyle idari ve yargı alanında ademi merkeziyetçiliği kapsamaktadır. İdari reform başlığı altında ayrıntılı bir sistemden bahsedilmekte, ekonomik reform başlığında tartışılması, incelenip, üzerinde düşünülmesi gereken bir düşünce ortaya koyulmaktadır. Eğitim-öğretim, sivil toplum kuruluşları, gençler, kadın, ahlak konusu, vatandaşların özel yaşamlarını koruma, toplumsal hizmetleri geliştirme ve iyileştirme, enerji başlığı, doğal kaynaklar, çevre başlığı"

Bütün bunlar yaklaşık 9 sayfalık bir programdan satır başları. Ama bu başlıkların hepsi Seyyid Musa Sadr'ın yazıları, yöntemi ve konuşmalarının incelenmesinden derlenip iyi bir şekilde kompoze edilmiştir.

Bu program, doğuşundan 1992 yılında sunduğumuz seçim programına ve yapılan seçimlere kadar geçen sürede Hizbullah'ın siyasi söylemi ve siyasi bakış açısı, Hizbullah'la Ulusal Özgürlük Hareketi arasındaki uyuşma, muhalif güçler arasında özellikle son iki yıldır ifade edilen tavır ve düşüncelerdeki ortak noktalar temel alınarak oluşturuldu.

Doğal olarak bu program diğer müttefiklerimizi değil sadece bizi bağlar. Fakat ben direniş başkanı kardeşimizin seçim programını okumasından sonra, muhalefet düzeyinde hiçbir güç ya da akımla programımız arasındaki zıtlık ya da anlaşmazlık noktalarının ortadan kalkacağını düşünüyorum.

Biz (inşallah) seçim gününe kadar haftalık olarak yapacağımız açılımlarla bu bakış açısını anlatacağız. İlk buluşmamız seçim programının açıklanmasından birkaç gün sonra olacak. Bu buluşmada; siyasi rejimle görece grup demokrasisi, azınlık çoğunluk hükümeti, muhalefet ve iktidar yandaşlığı konularını ele alacağım. Yani bu ülke için belirlediğimiz siyasi otorite, rejim ve siyasi görüşümüzün ne olduğu ve bu ülkenin nasıl gelişip ilerleyeceği konusunu irdeleyeceğiz.

3. Seçimler ve Güven

Herhangi bir parlamento seçiminde siyasi güçler ya da kişilerin seçim programları sunduğu bir gerçektir. Ancak çoğunlukla ve en köklü demokrasilerde bile insanlar bu programlara konuları açısından değil güvenilirlik ve dürüstlük açısından bakarlar. Programı ya da söylemi yapan veya bu kişileri aday gösteren makamlar güvenilir midir? Dürüst müdür? Bu makamlar vaatlerini yerine getirir, verdikleri sözde dururlar mı? Bu çok hassas bir konudur. Ben Lübnan'da bugüne kadar yapılan birçok seçimin, bu makamlar tarafından sunulan programların incelenmesinden ziyade liderleri ve siyasi çerçeveyi dikkate alma temeli üzerine yapıldığını düşünüyorum. En azından bizim girdiğimiz seçimler böyleydi ve bu seçimlerin de böyle olacağını düşünüyorum.

Bu tabiiki çok doğal ve mantıksal bir durumdur. İnsanlar program hazırlar ama iktidara geldiklerinde sundukları programın aksini yapar ya da en azından seçim kampanyalarında verdikleri sözleri tutmazlar. Bu yüzden buradaki temel mesele insanlara kendini, programını, adaylarını sunan makamın güvenilirlik ve dürüstlüğü meselesidir. Bu makamlar insanlar için neyi ifade ederler? İnsanlar bunların ışığında tavırlarını belirler, görüşlerini ifade ederler.

Biz diğer seçimlerde de olduğu gibi her seçime siyasi, toplumsal , ulusal ve ümmet düzeyinde mücadele ve cihat geçmişi olan bir makam olarak giriyoruz. Bu, başarıları olan bir makamdır ama tabi ki bunları söylerken onun hatasız olduğunu iddia etmiyoruz. Bu hata yapan bir makamdır ve hata yapması da doğaldır. Çünkü bu beşeri bir makamdır. Fakat bu makamın hareketindeki en genel özellik güvenilirliktir. Biz bu programın yanı sıra dürüst, şeffaf, ahde vefalı, ulusal ve ümmet bazında başarılara imza atmış –gerçekte bu başarıların bazıları kelimenin tam anlamıyla tarihidir- konumumuzla ve birazdan bahsedeceğim adaylarımızla seçimlere giriyoruz.

4. Hizbullah'ın Adı Karalanıyor

Tabi siz burada senelerdir Lübnan, Arap dünyası ve diğer yerlerde Hizbullah'ın adını karalamak için hummalı bir çalışma yürütüldüğüne tanık olacaksınız. Burada ülkeler, büyük maddi olanaklar, yine bu olanaklara ve istihbarat teşkilatlarına ve Hizbullah'ın adını karalamaya çalışan özel merkezlere sahip basın organları bulunmaktadır. Ama Allah'a şükürler olsun onlar şu ana kadar kayda değer bir başarı gösteremediler. Hatta sizler Lübnan'da meydana gelen her olayda gerekli tahkikat yapılmadan hemen Hizbullah'ı suçladıklarını görürsünüz. Yani aksi ispatlanana kadar suçlu Hizbullah'tır. Tabi bu büyük bir zulümdür. Ben dünyanın birçok yerinde, Lübnan'da ve özellikle Arap dünyasında Hizbullah'ın adını –ki bu aslında çok parlak, aydınlık Lübnan'ın ve ümmetin onur ve şerefli tarihinden bir portre olan- kötüye çıkarmak için bir çok ülke tarafından finanse edilen yoğun bir plan yürütüldüğünü iddia ediyorum.

5. Seçimleri Kazanacağız

Bizim, önümüzdeki parlamento seçimlerinde hedefimiz muhalefetin kazanmasıdır. Çünkü Hizbullah'ın gerçek hedefi muhalefetin kazanması ve istenen meclis çoğunluğunu elde etmesidir. Bu aslında ulusal bir hedeftir. Mezhepsel, bölgesel, grupsal bir hedef değildir. Çünkü muhalefetin oluşturulacak mecliste çoğunluğu ele geçirmesinin ulusal, siyasi, ekonomik, toplumsal alternatifleri koruma ve sağlamlaştırmayla ve partinin yapısıyla ilişkisi vardır. Alternatiflerden bahsettiğimiz vakit uzun uzadıya açıklama yapmamız gerekir. Fakat burada insanlara açıkça şunu ifade edeyim ki; bu tarz bir yapıya ve mezhebe dayalı sisteme sahip olan Lübnan'ın (hiç kimse bize şuan ki rejimin diğer dünya ülkelerinde olduğu gibi demokratik bir rejim olduğunu söylemiyor) çıkarının korunması , sorunlarının çözümü, istikrar, güvenlik, huzur, ve gücünün ancak daima haklarında "omuz omuza, el ele" dediğimiz Lübnanlıların anlaşması ve ülke işlerini idarede ortaklaşa çalışmasıyla sağlanacağına inanıyoruz. Muhalefet parlamentoda çoğunluğu kazanırsa gerçek ulusal koalisyon hükümetine kapı aralanmış olur.

Eğer rejim yanlıları çoğunluğu kazanırsa ulusal koalisyon hükümetinin kapıları kapanacaktır. Burada asıl mesele; muhalefetin programında koalisyondan, rejim yanlıların programında hakim olan bir çoğunluk ile muhalefetteki bir azınlıktan bahsediliyor olmasıdır. Bu kıstas ve dengelerin çok hassas olmadıklarını bilmekle beraber inşallah bunları ileriki bir zamanda açıklayacağım.

Öyleyse Lübnan'a fırsat veren koalisyon hükümetinin, ortak ve pay sahibi olması için herkese fırsat veren ise muhaliflerin çoğunluğu kazanmasını sağlayacaktır. Biz burada tekelleşmenin ve tekelci aklın önünü almak, ülke işlerinin idaresinde herkesin görev almasına olanak sağlamak için muhaliflerin çoğunluğu kazanmasının ülkenin yararına olacağını söylüyoruz.

Çünkü muhalifler dürüst, ciddi, ve ister diğer tarafa üçte bir sorumluluk vererek ister kapasitesine göre yeni kurulacak hükümette parlamenter kitlelerin temsili şeklinde olsun seçimden sonra ulusal ittifak veya ulusal birlik hükümeti kurma yönünde verdikleri söze bağlıdırlar.


6. Hedef Koltuk Değil

Hedefimiz aslında muhalefeti kazanmak. Koltuk sayısı meselesine gelince burada bizi ilgilendiren, muhalefetin koltuklarının sayısıdır. Bu temel olarak muhalefetin ve dolayısıyla Hizbullah ve "Direnişe Vefa" grubunun kazanabileceği en büyük sayı anlamına geliyor. İlk olarak biz milletvekili sayımızı artırmaya çalışmıyoruz. Biz tabiiki bunu yapabilecek güçteyiz. Fakat biz burada farklı bir şeyi önceliyoruz. Hatta muhalefetteki diğer müttefiklerin yararına olacak şekilde "Direnişe Vefa" grubunun sayısının az olmasına da ses çıkarmıyoruz. Ancak burada açıkça ifade etmek istediğim bir nokta var ki o da şudur: Biz parlamento sandalyelerine olan bağlılığımızdan değil başka birçok sebepten ötürü grubumuzun zayıflaması ve marjinalleşmesine sebebiyet vermeyiz.

İlk olarak; bu durum bakanlık ve hükümetten farklıdır. Sizler bakanlık konusunda bizim 3 bakanlık alabileceğimizi gördünüz. Fakat bakanlıklardan bize verilen kısım içerisinde başka bakanlıklar olmasını layık gördüler. Ne yazık ki ülkenin yapısı bu. Ve bu da bizim otorite, bakanlık ya da herhangi bir idari makam sevdalısı olmadığımızı gösterir. Parlamento konusunun parlamenter temsille, Arap dünyası, diğer ülkelerde ve hatta Lübnan'da ortaya konacak görüntüyle alakası vardır. Daha önce basından ve ahlaki kıstasların olmadığından bahsetmiştim. Yani demek istiyorum ki; yarın kimse çıkıp da Hizbullah müttefiklerine öncelik verdiği için grup vekillerinin sayısını azalttı demeyecek aksine Hizbullah halk desteğini kaybetti ve terk edildi diyecek. Bu mantık dışı ve halkçı olmayan bir alternatiftir. Siz şuan basın kuruluşları ya da internet sitelerinde bu konuyla ilgili hurafeler uyduran kişiler olduğunu biliyorsunuz.

Parlamento konusu halkımızı ilgilendirir. Bakanlık konusunda ise Hizbullah çok rahat bir şekilde hakimiyet kurabilir. Sonuçta burada kendisini ifade etmek isteyen bir halk var. Bu halk parlamentoda ciddi ve gerçek bir temsilin olması gerektiğine inanıyor. Genel olarak ben bu konuyu izah etme ve onu savunma ihtiyacı duymuyorum. Fakat bunlar bizim sınırlarımız. Biz ne sayımızın artmasını ne de parlamentoda bizim grubun faaliyetine ve varlığına zarar verecek kadar diğer müttefiklerin yararına sayımızın azalmasını istiyoruz. Biz, bugün herkese cevap verdik. Yani "Direnişe Vefa" grubundan sandalye almayı bekleyen, ona verdiğimiz sandalyeyi alabilir. Biz, bugün herkese sevgimizi, samimiyetimizi, doğruluk, azim ve yardımlaşma istediğimizi gösterdik. Onların ise aday gösterme, hangi alanda aday gösterecekleri ve yapmak istedikleriyle ilgili seçenekleri netleştirmek için bir haftaları daha var.

7. Muhalefet İçinde Liderlik Yok

Burada değineceğim konu muhalefet, onun listeleri ve liderleriyle alakalıdır. Tabii burada bazı taraflar, Temmuz savaşı ve Lübnan ulusal muhalefet hareketinin doğmasından sonra basında gerçekliği olmayan bir iş üzerinde yoğunlaşıp onu tanımlamaya çalıştılar. Hizbullah'tan ana muhalefet olarak bahsederken muhalefetteki diğer siyasi güç ve akımları Hizbullah'ın bir uzantısı ya da ona tabi olmakla vasıflayarak küçümsüyorlardı. Bu gerçek dışı bir tanımlamadır. Ben onların rejim yandaşlarıyla ilgili böyle bir sorunları var mı bilmiyorum. Ve ben kimseyi suçlamak istemiyorum. Fakat muhalefetin hiçbir zaman böyle bir durumu olmadı. Şimdi ise parlamento seçimlerinde muhalefet içinde liderlik yok. Ne Hizbullah ne de bir başka parti lider değil. Muhalefette farklı seçim çevrelerinde siyasi güçler mevcut. Biz istişare ediyor ve yardımlaşıyoruz. Bazen sorun çıkabiliyor bu da çok doğal. Çünkü sonuçta idari makamların sayısı sınırlı. Adayların sayısı çok fazla. Bu çok doğal bir durum ve siyasetin bir parçası. Biz, görüş alışverişinde bulunuyoruz ama hiç kimse bir başkasına bir şey dayatmıyor.

Özellikle Hizbullah'la ilgili olarak biz ne gazete ve bazı basın organlarında yazılıp çizildiği gibi muhalefet güçlerinin adaylarının belirlenmesine müdahale ediyor ne de kimseyi veto ediyoruz, bundan sonra da etmeyeceğiz. Muhalefetteki herkes mantıksal olarak bizim müttefikimiz ve dostumuzdur. Eğer bu benim dostum ve müttefikimse neden onlardan birini veto edeyim ki? Listelerin şekillendiği çerçevede ise tabiiki taşıyıcılığını biz yaparız. Görüş alışverişinde bulunmamız normaldir. Fakat oluşturmaya çalıştığımız bu listede falanca partinin sandalyesi olacaktır dediğimizde bile adayları belirleyen biz olmayız. Biz müttefiklerimize, bu partilere ve güçlere saygı duyuyoruz. Doğal olarak adayları belirleyecek olanlar onlardır. Ben bu konuyu vurgulamak istedim. Zira bu konuda bize ve müttefiklerimize kötü davranılıyor ve bazı insanlar adayları belirleyen ya da veto edenlerin biz olduğumuzu düşünüyor. Bu doğru değildir.

Bu bağlamda ben seçim ittifaklarımızın şeffaf, açık ve net olacağını vurgulamak istiyorum. Biz bütün idari bölümlerde muhalefetin listelerine bağlı kalacağız. Şunu vurgulamak istiyorum; biz idari bölümlerden birçoğunu bilerek alırız ve istişare düzeyinde bile olsa ortaklık kabul etmeyiz. Çünkü her bölümdeki faal siyasi güçler kendi bölümlerini, seçim hesaplarını, imkanlarını, seçim çalışmasına göre taraftar toplama güçlerini daha iyi bilirler. Fakat biz seçmen olarak bulunduğumuz her birimde muhalefetin listelerini oylamaktan sorumluyuz.

Buna binaen adayımız bile olmasa bütün bölümlerde seçmenimiz vardır. Seçimlerle meşgul olmak ve müttefiklere yardım etmek bizim en tabii hakkımız ve ulusal görevimizdir. Bu aynı zamanda müttefiklerimize ve belirlediğimiz hedefe karşı ahlaki sorumluluğumuzdur. Hedef parlamentoda büyük bir grup oluşturmak değil muhalefetin çoğunluğu almasına çalışmaktır. Ben partim adına bu amacı gerçekleştirmek için çalışacağım. Bu yüzden bazı bölgelerde seçim konvoyumuza katılanlarla ilgili insani, ahlaki ve kanuni olarak hak ve hukukta eşit olduğumuz düşünüyorum. Olması gereken de budur. Biz vatandaşız ve bu idari bölümlerde bizi seçecek kişiler var. Burada seçim konvoyu oluşturmak ve çalışmak bizim en tabii hakkımızdır. Bu hiç kimseyi provoke etmez. Bu seçmen kitlesine sahip herkesin yapacağı bir şeydir.

8. Her Bir Aday Hizbullah'ın Temsilcisidir

Biz adaylıkta genellikle bir dizi durumu göz önüne alırız. Burada tabii bütün Lübnanlılar muhatabımızdır. Fakat özelde kendi kitlemize hitap etmektedir. İşte asıl mesele, adaylarımızı ailelerin ,aşiretlerin şehir ya da kasabaların adayları olarak değil direniş, siyaset, örgüt ve halk yürüyüşüyle tanıdığınız bildiğiniz Hizbullah'ın adayı olarak sunuyor oluşumuzdur. Tanıdığınız bu parti önümüzdeki seçimlerde bu kişileri aday olarak sunuyor sizlere. Adaylar onu temsil edecekler, aşireti, şehri ya da köyü değil.

İkinci durum; bizim için milletvekili koltuğu kimseye bir mükafat değildir. Biz hoşnutluğunu kazanmak için kimseye mükafat vermiyoruz. Milletvekilliği konumu Hizbullah'ta sorumluluk gerektiren konumlardan biridir. Partide bundan daha büyük sorumluluklar gerektiren makamlar da vardır. Böylelikle aday olarak sunduğumuz kardeşimizin omuzlarına ilave yük ve sorumluluk yüklemiş oluyoruz. Ona diyoruz ki; sen dünyada insanlarla hesaplaşırsın ya da hesaplaşmazsın ancak kıyamet günü Allah hesap sorar. Biz aday gösterdiğimiz kişilerin sorumluluğunu psikolojik ve ahlaki düzeyde de artırıyoruz. Adayımıza diyoruz ki; çok sevinmeyip, üzerindeki ağır mesuliyeti düşünmelisin. Öyleyse mesele mükafat meselesi değildir. Eğer bunu yapmak isteseydik kıstaslar tamamen farklı olurdu.

Üçüncü nokta; bizim Hizbullah olarak üzerinde çalıştığımız davalarımız var. Direnişimiz, örgütümüz, kurumumuz; bunların hepsi bizim sorumluluğumuzdur. Bu yüzden parlamento ya da başkanlık seçimleri için aday gösterirken cihat, örgüt, idari, siyasi ve meclis bazında ihtiyaçlarımızla bu makamların dengesini iyi kurmalıyız. Bütün temel kadromuzu seçimlere sokamayız. Çünkü burada bu makamlardan daha riskli ve önemli makamlar bulunmaktadır. Bu yüzden biz dengeli, olgunluğa ulaşmış, sorumluluk sahibi, her aşamada amacın gerçekleştirilmesi için kadrosunda görev dağılımı yapan ve ihtiyaçlara dengeli bir şekilde karşılık veren bir hareketiz.

Adların açıklanmasından önce değineceğim son nokta şudur: Adlarını açıklayacağım kardeşlerimiz, üzerine basarak söylüyorum Hizbullah'ın adaylarıdır. Yani Hizbullah bu kişileri bu makamlara aday olarak göstermiştir. Siyasi, ulusal ve bölgesel düzeyde gelecek döneme ait okumalarımız ve kıstaslarımızın bu şekilde olması gerekmektedir. Bu kardeşler bu makamlarda çalışacaklar. Öyleyse kişilerin adlarını açıkladığımızda Hizbullah'ın güvenini kazanmış ve aynı zamanda bu göreve yetkin kişilerin isimleri sunuyoruz demektir. Biz bu kişileri insanlara takdim ediyoruz ve onların kararlarına da saygı duyuyoruz. Bu kişilerin onların güvenini ve rızasını kazanmasını istiyoruz.

9. Adaylarımız

İsimlere gelince; başkanlığa vekil el-Hac Muhammed Ra'd'ı aday gösteriyoruz. Burada vekil kardeşimiz sayın Hasan Hubbullah'a çabalarından ve samimiyetinden ötürü teşekkür etmemiz gerekir. Adaylarımız sayın Muhammed Feniş ve Seyyid Nevaf Musevi. Görüyorsunuz ki liderlik makamında hiç boşluk olmaması için gerçek örgütsel sorumluluklara sahip kişilerin yerine başka sorumluluk sahibi kişileri atıyoruz. Seyyid Nevaf Musevi uluslar arası ilişkiler bölümünde çalışıyordu. Şimdi Hizbullah'ta bu göreve eski vekil Seyyid Ammar Musevi'nin getirilmesi kararı alındı. Bint-i Cübeyl idaresine sayın Hasan Fadlullah, danışmalık bölümünde yine sayın Muhammed Haydar'a çalışmalarındaki samimiyetten ötürü teşekkür ediyoruz. Araştırma ve belgelendirme istişare merkezi sorumlusu olan Dr. Ali Feyyaz'ın aday gösterilmesi ve yine bu makama da sayın Abdülhalim Fazlullah'ın atanmasına karar verildi. Büyük çabalarından ötürü sayın Dr. Cemal Takş'a teşekkürlerimizi sunuyor ve Bağlabek dairesine atanan isimlerin adlarını açıklıyorum: Sayın Hüseyin el-Musevi, Hizbullah'ta belediye çalışmalarında görev alan sayın Ebu Hişam, (onun yerine bu göreve sayın Hüseyin Şami'nin getirilmesi kararlaştırıldı) Dr. Hüseyin el-Hac Hasan, avukat Nevvar el-Sahili ve Dr. Ali el-Mikdat.

Babeda dairesine sayın Ali Ammar'ın, Beyrut ikinci dairesine ise sayın Emin Şerri'nin yeniden atanmasına karar verildi.

Bu kardeşlerimizin bazıları ilk kuruluş yıllarından beri bu makamlarda bazıları da başka makamlarda çalışıyorlardı. Biz bu aşamada siyasi ve temsilcilik düşüncemizle birlikte üzerimize yüklenmiş sorumluluklara da uyum sağlayabilecek vasıflara sahip bir kadro sunmaya çalıştık. Ve dikkat ettiğiniz gibi Hizbullah'ın liderlik ve idari alandaki bütün ihtiyaçlarına karşılık verebilecek şekilde konuya yaklaşmaya çalıştık.

Biz bu kardeşlerimizle birlikte Hizbullah bünyesinde bulunan diğer kardeşlerimiz gibi halkımızla ve bizimle ittifak eden, yardımlaşan, uyum sağlayan ya da en azından bize sabredenlerle birlikte çalışmaya devam edeceğiz. Bizim bütün gayemiz bu milletin iyiliği, şerefi, egemenliği, saygınlığı ve hürriyeti için çalışmaktır. Biz bu bağlamda yapılabilecek bütün fedakarlıkları yapmaya hazırız. Adaylarımızın açıklanmasından sonra kardeşlerimizin bu bölgelere gidip insanlarla doğrudan iletişime geçmelerini, onlarla konuşmalarını, düşüncelerine kulak verip bunları ifade etmelerini bekliyoruz. Bu tabii seçim kampanyası sürecinde olacak bir durumdur. Ve ben her defasında olduğu gibi dürüst, samimi, vefalı, fedakar halkımızın güven oyunu kazanacağımızı ümit ediyorum. Hizbullah'ın yürüyüşü, direnişi, başarıları, adaylarıyla insanların güvenini kazanmaya layık olduğuna inanıyorum.

Muhalefetin listesine gelince tabiiki her bir daire kendi listesini açıklayacaktır ve ne ben ne de bir başkası muhalefetin listesini belirlemeyeceğiz. Her bir makam hazırlandığında listesini açıklayacaktır. Birçok dairede listelerin tamamlandığı bazılarında ise tamamlanmak için temasa ve tartışmaya gerek olduğu bana gelen bilgiler arasında. Fakat sona yaklaşmış durumdayız. Allah'tan Lübnanlı aziz halkım için başarılar diliyorum. Yine kendisi için Lübnan'ı değil Lübnan için kendisini feda etmeye ve çalışmaya hazır kişiler ve adlarını açıkladığım kardeşlerime başarılar diliyorum.

* Nasrullah'ın 02.04.2009 tarihli bu konuşması, Gülşen Topçu tarafından İsra Haber için tercüme edilmiştir.

Lübnan Haberleri

Beyrut'un merkezine hava saldırısı: 29 can kaybı
Direniş Operasyonlarını Sürdürüyor! İşte Son Gelişmeler
Direnişten Yeni Hamle Hizbullah, İlk Defa Kullandığını Açıkladı!
Beyrut'ta sivil binaya siyonist saldırı
ABD İstihbaratından İtiraf: Hedeflerine Ulaşamıyor!