Rusya’nın Suriye hava sahasındaki cirit atması ve Türkiye’nin hava sahasını ihlal etmesi üçüncü kez tekrarlanmış bulunuyor.. Bu ihlaller, hepsinde de ya navigation hatası gibi bir teknik ârızaya sığınılıyor ya da hava şartlarının müsaid olmamasına..
Sonunda da, Rusya tarafından yapılan resmî açıklamalar: ‘Bu gibi istenmeyen durumların Türkiye ile münasebetlerimizin bozulmasına yol açmayacağına inanıyoruz..’
Rusya, artık Suriye’yi kendi ülkesinden bile sayıyor. Nitekim, 1 Ekim günü Rusya devlet televizyonunda hava raporu okuyan spiker, ‘Bugünden itibaren Suriye, bir başka Rus bölgesi olup hava durumuna dahil edilmiştir’ diyor, 3 Ekim günü yayınlanan hava durumunda bir savaş uçağı görüntüsünün önünde duran bir kadın sunucu da, ‘Hafif bulutlar uçuşu zorlaştırmayacağı gibi, güdümlü silah sistemlerini de etkilemez. Esasen, uzmanlar Suriye’de operasyon zamanının çok iyi seçildiğini belirtiyor” demekten de kendisini alamıyordu.. Yani, bir savaş’ın bütün gerekleri yerine getiriliyordu.
Daha ne desinler?
***
NATO dünyası ise tehdidimsi açıklamalarla yetiniyor.
Tıpkı, İkinci Dünya Savaşı öncesindeki gibi bir durum.. Almanya’yı âdetâ sihirleyen karizmatik lider Adolf Hitler inisiyatif üstünlüğünü ele geçirmiş; İngiltere ve Fransa gibi muarızları ise ‘Aman, daha ileri gitmeyin de ağır bir durum meydana gelmesin!’ diyerek, Hitler’in her atağını mütebessim tavsiyelerle karşılıyorlardı.
Ve sonra.. Savaş, kaçınılmaz oldu.
***
Putin, son derece dikkatli.. Gürcistan’a, NATO üyesi olmak yolundaki çabalarının bedelini, ülkesinden Abhazya ve Güney Osetia gibi bölgeleri kopararak ödetti. NATO ve Amerika, biraz gövde gösterisi yaptı ama sonra unutuldu-gitti.
Sonra, Ukrayna Buhranı gelişirken, Putin bir hamle ile Kırım’ı da Rusya’ya bağladı. Kırım’ın şeklî açıdan iltihak görünümlü ilhakından bir yıl sonra ise gerçeği Mart-2015 ortasında şöyle izah ediyordu: ‘Sovyetler Birliği’nin dağılması sırasında, Kırım’ı Ukrayna’ya yutkunararak hediye etmek zorunda kalmıştık.. Ama, Şubat 2014 başında, Kırım’da referandum yapılmasını ve ilhakı ben emrettim!’
Kırım yutulunca da.. Bir-iki protesto.. Çünkü, Amerikan Başkanı Obama açık çek vermişti: ‘Ukrayna’dan dolayı Rusya ile savaşmayacağız.’
Obama’nın bu açıklamasına dengeli bir açıklama da Suriye Buhranı dolayısiyle Rusya’dan gelmişti: ‘Rusya Suriye Buhranı’ndan dolayı savaşa girmeyecektir!’
***
Türkiye ise hem Rusya’nın Gürcistan Savaşı’nda, hem Ukrayna ve Kırım Buhranı’nda Amerika’yı da, Putin’i de, -NATO üyesi değil de- tarafsız bir ülkeimiş gibi idare etmesini bildi. Ama bu durum, ne kadar sürdürülebilir?
Nitekim, şu anda, Suriye Buhranı’nda farklı bir durum ortaya çıkınca Tayyîb Erdoğan açıkça, ‘Rusya, dost ilişkiler içinde olduğu Türkiye’yi yitirirse çok şey kaybeder!’ diyecek noktaya kadar gelmiş bulunuyor.
Tayyîb Erdoğan, ‘Sadece Türkiye sınırının değil, NATO sınırının da ihlal edildiğini’ söylüyor, haklı olarak.. Çünkü, NATO Andlaşması böyle der.. Ancak, bu durumda NATO savunma mekanizması nasıl işletilecektir? Buna Türkiye değil, Amerika karar verir. Çünkü, NATO’nun menfaatleri, Amerikan menfaatlerine göre belirlenir. Ve, ‘NATO kafa’ da böyle çalışır. Ayrıca unutulmamalı ki Putin de, NATO kafasını bir kez daha test etmekte ve NATO’yla karşı karşıya gelmeyeceğinin itminanı içinde gibi..
***
Bu arada, İranlı dostlarımıza da bir kaç kelime.. Sadece, kendi halkının dilinde bile, henüz de ‘qarardadha’y-ı nengîn’ (utanç verici andlaşmalar)diye anılan -200 yıl öncelerdeki- Türkmençay ve Gulistan Andlaşmaları’nın ağır neticelerini değil; Rusya’nın daha yakın zamanlarda bile, Batı’nın baskısı üzerine, kendisini nasıl yaya bıraktığını, yarınlarda da yaya bırakabileceğini hatırlamalıdır.
‘Pek rengine aldanma, felek eski felektir!’
stargazetesi