NATO Genel Sekreteri Jaap de Hoop Scheffer, ''Askeri ve sivil, hatta zaman zaman çocuk masum Türklerin, PKK tarafından gerçekleştirilen terörizmin bu korkunç ve alçakça şeklinin kurbanları olmalarını önlemek için her şey yapılmalı'' dedi.
NATO karargahında Türkiyeli gazeteciler ile bir araya gelen Scheffer, gelecek ay başında Romanya'nın Başkenti Bükreş'te gerçekleştirilecek NATO Devlet ve Hükümet Başkanları Zirvesi'nin gündemi hakkında bilgi verdi.
NATO Genel Sekreteri Scheffer, Zirve'ye BM Genel Sekreteri Ban Ki Moon'un yanı sıra Avrupa Birliği ve Dünya Bankası yöneticilerinin de katılacağını belirtti.
Afganistan'ın sadece NATO'yu ilgilendirmediğini anlatan Scheffer, ISAF için ek kuvvet istenmesi yönündeki görüşlerini de ifade ederken, ''Sadece ve özel olarak Türkiye'ye değil, bütün müttefiklere soruyorum, şunun altını çiziyorum; NATO'nun bir bütün olarak, müttefiklerin de Afganistan'da nerede, hangi durumlarda yapabilirlerse daha fazlasını yapmaları önemli'' diye konuştu.
Zirve'de Afganistan'la ilgili beklentileri olduğunu anlatan Scheffer, bu konuda devlet ve hükümet başkanlarının kamuoyuna duyuracakları bir deklarasyonun da üzerinde çalıştıklarını söyledi.
-KOSOVA-
Kosova'daki gelişmelerin de Zirve'de tartışılacağını belirten Scheffer, özellikle Mitroviça'da durumun çok gergin olduğunu bildirdi.
Scheffer, NATO'nun Kosova'nın tanınması veya tanınmaması ile ilgilenmediğinin altını çizerek, burada Türkiye'nin de önemli katkılarıyla NATO'nun 16 bin askerinin görev yaptığını hatırlattı. Scheffer, Buradaki NATO gücünün amacının çoğunluk olan Arnavutlar ve azınlıktaki Sırpların güvenlik, istikrar ve serbest dolaşım özgürlüğü ortamında beraber yaşamaları sağlamak olduğunu kaydetti.
-NATO'NUN GENİŞLEMESİ-
Balkanlarda Arnavutluk, Hırvatistan ve Makedonya'nın ''NATO'nun kapısını çaldığını'' ifade eden Scheffer, ancak Bükreş Zirvesi'nde kararın ne olacağını söylemenin çok erken olduğunu belirtti. Scheffer, ''Benim umudum bu üç ülkenin de NATO'ya katılmak için davet edilmesi'' dedi.
Makedonya ve Yunanistan arasında ''Makedonya'' isminin kullanılması konusunda bir tartışma olduğunu hatırlatan Scheffer, BM'nin süreci takip ettiğini ve isim konusundaki tartışmanın önümüzdeki günlerde Bükreş Zirvesi'nden önce uzlaşmayla sonuçlandırılmasını içtenlikle dilediğini dile getirdi.
Scheffer, Zirve'de devlet ve hükümet başkanlarının NATO ile özellikle Bosna Hersek, Karadağ ve Sırbistan arasındaki ilişkilere de odaklanacağını düşündüğünü ifade ederek, Sırbistan'ın bölgede önemli bir oyuncu olduğuna ve yakında bu ülkede seçimler yapılacağına dikkati çekti.
Bütün Batı Balkanlar bölgesinin, güvenlik ve istikrar için Avrupa-Atlantik entegrasyonu yolunda ilerlemesine ihtiyaç olduğunu söyleyen Scheffer, ''Ülkelerinin hangi yöne gitmesini istemeleri elbette Sırpların kendi kararı olacak. Sırbistan'ın Avrupa-Atlantik yolunu seçmesi NATO Genel Sekreteri olarak benim umudum'' diye konuştu.
Zirve'de Ukrayna ve Gürcistan'la ilişkilerin de gündeme geleceğini anlatan Scheffer, bu konuda NATO'nun açık kapı prensibinin bir kez daha yineleneceğini umduğunu, ancak tartışmaların nasıl sonuçlanacağını şu anda söylemenin mümkün olmadığını belirtti.
-TERÖRİZM-
Günümüzün tehditleri ve sorunları arasında terörizmin önemli olduğuna dikkati çeken Scheffer, ''Türkiye'nin ve Türk halkının ne kadar acı çektiğini biliyorum. Ben de esas olarak terörizmden acı çekiyorum'' dedi.
NATO'nun terörizmle savaş konusunda önemli bir rol oynamak istediğini belirten Scheffer, PKK'nın NATO tarafından terörist bir örgüt olarak kabul edildiğini söylemenin gereksiz olduğunu kaydetti. Scheffer, ''Askeri ve sivil, hatta zaman zaman çocuk masum Türklerin PKK tarafından gerçekleştirilen terörizmin bu korkunç ve alçakça şeklinin kurbanları olmalarını önlemek için her şey yapılmalı'' diye konuştu.
-ENERJİ GÜVENLİĞİ-
Enerji güvenliği konusuna da değinen Scheffer, enerjinin bir yerden başka bir yere taşınması dikkate alındığında Türkiye'nin stratejik bir konumu olduğunu söyledi.
NATO'nun AB gibi bir ekonomik örgüt olmadığını vurgulayan Scheffer, şöyle konuştu:
''Eğer enerji güvenliğini tartışıyorsak ve enerjinin serbest akışı bir NATO konsepti ise NATO'yu ilgilendirmeyen bir konu olduğunu söyleyemeyiz. NATO bu konunun ana sorumlusu değil, ancak NATO mesela temelde ulusal bir sorumluluk olan, kritik enerji alt yapısını korumayı sağlayabilir.''