Küba haber ajansı Prensa Latina'da yayımlanan ve Libya'daki durumu değerlendiren yazısında Castro, Libya'nın yaşadığı kaosun arkasında yatan sebebin "uluslararası büyük Amerikan şirketlerinin elinde olan, başlıca zenginlik kaynağı haline dönüşen ve mevcut durumda medeniyetlerin gelişimine yön çizen: petrolün" olduğunu ifade etti.
Castro, "ABD'nin, Libya'da tam barış için endişe duymadığı benim için apaçık ortadadır ve ABD, NATO'nun bu zengin ülkeyi işgal etmesi emrini vermekte tereddüt etmeyecektir, bu bir zaman veya gün meselesidir" görüşünü savundu.
"Kaddafi'nin Venezuela'ya kaçtığı yalanının ortaya atıldığını", ancak bunun hemen Venezuela Dışişleri Bakanlığı tarafından yalanlandığını hatırlatan Castro, "Ben, Libya liderinin (Kaddafi) ülkesini terk edeceğini düşünmüyorum" ifadesini kullandı. Castro, "Samimi bir insan her zaman, dünyanın neresinde olursa olsun, her türlü adaletsizliğe karşıdır ve bunların en kötüsü de Libya halkına karşı suç işlemeye hazırlanan NATO'ya karşı sessizliğini korumaktır" yorumunda bulundu.
İkinci Dünya Savaşı sonrasında, 1951 Aralık ayında, Libya'nın bağımsızlığını ilan eden ilk Afrika ülkesi olduğunu belirten Castro, "Libya, topraklarının yüzde 95'i tamamen çöl olan bir ülke.
Teknoloji, bu topraklarda önemli miktarda çok kaliteli petrol yataklarının ortaya çıkarılmasını ve bol miktarda doğalgaz yatakları bulunmasını sağladı. Libya, bağımsızlığını ilan ettiğinde nüfusu 1 milyon idi. Şimdi ise 6 milyondan fazla" diye yazdı.
Castro, "Libya'dan her türlü haber geldiğini ve haber kaosu yaşandığını" savunarak, "Kaddafi ile hemfikir olun veya olmayın. Gerçek ve yalanı öğrenmek için bir süre beklenmek gerekiyor" dedi.
tımetürk