Lütfü Bey; her bakımdan bir suç toplumuna dönüştüğümüz görülüyor. Toplumda suç işleme eğilimi giderek artıyor. Bu konuda ne düşünüyorsunuz?
- Eskiden ülkemizde iş arayanlar “Ne iş olsa yaparım abi” derlerdi. Şimdi ise adeta “Ne suç olsa işlerim abi” der gibiler! Suç işlemeyi iş edinen insanlarla doldu ülke. Nitekim ülkemizdeki mafya sektöründe 100 binden fazla insan çalışıyormuş. Herhalde, mafyaya iş başvurusu yaptıklarında bunlara “Ne suç işlersin” diye soruluyor. Bunlar da “Ne suç olsa işlerim abi” diyor! Sonuçta bunların kimileri tetikçi olarak, kimileri gaspçı olarak, kimileri kapkaççı olarak, kimileri çek-senet tahsilatçısı olarak, kimileri bilmemneci olarak işe alınıyor. İşte ülkemizde 100 binden fazla insan mafya sektörünün bünyesinde bu gibi işlerde çalıştırılıyor. Fuhuş sektöründe çalıştırılanların, uyuşturucu sektöründe çalıştırılanların sayısı da her geçen gün büyük bir hızla artıyor. Daha da kötüsü minicik çocuklar seks kölesi olarak fuhuş sektöründe, uyuşturucu satıcısı olarak da uyuşturucu sektöründe çalıştırılıyor. Ve bunların sayısı giderek hızla artıyor. Adeta fuhuş yaptırmak suç olmaktan çıkmış, normal bir iş halini almış gibi. Adeta minicik kız ve erkek çocukların seks kölesi olarak çalıştırılması normal bir iş olarak kabullenilmiş gibi. Hadi eskiden bir bürokratın yolsuzluk yapması, bir memurun rüşvet alması normal bir işmiş gibi görülüyordu. Şimdi ise koskoca profesörlerin bile hırsızlık, dolandırıcılık gibi adi suçları işledikleri görülüyor. Dahası, koskoca profesörlerin çete kurup toplum sağlığını tehdit eden sahte ilaçları piyasaya sürdükleri görülüyor. Ve de koskoca profesörlerin öğrencilerine tecavüz ettikleri bile görülüyor. Medyada öğrencisine tecavüz eden profesör, hastasına tecavüz eden doktor, müvekkiline tecavüz eden avukat haberlerini görüp okumuyor muyuz? “Önce ahlak” diyeceğinize “önce ahlaksızlık” derseniz toplum bir suç toplumu haline gelmez mi? “Maddiyat her şeydir, maneviyat hiçbir şeydir” derseniz toplum bir suç toplumu haline gelmez mi? “Para kazan da nasıl kazanırsan kazan, köşeyi dön de nasıl dönersen dön” derseniz toplum bir suç toplumu haline gelmez mi? Bugün suç toplumu haline geldiysek eğer, bu “önce ahlaksızlık” diyen, her türlü ahlaksızlığı hoş gören yöneticilerin eseri. Bugün suç toplumu haline geldiysek eğer, bu “Maddiyat her şeydir” diyen, “Para kazan da nasıl kazanırsan kazan, köşeyi dön de nasıl dönersen dön” diyen yöneticilerin eseri.
VUR GERİLLA VUR TÜRKİSTAN’I KUR!
- Başta ABD Dışişleri Bakanı Rice olmak üzere ABD yöneticileri, Türkiye’nin güneydoğusu için sık sık “Kürdistan” tabirini kullanıyorlar. Neler söylemek istersiniz bu konuda?
- Herkesin malumu ki ABD ve AB yapımı haritalarda Türkiye’nin 18 ilini de içine alan ve Hopa’dan Karadeniz’e açılan Büyük Kürdistan devleti görülüyor. Hatta son NATO toplantılarının birinde Türkiye’nin doğusunu Kürdistan olarak gösteren bir haritanın ABD generallerince Türk subaylarının önüne konulduğu biliniyor. Demek ki askeriyle, siviliyle ABD’yi yönetenler doğu bölgemizi Türkiye’den kopartmışlar bile. İş sadece bununla kalsa iyi. ABD ve AB yapımı haritalarda Türkiye’nin bazı illeri de Büyük Ermenistan’a dahil edilmiş görülüyor. Dahası, Trabzon ve çevresi Rum Pontus Devleti olarak gösteriliyor. Bu da yetmiyor, İstanbul’daki Fener Rum Patrikhanesi’ni, tıpkı Vatikan gibi, bağımsız bir devlete dönüştürme niyetleri de seziliyor. Peki tüm bunlar ve bunlara benzer niyetler gerçekleştiğinde ne olacak? Elbette Türkiye Türklerin olmayacak. Çünkü ortada bugünkü Türkiye kalmayacak. Hatta bu topraklarda Türkler ikinci sınıf vatandaş muamelesine tabi tutulacak. Türkler ev sahibi iken kiracı durumuna düşecek. İster misiniz bu durumdan kurtulmak için bu kez de Türkler dağa çıksın! Dağlarda bir gerilla savaşı başlatsın! Ve dağlardaki gerillaları destekleyen Türkler “Vur gerilla vur, Türkistan’ı kur” diye slogan atmaya başlasın! İşin mizahı bir yana, geçmişte buna benzer şeyler yaşanmamış mıydı? Emperyalistler ile işbirlikçilerinin bu topraklara el koyması üzerine, onları kovmak için bir çete savaşı, bir başka deyişle bir gerilla savaşı başlatılmamış mıydı? Emperyalistler ile işbirlikçileri yine bu toprakları bölüp parçalarlarsa, yine bu topraklara el koyarlarsa geçmişte yaşananlar acaba gelecekte de yaşanmaz mı?
ELEŞTİRİN AMA HİTLER’LEŞMEYİN!
- Atatürkçü kanal olarak bilinen Kanaltürk televizyonunda Tuncay Özkan’ın yönettiği bir canlı yayında Vakit gazetesinin yere atılıp ayaklar altına alınmasını nasıl değerlendiriyorsunuz?
- Bu soru bana bu olayın olduğu sırada Vakit gazetesinin haber merkezince sıcağı sıcağına sorulduğunda, “Atatürk Kurtuluş Savaşı sırasında çiğnemesi için ayaklarının altına serilen Yunan bayrağını ‘O bayrak bir milleti, bir ülkeyi temsil ediyor’ diyerek yerden kaldırtmıştı. Bunlar nasıl Atatürkçü ki Atatürk’ün yaptığının aksini yapıyor” demiştim. Öyle ya, sonuçta Vakit gazetesi de bir kitleyi, bir fikri temsil ediyor. Vakit gazetesinin savunduğu fikirleri beğenmeyebilirsiniz. O fikirlere karşı olabilirsiniz, o fikirleri yanlış bulabilirsiniz. O fikirleri eleştirebilirsiniz. Ama bir fikir organını yere atıp ayak altı yapamazsınız. Yaparsanız eleştiri yapmış olmazsınız, edepsizlik yapmış olursunuz. Bir fikir organını yere atıp çiğnetirseniz, fikir özgürlüğünü ayaklar altına alan faşist zorbalardan ne farkınız kalır sizin? Karşı oldukları fikirleri içeren gazeteleri, kitapları toplattırıp yaktıran diktatörlerden ne farkınız kalır sizin? Hatta fikirlerine, inançlarına karşı oldukları insanları toplattırıp yaktıran Hitler’lerden ne farkınız kalır sizin? Eleştirin ama Hitler’leşmeyin!