Libya'ya askeri operasyon düzenleyen Amerika, Fransa ve İngiltere öncülüğündeki batılı işgalci ülkeleri protesto gösterisi.
Tokat'ta Yeraltı Çarşısı üzerinde gerçekleşen eylemde TOKAD adına konuşan Doğan Özlük, Ortadoğuda ve Kuzey Afrika'daki devrimleri mecrasından saptırmak olduğunu söyledi. "Ne Zalim Kaddafi, Ne İşgalci ABD!" ilkesini benimsediklerini vurgulayan Özlük; "İçerde Kaddafi gibi delilerin, zalimlerin olması Libya halkı adına, ümmet adına büyük bir talihsizliktir. Yalnız şunu belirtmekte yarar var ki, Kaddafi'nin Libya'nın başında olması bizim batılı devletlerin Libya müdahalesine karşı çıkmamızı engellemiyor. Nasıl hem zalim Saddam'a, hem de Irak işgaline karşı çıktıysak şimdi de hem Kaddafi'ye hem de Libya'nın işgaline karşı çıkıyoruz. Biliyoruz ki işgalcilerin hedefi halkların özgürleştirilmesi değildir. Onların hedefi çıkarlarını kalıcı hale getirmek ve isteklerine uygun siyasi ve sosyal yapıları oluşturmaktır. Bu saldırının en büyük amaçlarından biri de Ortadoğudaki, Kuzey Afrika'daki devrimleri mecrasından saptırmaktır." dedi.
Hükümetin Libya halkının direnişine başından itibaren destek vermediğini, ekonomik ilişki ve çıkarları için zalim Kaddafi'nin yanında yer aldığını belirten Doğan Özlük, konuşmasını "Irak işgalinde olduğu gibi Birleşmiş Milletlerin kararlarını meşru kabul ederek harekâtı savunan hükümet, kan ve katliamlarla dolu Afganistan savaşından sonra bir kez daha açıkça emperyalist batılı blokta yer almıştır. 'Davos çıkışı' iddialarıyla Ortadoğunun öncülüğüne soyunanların Libya saldırısında inisiyatif dışı kalmaları, etkilerinin sadece bir efsane olduğunu açıkça, herkese gösteriyor." sözleriyle sürdürdü.
İslam dünyasının yeni bir dönemin doğum sancıları içine girdiğini ifade eden Özlük, diktatörlüklere karşı mücadele veren Bahreyn ve Yemen'deki halk intifadasını selamladıklarını söyledikten sonra açıklamasını "Adil bir dünya için nükleer enerjiden küresel kapitalist politikalara, işgallere kadar geniş bir yelpazede zulmü, çürüme ve yozlaşmayı doğuran her türlü ifsada karşı mücadele edeceğiz, direneceğiz. Şehirden şehire, ülkeden ülkeye yayılan direniş hattımız dünyayı ve insanlığı kurtaran bir umut meşalesi olacaktır." vurgularıyla tamamladı.
Eylem boyunca "Kahrolsun Amerika, Kahrolsun Kaddafi, Kahrolsun Fransa, Kahrolsun Emeryalist Zalimler, İşgalciler Kaybedecek Direnenler Kazanacak, Şehir Şehir Direneceğiz Ülke Ülke Kazanacağız, Yaşasın Libya Halkı, Libya'ya Selam Direnişe Devam, Birleşmiş Milletler Terör Örgütü, Çıkarların Değil Halkların Yanına" sloganları atılırken "Ne Zalim Kaddafi Ne İşgalci ABD, Defol Kaddafi, Defol Obama, Defol Sarkozy, Yaşasın Yemen Bahreyn ve Libya Direnişlerimiz, Birleşmiş Milletler Terör Örgütü, Get Out Kaddafi Obama Sarkozy" pankart ve dövizleri taşındı.
Melike Belkıs Örs, Libya direnişinden Türkiye halkına yazdığı mektubu okudu. Eylem sonunda Amerika ve Fransa bayrakları ateşe verildi.
Eylemde okunan basın açıklamasının tam metni şu şekilde:
NE ZALİM KADDAFİ, NE İŞGALCİ ABD!
Değerli arkadaşlar,
Yine acılar bir araya getirdi bizi. İslam dünyası yine açmazların, saldırı ve katliamların içinde boğuşup duruyor.
Tunus'tan başlayıp Mısır'da, Tahrir meydanında insanlık tarihinin en görkemli devrimlerinden birini gerçekleştiren isyan dalgası Libya'da farklı bir noktaya geldi.
42 yıldır ülkeyi yöneten, her türlü akıl ve vicdandan yoksun zalim Kaddafi rejimine karşı mücadele eden Libya halkı şimdi çok daha zor, karmaşık bir durumda"
Kuzey Afrika'daki bu devrimci dalgayı kendi küresel çıkarlarına tahvil etmeye çalışan batılı güçler dün Libya'ya karşı askeri harekât başlattılar.
Libyalı sivilleri korumayı amaçladıklarını iddia eden batılı işgalci güçlerin bu yeni operasyonunu şiddetle kınıyor ve reddediyoruz. Onların sivil halkları koruma iddiaları kocaman bir yalandan başka bir şey değildir. Bunun böyle olmadığını tarihsel tecrübelerden ve Afganistan'da her gün katlettikleri onlarca masum insandan dolayı çok iyi biliyoruz.
Arkadaşlar,
Birleşmiş Milletler denen terör çetesi Ortadoğunun her bir yanında batılı patronlar için operasyonlara öncülük ediyor. Ahlaksızlık ve alçaklıkta sınır tanımayan Fransa cumhurbaşkanı, uluslararası işgalcilerin finosu olmayı çoktandır kafasına koyarak Libya saldırısında önden, aktif bir rol üstleniyor. Her zamanki küresel işgalci İngiltere saldırıda başı çekenler arasına yazılıyor.
İçerde Kaddafi gibi delilerin, zalimlerin olması Libya halkı adına, ümmet adına büyük bir talihsizliktir. Yalnız şunu belirtmekte yarar var ki, Kaddafi'nin Libya'nın başında olması bizim batılı devletlerin Libya müdahalesine karşı çıkmamızı engellemiyor. Nasıl hem zalim Saddam'a, hem de Irak işgaline karşı çıktıysak şimdi de hem Kaddafi'ye hem de Libya'nın işgaline karşı çıkıyoruz. Biliyoruz ki işgalcilerin hedefi halkların özgürleştirilmesi değildir. Onların hedefi çıkarlarını kalıcı hale getirmek ve isteklerine uygun siyasi ve sosyal yapıları oluşturmaktır. Bu saldırının en büyük amaçlarından biri de Ortadoğudaki, Kuzey Afrika'daki devrimleri mecrasından saptırmaktır.
Değerli dostlar,
Bugün Ortadoğu yeni bir dönemin sancılarını çekiyor, yeni bir dünyanın kapılarını aralıyor. Dört bir yanda Ortadoğu halkları ayaklanıyor, isyan ve intifada ateşi her yanı sarıyor. İşte Yemen halkı, Bahreyn halkı zalim yöneticilerine karşı uzun süredir meydanlarda direniyor. Zalim Yemen yönetimi daha Cuma günü elliden fazla Müslümanı Cuma eyleminde katletti. İşbirlikçi ve zalim Suud yönetimi Bahreyn yönetiminin çağrısıyla muhalif Bahreyn halkını katletmek için Bahreyn'e girdi. Halkı korkutmak ve sindirmek için katliam yapıyor.
Arkadaşlar,
İnşallah, bütün bu tablo hayırlı doğumların habercisidir. Her ne kadar içimizi kanatan, acıtan sarsıcı gelişmeler yaşansa da gelecek aydınlıktır. Buna inancımız tamdır, çünkü ayağa kalkan halklar asla zulme teslim olmayacaktır.
Değerli dostlar,
Türkiye hükümeti Libya meselesinde kötü bir sınav vermiştir. Ülke yönetmeyi kapitalist bir mantıkla, şirket yönetmekle eş tuttuğunu birçok vesileyle gösteren hükümet Libya meselesinde de bu tutumunu sürdürmüş; Libya'daki yatırımların, 15 milyar dolarlık cironun hesabını yapmış, zalim ve eli kanlı Kaddafi yönetimine karşı özgürlüğünü isteyen Libya halkından yana tavır koyamamıştır.
Irak işgalinde olduğu gibi Birleşmiş Milletlerin kararlarını meşru kabul ederek harekâtı savunan hükümet, kan ve katliamlarla dolu Afganistan savaşından sonra bir kez daha açıkça emperyalist batılı blokta yer almıştır. "Davos çıkışı" iddialarıyla Ortadoğunun öncülüğüne soyunanların Libya saldırısında inisiyatif dışı kalmaları, etkilerinin sadece bir efsane olduğunu açıkça, herkese gösteriyor.
Arkadaşlar,
Adil bir dünya için nükleer enerjiden küresel kapitalist politikalara, işgallere kadar geniş bir yelpazede zulmü, çürüme ve yozlaşmayı doğuran her türlü ifsada karşı mücadele edeceğiz, direneceğiz. Şehirden şehire, ülkeden ülkeye yayılan direniş hattımız dünyayı ve insanlığı kurtaran bir umut meşalesi olacaktır.
İşbirlikçi ve işgalci zalimlere karşı yaşasın Küresel İntifada!
Yaşasın Libya, Yemen ve Bahreyn halklarının onurlu direnişi!
Kahrolsun işbirlikçi ve işgalci zalimler!
TOKAD (Toplumsal Dayanışma Kültür Eğitim ve Sosyal Araştırmalar Derneği) adına