Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, 'Gazze'de 1500'e yakın insan öldü mü? Çocuklar, kadınlar, insanlar öldü mü? 5 bine yakın insan orada yaralandı mı, yaralandı. Peki nerede insan hakları dernekleri? Ne yaptılar? Seyirci kalmaktan öte bir şey yapıldı mı?' dedi.
Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad ile yaptığı görüşmenin ardından Halep Üniversitesi'ne gelen Erdoğan'ı, öğrenciler ellerinde Türkiye ve Suriye bayrakları ve Türkçe ve Arapça, 'En büyük Türkiye' tezahüratlarıyla karşıladı. Üzerinde Türkiye ve Suriye bayrakları bulunan bir grup öğrencinin de ellerinde 'Türkiye'nin Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan hoşgeldiniz' yazan döviz taşıdıkları görüldü.
Toplantı salonunda müzik eşliğinde başta İstanbul olmak üzere Türkiye'nin turistik yerlerini tanıtan bir film gösterildi.
Başbakan Erdoğan salona girişinde coşku ile karşılanırken, Erdoğan'ın hayatından kesitler taşıyan bir slayt gösterisi yapıldı.
Slayt gösterisinde, Başbakan Erdoğan'ın Ankara'da tedavisi yapılan Gazze'de yaralanan Filistinliler'e geçmiş olsun ziyareti, bu ziyaret sırasında duygulanışı ve Davos'ta İsrail Cumhurbaşkanı Peres ile tartışmasından sonra salondan ayrılışını gösteren fotoğraflar yer aldı. Erdoğan'ın toplantıdan ayrılışı gösteren slayt salondan büyük alkış aldı.
SURİYE SINIRINDAKİ MAYINLAR
Erdoğan, törende yaptığı konuşmada 1950-1960 yılları arasında Türkiye ile Suriye sınırı arasına döşenen mayınların bulunduğunu, bu mayınların Suriye tarafından temizlendiğini, Türkiye'nin de temizlemek için yasa çıkarttığını söyledi.
Erdoğan, şunları söyledi:
'İktidarımız döneminde adımları attık ve hamdolsun parlamentomuzdan geçenlerde kavga, gürültü yasayı geçirdik.
Ne diyorlardı? Bu mayınları İsrail'e peşkeş çekmek için temizliyorsunuz veya İsrailliler'e vereceksiniz. Onlar vasıtasıyla burada bu temizliği yaptıracaksınız. Kime diyorlardı bunu? Bizim iktidarımıza. Biz kimdik? Bizi tanıyan zaten çok iyi tanıyor. Ne yazık ki bizim muhalefetimiz bizi hala tanıyamamıştı, tanıyamayacaktı da. Ama milletimiz bizi gayet iyi tanıyor. Suriye'li kardeşlerimiz de bizi çok çok iyi tanıyor. Cumhurbaşkanımız da Parlamento'dan çıkan bu yasayı onayladılar. Fakat muhalefet yine durmadı. Anayasa Mahkemesi'ne götürdü. Şimdi Anayasa Mahkemesi'nin kararını bekliyoruz. İnşallah hayırlı olur.
Bu atacağımız adımlarla inanıyorum ki tarım, özellikle de organik tarım çok daha hızla gelişecek. Yine inanıyorum ki aramızdaki bu süreçte Amik Ovası başta olmak üzere, barajımızı Asi Nehri üzerinde gerçekleştirmek suretiyle bu topraklar yeniden bolluk ve bereket kaynağı haline gelecektir. Bundan hiç endişeniz olmasın. Her iki tarafta da bu azim var.'
'KARDEŞLER BİRBİRİNDEN AYRI OLUR MU?'
'Negatif değil, pozitif bir güç oluşturmaktan yana olduklarını' vurgulayan Başbakan Erdoğan, Türkiye ile Suriye arasında şu anda bu iradenin bulunduğunu ifade etti.
Ortadoğu'nun hassas bir bölge olduğunu belirten Erdoğan, Türkiye'nin bu hassas bölgede her zaman olumlu bir rol oynama gayreti içerisinde olduğunu dile getirdi.
Başbakan Erdoğan, şunları kaydetti:
'Bildiğiniz gibi İsrail-Suriye arasında bir süreç başlattık. Ne yazık ki Gazze olaylarıyla bu süreç engellendi. Temennimiz odur ki engellenmesin ve Suriye'nin hakları kendine iade edilmek suretiyle buradaki bu olumsuzluk giderilsin. Aynı şey Filistin-İsrail arasında cereyan ediyor. Burada da yine aynı durumu ortaya koyduk. Aynı durum Filistin'de devam ediyor. Filistin'de de ne yazık ki kardeşler birbirinden ayrı yaşıyor. Kardeşler birbirinden ayrı olur mu? Onların da birleşmesi lazım. Onların da birbirleriyle barışması lazım. Ben yeri geldiği zaman konuşuyorum. 'Müslümanlar kardeştir' diyorum. Nasıl kardeşlik bu? Lafla kardeşlik olmaz. Uygulamayla kardeşlik olur. Bunun yerine getirilmesi lazım.
İşte öbür tarafta Gazze. Bombalar yağıyor. Gazze'de 1500'e yakın insan öldü mü? Çocuklar, kadınlar, insanlar öldü mü? 5 bine yakın insan orada yaralandı mı, yaralandı. Peki nerede insan hakları dernekleri? Ne yaptılar? Seyirci kalmaktan öte bir şey yapıldı mı?
Olaylar bitti Şarm El Şeyh'te Donörler Toplantısı yapıldı. 4.5 milyar dolar orada söz verildi. Tamam da şu anda hala 100 bine yakın Gazze'li açıkta duruyor. Çadır bulabilen ne ala. Alt yapı çökmüş vaziyette, üst yapı çökmüş vaziyette. Geçenlerde İtalya'da BM Genel Sekreteri'ne söyledim, 'yıkılan okulunuzu, hastanenizi yaptınız mı' dedim. Biz ancak şu anda oraya gıda gönderebiliyoruz, ilaç gönderebiliyoruz. Ama çimento, demir, şu, bu hala gönderemiyoruz. Ne zaman açılacak bu kapılar? insanlığın kapılarını ne zaman açarsak Gazze'in kapısı da o zaman açılacak. Bunu da böyle tespit etmemiz lazım.
Her zaman bir şey söylüyoruz. Bütün bu olaylar karşısında duyarlı olmak için Müslüman olmak gerekmiyor. İnsan olmak gerekiyor, insan. Bu çok önemli. Bu sadece Müslümanın görevi değil. İnsani mesele bu. İşte bunu başarmamız gerekiyor.'