Neden İsrail işgaline karşı çıkmadınız?

"Lübnan'a Arap kuvvetleri göndermeyi istediğinize göre, bu gücün Lübnan'a, İsrail işbirlikçilerini ve sizin müttefikiniz haline gelen Samir Caca'yı korumak uğruna Lübnanlıların büyük bir kısmını öldürmeye gitmesini mi isteyeceksiniz?"

ARAP BİRLİĞİ ZİRVESİNDE Suudi Dış İşleri Bakanı Suud elFaysal, "Hizbullah'ın Beyrut'ta yürüttüğü saçma savaş" hakkında uzunca bir konuşma yaptı. Aynı zamanda Hizbullah'ın Genel Sekreterine kişisel olarak hakaret etti ve onu "Şaron" diye niteledi "çünkü o ve İsrailliler Beyrut'u işgal konusunda
anlaştılar" şeklinde konuştu.

ElFaysal; "Anayasal Lübnan hükümeti tam bir savaş ile yüz yüze ve bunu Arap Dünyasının eli kolu bağlı olarak izlemesi mümkün değildir" dedi. ElFaysal sözlerine İran'ın Beyrut'taki savaşın yürütülmesini üstlendiğini ve
Hizbullah'ın da Lübnan'a velayet-i fakih sistemini getirmeye çalıştığını
söyleyerek devam etti. "Bu savaşı durdurmak ve Lübnan'ı korumak bizim
gücümüz dâhilindedir ve bu acil bir Arap asker gücünün oluşturularak var
olan meşru hükümeti korumak ve Lübnan'da güvenliği tekrar sağlamak gibi zor görevleri içerse de" şeklinde konuştu. "Bu toplantı sonunda Hizbullah'ı ve
İran'ı kınayan açık bir bildiri yayınlamalıyız ve milislerin mücadeleyi
durdurmalarını ve çekilmelerini bildiren bir uyarı yayınlamalıyız. Bizler
ayrıca Sinyora hükümetinin yanında yer almalı, metaneti için teşekkürlerimizi sunmalı ve ona desteğimizi sunmalıyız. " dedi.

Orta Doğu'nun Kendiliğinden Siyonist olmuş adamı"

Suudi Bakan konuşmasını bitirdiğinde, Suriye Büyükelçisi söz aldı:

"Suriye Dış İşleri Bakanı Velid el Muallim kişisel nedenlerden ötürü burada
bulunamıyor. Şam şu an Lübnan'da gerçekleşen olayları bu ülkenin iç işleri
olarak görüyor ve buna müdahil olmayı istemiyor. Suudi Dış İşleri Bakanı
burada oldukça ön yargılı ve tarafgir çarpıtmalarda bulundu. Bu örtbas
girişiminin daha sonra gerçeklermiş gibi sunulmasını önlemek için bunlara
karşılık verilmesi gerekiyor." Büyükelçi daha sonra Suudi Bakan'a dönerek;
"siz şu böylece gerçek ve tarafgir tutumunuzu Lübnan'daki taraflardan birini
bir diğerinin aleyhine olmak üzere koruduğunuzu açığa çıkarmış oldunuz. Siz
şu andaki Lübnan Hükümetinin "de-facto" bir hükümet olduğunu ve tüm ulusu temsil etmeyip sadece bir bölümünü temsil ettiğini hepimizin bilmesine
rağmen anayasal bir hükümet olduğunu söylüyorsunuz"ve aldığı son iki karar için 11 saat harcamak zorunda kaldıklarını ve bunun da alacakları kararların bazı riskleri taşıdığını bunun sonucunda da bazı sürtüşmelerin çıkacağını bildiklerini gösterdiğini görüyoruz"ve bugün ortaya çıkan sürtüşme de budur." Suriyeli Büyükelçi ElFaysal'a seslenmeye devam etti; "Lübnan'a Arap kuvvetleri göndermeyi istediğinize göre, bu gücün Lübnan'a, İsrail işbirlikçilerini ve sizin müttefikiniz haline gelen Samir Caca'yı korumak
uğruna Lübnanlıların büyük bir kısmını öldürmeye gitmesini mi isteyeceksiniz?

ElFaysal araya girdi ve "O bizim müttefikimiz değil" dedi.

Suriyeli Elçi cevap verdi: "Sizin müttefikiniz ve sizden hem destek hem de
para alıyor. Bize bu değerlendirmelerinizi dayatmak ve her gün hiç durmadan çocukları öldüren İsrail'in değil de İran'ın mı düşman olduğunu söylemek
istiyorsunuz? Lübnan'a şimdi mi askeri birlik göndermek istiyorsunuz, fakat
İsrail hiç ara vermeden Lübnan'ı bombalarken kılınızı bile kıpırdatmak bile
istememiştiniz? Neden İsrail işgaline karşı çıkmak için askeri güç
göndermeyi istemediniz o zaman? Hizbullah hakkında da düşmanca konuştunuz.

Siz ve hepimiz de biliyoruz ki bu oluşum kurulduğun ilk günlerden çok farklı
bir yapıya dönüştü. Ülkeleri Lübnan ve aynı zamanda "Ümmet" için çok büyük fedakârlıklarda bulundular. Bu tür fedakârlıklar ancak ve ancak vatanının çıkarlarını düşünenler tarafından yapılabilir.

İran içinde şunları söylemek istiyorum; İran bizlerin yanında yer alıyor ve
bizlerin sorunları ile ilgileniyor ve şimdi siz bizi İran'ın düşman olduğuna
inandırmaya mı çalışıyorsunuz? Bir süre önce kapalı oturumda Arap-İran
ilişkilerini ele aldık ve kimse aleyhte görüş bildirmediği aksine herkes
hevesliydi. Bu demektir ki Suudi Arabistan takıntılarını bize empoze etmeye
çalışıyor ve işte bu kabul etmememiz gereken bir durumdur."

Suudi ElFaysal İran'ın başkaldırıyı desteklediğini söyleyerek cevap verdi.
ElFaysal doğrudan Suriyeli Büyükelçi'ye seslendi: " siz beni ve bizim
konumumuzu sanki İsrail ile ittifak ediyormuşuz gibi gösteriyorsunuz. Eğer
buna devam ederseniz size karşı farklı bir tutum takınacağım."

Suriyeli temsilci sert bir karşılık verdi; "Sakın beni tehdit etmeyin. Eğer
sözlerinizi değiştirirseniz benden daha önce kimseden duymadığınız şeyleri
duyarsınız. Size ve bu toplantıdaki herkese şunu söylemek istiyorum; Arap
Birliği, Lübnan'daki tüm taraflara karşı yansız ve adil olmalıdır. Burada
yayınlanmış bir Arap Girişimi vardır ve bu Lübnan'daki tüm taraflardan,
bölük pörçük adımlar değil de tam bir çözüm olduğu için, onay aldı. "

Oturumun hemen başlangıcında Mısır ve Suudi Arabistan'ın final deklarasyonda bir Beyrut'un kontrolünü ele geçiren Lübnan direniş güçlerinin kınanması için bir ifade yerleştirmekte ısrar etmesi üzerine bazı anlaşmazlıklar
oluştu. Arap kaynakları Arap Birliği Genel Sekreteri'nin "Lübnan'daki
değişik fraksiyonlar arasında arabuluculuk yapmak için geniş katılımlı bir
Arap komitesinin oluşturulmasından yana olmadığını ve daha etkili bir sonuç
için komitenin sadece Katar ve Cibuti ile sınırlandırılmasından yana olduğunu" bildirdi.

Kaynaklar aynı zamanda Arap Ülkelerinin komitede yer almak için rekabet
ettiklerini ve Genel Sekreter Musa'nın daha geniş bir komitenin amacına
ulaşamayacağı yönündeki uyarılarının göz ardı edildiğini bildirdiler. 

Lübnan Gazetesi "Al Akhbar": *Tercüme: Yusuf Huseyn Arslan

http://www.al-akhbar.com/ar/node/73224

Medya-Makale Haberleri

Abdurrahman Dilipak: Emekli olmanın dayanılmazlığı üzerine
Ali Bulaç yazdı: Davutoğlu'nun İslami camia ile toplantısı, Suriye'de Esad'ın devrilişi...
Abdurrahman Dilipak: Yeni salgınlar kapıda!
Ahmet Turgut: Filistin’i hem Siyonistlerden hem Allah’tan korkanlar değil, sadece Allah’tan korkanlar kurtaracak
Abdurrahman Dilipak: Apo’yu İstanbul’a kim getirdi?