Nerede kalmıştık

Abdurrahman Dilipak

Anayasa, başkanlık sistemi yeniden son bıraktığımız yerden tartışılmaya başladı.

Muhalefet eski hamam, eski tas.

Birileri bu yamalı bohçaya dönen anayasayı sonuna kadar savunma gayretinde.

Bu anayasa temel zihniyet olarak, devletin milleti tanımlama anlayışının ürünü. Doğru olan milletin devleti, kendilerine, servet, silah ve iktidarı emanet ettiklerinin tanımlanması şeklinde olması gerekirdi. Şimdi asıl görev bu tersine çevrilmiş ehramı tersine çevirmek. 

Bu anayasanın kavram ve kurumları ile yeniden tanımlanması gerekiyor.

Zaten bu anayasa bugün için evrensel normlara uygun olması gerekiyor. Yine aynı şekilde bu anayasanın toplumun inanç, tarih, gelenek, kültür ve kimliğinden yola çıkarak, gelecek için ufkumuzu aydınlatan bir genişlikte olması gerekiyor.

Anayasa özet olmalı. Her şeyi anayasaya sokma, her şeyi yasa ile tanımlama gayretinden vazgeçmek gerek.. Bir ülkede yasalar ne kadar çoksa, orada özgürlükler o kadar azdır. Yasa ile düzenlediğiniz her şeyin çerçevesini siyasetçi çizer, bürokrat uygular.

Anayasa bozuksa yasalar doğru olamaz. Yasalar doğru değilse yönetmelik, genelgeler doğru olamaz. Adaleti, hakkı, hukuku korumayan yasa suç aletidir.

Bu darbe anayasasının bir an evvel topyekûn ortadan kaldırılması gerek.. Bu utanç ve bu kamburu daha fazla sırtımızda taşımamalıyız.

12 Eylül Anayasa’sı bugüne kadar 18 kez değiştirilmiş ve toplamda 105 değişiklik yapılmış. 1. değişiklik, 17 Mayıs 1987’de yapılmış. Anayasa’nın 67, 75 ve 175. maddeleri değiştirilmiş ve Anayasa’nın geçici 4. maddesi yürürlükten kaldırılmış. 2. değişiklik, 8 Temmuz 1993’te yapılmış ve 133. maddede değişiklik yapılmış. 3. değişiklik, 23 Temmuz 1995’te; başlangıç metni, Anayasa’nın 33, 52, 67, 68, 69, 75, 84, 85, 93, 127, 135, 149. ve 171. maddeleri değiştirilmiş ve Anayasa’nın 52. maddesi yürürlükten kaldırılmış. 4. değişiklik, 18 Haziran 1999’da; Anayasa’nın 143. maddesi değiştirildi. 5. değişiklik, 13 Ağustos 1999’da; Anayasa’nın 47, 125 ve 155. maddeleri değiştiriliyor. 6. değişiklik yapıldı. 

2000 yılından sonra değişiklikler devam etti. 3 Ekim 2001’de ve anayasanın başlangıç bölümü yanında Anayasa’nın 13, 14, 19, 20, 21, 22, 23, 26, 28, 31, 33, 34, 36, 38, 40, 41, 46, 49, 51, 55, 65, 66, 67, 69, 74, 86, 87, 89, 94, 100, 118 ve 149. maddeleri ile Anayasa’nın geçici 15. maddesi değiştirildi. 1 Aralık 2001’de 7. değişiklik yapıldı ve 86. madde değiştirildi. 8. değişiklik, 26 Aralık 2002’de; Anayasa’nın 76 ve 78. maddeleri değiştirildi. 9. değişiklik, 7 Mayıs 2004’te; Anayasa’nın 10, 15, 17, 30, 38, 87, 90, 131, 160. maddeleri değiştirildi ve 143. maddesi yürürlükten kaldırıldı. 10. değişiklik, 21 Haziran 2005’te; 133. maddede  değişikliğe gidildi. Değişiklikliğin 11’incisi, 29 Ekim 2005’te; Anayasa’nın 130, 160, 161, 162 ve 163. maddeleri değiştirildi.

2006 da 12. değişiklik yapıldı. 13 Ekim’de 76. madde değiştirildi. 13. değişiklik, 10 Mayıs 2007’de yapıldı ve Anayasa’ya geçici 17. madde eklendi. 14. değişiklik, 31 Mayıs 2007’de; Anayasa’nın 77, 79, 96, 101, 102. maddeleri değiştirildi ve Geçici 18, 19. maddeler eklendi. 15. değişiklik, 21 Ekim 2007’de; bu defa 15. değişiklikle 4.5 ay önce Anayasa’ya eklenen geçici 18 ve 19. maddeler metinden çıkarıldı. 16. değişiklik, 9 Şubat 2008’de yapıldı ve Anayasa’nın 10. ve 42. maddesi değiştirildi. 17. değişiklik, 12 Eylül 2010’da yapıldı; Anayasa’nın 10. Maddesi yeniden değiştirildi.  20, 23, 41, 51, 53, 54, 74, 84, 94, 125, 128, 144, 145, 146, 147, 148, 149, 156, 157, 159 ve 166. maddeleri değiştirildi. Anayasa’ya geçici 18. ve 19. maddeler eklendi. Bugün meclis 18. değişikliğe hazırlanıyor.

Bütün değişiklikler aslında o günkü ihtiyaçları karşılamak üzere yapıldı. Bugün kapsamlı bir değişiklik öngörülüyor.

Aslında 12 Eylül yargılaması ile bu anayasanın meşruiyeti tartışmalı hale geldi. Bu anayasa ile birlikte başkanlık konusu da gündeme gelecek.. Böylece bürokrasiye etkinlik, işlerlik, denetim ve hız getirilmek isteniyor. Bu şekilde koalisyonlar döneminin kapatılması, kuvvetler ayrılığı sisteminin hayata geçirilmesi hedefleniyor. Aynı şekilde yönetimde çiftbaşlılık da sonlandırılmış olacak. Bugünkü anayasaya göre, sınırsız ve sorumsuz bir başkanlık sözkonusu.. Bu sistemi sınırlı ve sorumlu hale getirmek lazım. Tabii başkanlık sistemine geçerken, bakanlıklar, yerel yönetimler, idari yapıdaki çift başlılığın da önüne geçilmiş olacak. Bugünkü şekli ile Ankara’dan tayin edilen, bir belediyenin müdürü var. Başkanlık sisteminin bu anlamda, hem dünya gerçekleri ve geçmiş tecrübe, hem bugünkü ihtiyaçlarımız, inanç, tarih ve gelecek tasavvurumuzla birlikte düşünülmesi gerek..

Sahi STK’lar bu tartışmanın neresinde duruyor. Üniversitelerimiz neresinde duruyor..

Siyaset sadece siyasilere bırakılamayacak kadar ciddi bir iştir.

Selâm ve dua ile.. 

yeniakit