Siyonist Rejim İsrail'de Kasım 2018'den beri siyasi bir çıkmaz söz konusu. Bir yıl içerisinde üç parlamento seçiminin düzenlenmesi bile bir siyasi tarafın, partinin veya hareketin parlamento kürsülerinin çoğunu elde etmesine yol açmadı. Sonunda da koronavirüs salgınının yayılması ile Siyonist Rejim başbakanı Binyamin Netanyahu ve Mavi-Beyaz koalisyonu lideri Benny Gantz'ın anlaşması sonucu kapsayıcı kabinenin kurulması ve 18 aylık dönüşlü başbakanlığa karar verildi. Bu anlaşmaya göre Binyamin Netanyahu'nun Aralık 2021'e kadar Siyonist Rejim başbakanı olarak görevde kalması kararlaştırıldı. Bu sürenin ardından ise Benny Gantz başbakan olarak faaliyetlerine devam edecek. Bakanlık kürsüleri de eşit bir şekilde Netanyahu liderliğindeki sağlar ve Gantz liderliğindeki sollar arasında paylaşıldı.
Siyonist Rejim İsrail kabinesi 18 sağcı bakan ve 18 solcu bakan toplamda 36 bakan ile resmen göreve başladı. Bu kabine bu rejime hakim olan siyasi krizin sonuna kadar bu görevi üstlenmiş oldu. Buna rağmen buradaki önemli mesele Netanyahu ve Gantz arasında gereken güven duygusunun olmamasıdır. Kimilerine göre ise Binyamin Netanyahu başbakanlık konumunu 18 ayın ardından bile Benny Gantz'a teslim etmeyecek.
Burada önemli olan bir başka nokta ise Netanyahu kabinesinin, 14 Mayıs Perşembe günü kabineye güven oylaması yapılacağı sırasında kurulmasıdır. Ancak bu süreçte Likud partisi içindeki ihtilaflar bu oturumu iptal ettirip 17 Mayıs Pazar gününe erteledi. Bunun ardından Siyonist Rejim medya organları ise bu ertelenmenin bakanlıkların yeniden Likud partisi üyeleri arasında Netanyahu tarafından dağıtılması ile alakalı olduğunu açıkladı.
Netanyahu'nun Gantz ile bakanlıkların eşit olarak dağıtılması anlaşması bir yandan Likud partisinin kabinedeki bakanlık payını azaltıp diğer yandan da Likud partisinden kimi bakanlıkları kaybeden isimlerin itirazlarına ve baş kaldırmasına yol açtı.
Burada dikkat çeken bir başka husus da parlamento oturumuna katılan 119 temsilciden 46'ısının Netanyahu'nun yeni kabinesine karşı çıkmaları ve onlara güven oyu vermemeleri idi. Netanyahu kabinesi içindeki ihtilaflara rağmen muhalefetin ve kabine karşıtlarının beraber oldukları söylenebilir.
Bu yüzden yeni kabinenin iki karşı grup ile karşılaştığı belirtilebilir. İlk grup Avigdor Liberman ve Yair Lapid gibi tanınan isimler ve ikinci grup kişiler de Likud Partisi içindeki kişilerdir. Bu kişiler ise bakanlık koltuklarını elde edemedikleri için karşı tutumlar içerisine girmişlerdir.
Bu doğrultuda Netanyahu'nun kabinenin güven oyu oylamasında yaptığı konuşmada muhalifler ve karşı görüşlüler de bir kaç kez onun konuşmasını kestiler. Netanyahu parlamentoda yaptığı konuşmada tahmin edilen bir hususa değinip Batı Şeria topraklarının bir kısmının da işgal topraklarına ilhak edilmesini öne sürdü. Netanyahu Batı Şeria'nın bazı bölümlerinin Yahudilere ait olduğunu ve bu rejimin bu bölgelerde hakim olması gerektiğini açıkladı.
Bu gündem konusu dolayısı ile yeni kabine iç sorunlarla uğraşırken bir de Filistinli grupların ciddi karşı çıkmaları ile karşı karşıya kaldı. HAMAS sözcüsü Hazım Kasım ise Siyonist Rejim İsrail parlamentosunun Netanyahu kabinesine güven oyu vermesine tepki olarak şöyle dedi:" Filistin halkı Siyonistlerin yeni kabinesinin kurulmasına itina etmeyip kendi kutsal topraklarının geri alınması yönündeki yasal mücadelelerine devam edecek ve insani keramet çerçevesinde kurtarılmış topraklarında hayatlarını sürdürecektir. "
Bu yüzden Netanyahu'nun yeni kabinesinin Filistinli gruplar özellikle de direniş grupları ile daha ciddi sorunlar yaşayacağı söylenmelidir.
Genel olarak da ortaya çıkan koşullar uzmanları ortak bir kanıya götürmüştür. Uzmanlara göre kurulan bu yeni kabine Siyonist Rejimin en kırılgan kabinelerinden. (Ajanslar)