ABD Gıda ve İlaç İdaresi FDA, “çığır açan cihaz” dediğine göre, kutsal ABD imparatorluğunun ruhani konsülü adına, sağlık, gıda ve ilaç konusunda söz söyleme yetkisine sahip bu örgüt, sözünü söylediğine göre, buna kim karşı çıkabilir ki! Ayrıca “yeni normal” dönemin “yeni din”i bilim böyle buyuruyorsa!? Neuralink’in tanıtımında, uygulama “Domuz” üzerinde gösterilmiş. “Domuz haram” dediğinizi duyar gibi oluyoruz. O kutsal kitaptaki “domuz” tarihsel bir canlı. Yeni domuz onu kutsal dışına iten olumsuzluklardan arındırılmış, hijyenik bir domuz!?
Bilim buyurursa bilim adamı, insandan domuz da üretebilir. İnsan geni aktarılan domuz olabiliyorsa, domuz geni aktarılmış bir insan da olabilir! Ama tabii o “insan” insan olur mu, o ayrı bir konu!
Tanıtım videosundaki kırmızılar yerleştirilen elektrotları, yeşil alanlar da ateşlenen nöronları gösteriyordu. Bu elektromanyetik aktiviteler sonucu bio kimyasal oluşan beyin aktivitesine yol açan reaksiyonlar elektrotlar vasıtasıyla dışarı aktarılıyor. Nesneler arası iletişim teknolojisi ile bu şekilde bilgisayar üzerinden hayvan ve insan beyni sisteme entegre ediliyor. Burada bir “Bal tuzağı” var. Bu teknoloji, engelliler için olduğu kadar Parkinson ve Alzheimer hastaları için de çözüm sunabilecek.
23 mm çapa ve 8 mm kalınlığa sahip beyin implantı’nın, hafıza kaybına depresyona ve görme engeline kadar çeşitli nörolojik sorunları ve omurga yaralanmalarını çözebileceği iddia ediliyor.
Dahasını söyleyeyim, rüyalarınızı bile kaydedebileceksiniz. Beyninize bilgi yüklemesi ve düşüncelerinizi bilgisayarınıza kayıt imkanı da sunan bu cihazla, düşünce bazlı oyun da oynayabilirsiniz. Uçan otomobilinizi de kullanabilirsiniz. Uzaktaki bir arkadaşınızın gördüklerini siz de görebilirsiniz. Mutluluk ve heyecan duymak istiyorsanız ya da farklı lezzetler ve hazlar için de beyninize göndereceğiniz bir sinyal yeterli olabilecek. Yani cennette gibi hissedebileceksiniz kendinizi, hayal edeceksiniz ve o gerçekleşecek. Düşünerek televizyon kumandasına gerek kalmadan kanal seçebileceksiniz, şifrelerinizi hafızanızda tutmaya da gerek kalmayabilir. Kapı açmak için anahtara, bankamatikten para çekmek için plastik kartı, hatta bankaya gitmeye de gerek yok.
Ne güzel değil mi? Ama bir sorun var! İşin bu kısmı o bala katılan zehir.
İstanbul sözleşmesi gibi, size bir sürü, sayfalar dolusu kulağınıza hoş gelen sözler söyleyecekler, ama ayrıntıda gizli birkaç damla zehir gözlerden esirgenecek. Bal tuzağının özelliği budur zaten. Onun için kitapta “Şeytan sizi Allah’la aldatmasın” denir. Mal, mülk, para, makam, güç de aslında bu anlamda Şeytanın oltaya taktığı yemdir.
Elon Musk Neuralinki anlatırken, hep “bal”dan ve “altın tas”dan söz etti, ama potansiyel risk, kötü kullanım riski ve tehditlerden söz etmedi. Beyniniz resetlenebilir. Haz ve lezzet yükleyenler acı da yükleyebilirler. Domuzun genini değiştirenler sizin de geninizi değiştirebilirler.. Beyninizi hackleyebilirler ve sizi intihara yönlendirebilirler. Uçan otomobiliniz sizin katiliniz de olabilir. Alzheimer ya da Parkinson hastalığına çare olabileceğini söyleyenler, kalp sektesinden sizi dünyadan postalayabilirler de. Biz farklı beklentiler içinde nesneler arası bilgileşim hayali kurarken her anınızın birileri tarafından izlenebilir olacağını, “büyük gözaltı”nda her birimizin sadece bir “nesne” olacağını düşünmedik.. Şimdiden haber veriyorum: Ocak 2021’de “YENİ NORMal” döneme geçerken “Global Great Reset”in tanıtımı yapılacak Davos’ta. Yeni Normal dönem de LGBT+’nın da normalleşmesi sözkonusu. Zaten bu yeni dönem de “İnsan ne kadar insan” o da belli değil ki! Sadece cinsiyet değil, insan yeniden tanımlanıyor. Yeni düzenin yeni siyaseti, yeni ekonomisi, yeni dini, yeni ahlakı, yeni felsefesi de olacak. Bakın, bir kere daha söylüyorum: Bu Covid’19, bu 5G, bu Starlink, bu “Neurolink”, bu Chip Tech., bu GPT3, Bu Dünya Sağlık Örgütünün Global Sağlık Pass.’ı bu din, gelenek, tarih ve gelecek tasavvurundan, cinsiyet kimliğinden bağımsız BİREY, “Toplumsal cinsiyet” saçmalığının bir ürünü olarak ve nüfus cüzdanlarımıza çakılan GENDER hepsi bu tarihin en büyük komplosunun birer parçası. Ülkelerin halkları adeta kendi sırtlarında kendi cehennemlerine kendi sırtlarında odun taşımaya zorlanıyorlar. “Bilim” ve “Teknoloji” bu yeni post modern zamanın putları oldu sanki. Humanizmin de sonu bu. “Post hümanizm” dönemine geçiyoruz sanki. Çünkü cinsel kimliği ile değil, zihinsel fonksiyonları ve genetik yapısı ile insan da değiştiriliyor artık. Kimileri “Trans hümanizm”den söz ediyor.
Trans hümanizm genetik mühendisliği, bilişim teknolojisi, nanoteknoloji, enformatik ve diğer bilimsel metotlarla insanı her anlamda yeniden tanımlamayı öngörmektedir. Bilgiyi depoladık, sistem beyni okuyor ve kendisi yeni bilgiler üretiyor. Aslında artık öğrenmeye de gerek yok. Çünkü beyne kayıt yapılabiliyor. 20 yıldır bunu anlatmaya çalıştım ama, insanların bu tür fantezilerle kaybedecek zamanları yok. Onların para kazanmak ve koltuk kapmak gibi daha ciddi işleri var!? GBT3 ile geçmiş ve bugünün bilgisinden geleceği öngörebiliyorsanız, ve bunu insan beynine entegre edebiliyorsanız, bilgisayar sizin yerinizi alıyor. Sıradan insanların bilgisi ve zekasının da bir değeri yok. O zaman geriye ne kaldı. İnsana gerek yok.
Bilmem anlatabiliyor muyum, onların kitabında yeni düzende, “Tanrının kırallığı!?”na giden yolda, “Tanrının ailesi!?” ve onlara hizmet edecek gönüllü köleler dışında kimseye hayat hakkı yok! Peki siz, Allah’a, Kitab’ına ve Resul’üne iman edenler, bu yeni dünya düzenine cevabınız ne olacak! Cevabını arayan soru bu. Unutmayın çaresiz değilsiniz. Onların bir planı varsa “malikil mülk” olan Allah’ın da bir hükmü var. Hükmü lilllah! Mekerallahu. La galibe illallah! Selâm ve dua ile.