‘Nihaî tercih’ kişinin dünya görüşüne göre şekillenir

Selâhaddin Çakırgil

Yarın, seçmen vatandaşların iradelerini ortaya koyacakları gün.. 

Unutulmaması gereken husus şu ki, 33 yıllık hükûmeti sırasında dünya siyasetinin etkin isimlerinden ve son asırlardaki en dikkatli devlet adamlarımızdan birisi olan 2. Abdulhamid’in de yanlışları vardı, ama, onu devirmekte birleşen Müslüman, Hristiyan, Yahudi, mason, komitacı ve Düvel-i Muazzama kuklası bütün çevrelerin elbirliğiyle devrilen Abdulhamid’den sonra, 600 yıllık devlet, 9-10 sene içinde yıkıldı- gitti. Aynı sonucu yeniden devşirmek isteyen iç ve dış, yığınla kesimler devrede.. 

Dahası, Erdoğan karşıtlığında birleşenlerin, bugün dünyanın emperial güçleriyle geçmişe göre hele de dış siyaset konusunda izlenen şahsiyetli diplomasi üzerine, söyleyebildikleri hiçbir şeyleri yok.. 

***

Bu bakımdan, yarın her seçmen, kendi dünya görüşünün aslî değerleri ne ise ona göre, safını belli etmeli; günlük kızgınlık veya sempatilerle değil, nihaî tercihleriyle iradesini ortaya koymalıdır. 

Elbette her şeyin bizim istediğimiz gibi olmasını isteyebiliriz, ama bu toplumda sadece biz yaşamıyoruz; her kesimden kitleler yaşıyor. Başkalarının da beklentileri, yanlış veya noksan gördükleri vardır ve bunun olması da tabiîdir. Ama 30 yaşın altındaki genç nesiller geçmiş iktidarların 90 yıl boyunca yaptıklarını görmedikleri için, yanlış, noksan veya hatalı gördükleri her şeyi Erdoğan’ın hesabına yazıyorlar. 

O halde, vatandaşlar, iradelerini ortaya koyarken, ağır bedeller ödetecek bir kaos’la karşılaşmak istemiyorlarsa, en vazgeçilmez, aslî değerlerine, inanç veya ideolojilerine göre bir tavır belirlemeliler. 

***

Bu arada, muhalefet liderleri, 4-5 isim olarak Erdoğan’a saldırırken, bir de Afrin, Münbiç ve Kandil Dağı’na yönelik askerî operasyonları seçimi ve seçmeni etkilemek için yaptığını iddia ediyorlar. 

Bu iddiaya, geçmişi hatırlayanlardan niceleri acı acı gülümsüyorlardır herhalde. Çünkü 1974’deki Kıbrıs Çıkarması’nın hemen ardından, Ecevit’i her tarafa dağıtılan renkli miğferli posterleriyle ve dağlara taşlara yazılan ‘Kıbrıs Fatihi Karaoğlan’ yazılarıyla hatırlayanlar, milletin her şeyi unutuvereceğini sanıyorlar. 

***

Bir diğer nokta da şu: Akşener ve bugünlerde, müstehcen şiirleriyle ortalığa cîfeler sıçratan M. İnceseçilirlerse hemen Suriye’yle durumu düzelteceklerini ve 4 milyona yakın Suriyelinin ülkelerine gönderileceğini söyleyerek, ırkçı bir yaklaşımla, çaresiz insanların hayatları üzerinden siyasî parsa toplamaya çalışıyorlar. Utanç verici, gayri insanî, bir anlayış, bu.. Zavallılar, Suriye Buhranı’nın, Türkiye tarafından ortaya çıkarıldığını sanıyorlar da; 100 yıl öncesine kadar 400 yıl birlikte yaşadığımız o topraklarda, yıllardır, Amerika, İsrail, Rusya, Fransa, İran başta olmak üzere yığınla başka ülkelerin ellerinin olduğunu göremiyorlar. Ve, Suriye’de bir diktatörlüğün değil de, halkın temsilcisi bir rejimin olduğunu sanıyorlar, hâlâ.. 

***

İslâm Milleti’nin hayrına sonuçlar çıkması temennisiyle.. 

*** 

NOT:Abdulmetîn Balkanlıoğlu isimli bir hoca efendinin vefatı üzerine 21 Haziran günü ikindi namazı öncesinde, Fâtih Camii’nde büyük bir sosyolojik hadise yaşandı. Sâdece câmi içi ve iç avlusu değil, camiin etrafındaki bütün alanlar tıklım-tıklım doluydu. Belki 35-40 bin’e yakın, en azından yarısı da 40 yaşın altındaki genç nesilden, kadınlı- erkekli bir insan seli..

Bu merhum hocaefendiyi 1-2 yerde kısaca dinlemiştim. Genel olarak, emsal ve benzerlerinden farklı olduğu anlaşılıyordu. Müslüman halkımızın sergilediği bu sahnenin sosyolojisinin iyi anlaşılması gerekiyor.

Merhûm Abdulmetîn Balkanlıoğlu Hoca için rahmetler dileyerek..

stargazete