Son Gazze Savaşı'nda iki isim ön plana çıkmıştı. Birisi Hamas Hükümeti'nin İçişleri Bakanı Said Siyam, bir diğeri de 11 çocuğu ve 4 eşiyle birlikte İsrail Bombardımanı sonucu hayatını kaybeden Prof. Dr. Nizar Reyyan. Gazze'nin Cebaliye Bölgesi'ndeki bir mülteci kampında dünyaya gelen Nizar Reyyan ortaokul ve liseyi Gazze'de okuduktan sonra üniversite eğitimini Suudi Arabistan'da tamamladı. Ürdün Üniversitesi'nde mastırını tamamlayan Nizar Reyyan'ın mastır konusu ise Şehadet ve Şehitlerdi. Doktorasını Sudan'da yapan Nizar Reyyyan daha sonraki yıllar İslami İlimlerin bir çok alanında eserler verdi. Hadis konusunda Filistin'deki en büyük otorite olarak kabul edilen Reyyan, şehadetinden önce Gazze İslam Üniversitesi'nde dersler veriyordu. Geçtiğimiz haftalarda Nizar Reyyan'ın oğlu Bilal Reyyan Şam'a geldi. Daha önce Gazze'de evinde ziyaret ettiğimiz Bilal, iade-i ziyaret yaparak bizi Şam'daki evimizde ziyaret edince, biz de Bilal ile babası Nizar Reyyan'ı konuştuk.
-Babanız Nizar Reyyan son Gazze Savaşı'nın sembollerinden biri haline geldi. Nizar Reyyan'ı daha yakından tanımak istiyoruz. Bize babanızı anlatır mısınız?
-Babanız Hamas'a hangi yıllarda katıldı?
-Evde sizinle olan ilişkileri nasıldı?
Babam çok duygusal ve sevgi dolu bir insandı. O benim için hem bir kardeş, hem bir dost, hem de bir babaydı. Bizim görüşlerimize çok önem verirdi ve kendi aramızda ilmi tartışmalar yapardık.
-Bazı kesimler seçimlere girdiği ve demokrasiyi bir araç olarak kullandığı için Hamas'ı eleştiriyorlar. Büyük bir İslam Alimi olarak bilinen babanız ise Hamas'ın seçimlere katılmasını ısrarla savunanlar arasındaydı. Babanızın bu konu hakkındaki görüşünü bize aktarır mısınız?
Babam, Hamas'ın seçimlere girmesiyle Filistin'deki cihadın daha da güçleneceğini ve Filistin'deki yönetimin Müslümanların eline geçmesiyle bir önceki yönetimin neden olduğu yanlışlıklara son verileceğini söylüyordu. Seçimlere katılmanın da İslam'a aykırı olmadığını savunuyordu. Babam ayrıca cihadın en ön safında alimlerin olması gerektiğini söylüyor ve alimleri sürekli olarak cihad meydanlarına çağırıyordu. Ona göre Filistin'e, işgal altındaki topraklarımıza geri dönmenin tek yolu her alanda direnişti.
- Bir çok Gazzeli savaş sırasında İsrail Uçaklarından atılan bombalardan korunmak için evlerini terk etti. Fakat babanız ve ailenizin diğer fertleri bütün ısrarlara rağmen evlerini terk etmediler ve sonunda da İsrail Uçaklarından atılan bombalar sonucu hep birlikte şehit oldular. Babanız canı pahasına da olsa savaş sırasında evini niçin terk etmedi?
REYYAN'IN SON MESAJI
-Saldırı nasıl gerçekleşti?
-Siz bu saldırıdan nasıl kurtuldunuz?
Saldırı anında ben evde değildim. Haberi alınca eve koştum; fakat her yer moloz yığınları ve cesetlerle dolmuştu. Biz Filistinliler olarak hayatı sevmeyen insanlar değiliz. Biz de diğer insanlar gibi yaşamak istiyoruz. Fakat bizim evlerimiz, topraklarımız işgal altında. Yahudiler elimizden özgürlüğümüzü ve vatanımızı aldılar. İşgal altındaki topraklarımızı geri alıp, Kudüs'e geri dönünceye kadar ödenmesi gereken bütün bedelleri ödeyeceğiz. Bir gün Filistin karadan denize kadar özgür olacak ve İsrail İşgali sona erecek. Allah bize Kur-an'da bir gün mutlaka özgür olacağımızı vaat ediyor. Biz inanıyoruz ki Allah'ın vaadi Amerika'nın ve İsraillilerin silahlarından ve ordularından çok daha güçlüdür.
-Babanızla ilgili unutamadığınız anılardan bahseder misiniz?
Babamdan geriye kalan bir çok anı var. Fakat ben, babam şehit olmadan 1 gün önce aramızda geçen bir olayı anlatmak istiyorum.
TÜRKLER REYYAN'I NASIL SEVİNDİRDİ?
-Buyurun"
Savaş bütün şiddetiyle sürüyordu. Sürekli bombalama sesleri duyuyorduk. Babamla evde otururken bir ara elektrikler geldi ve El Cezire Televizyonu'ndan haberleri seyretmeye başladık. El Cezire, Türkiye'de Gazze'ye destek için düzenlenen büyük bir mitingin haberini veriyordu. Mitinge on binlerce insan katılmıştı ve insanlar hep birlikte Hamas'a destek sloganları atıyorlardı. Babam bu görüntüleri görünce çok sevindi ve o sevinçle bana : "İnşallah bizler İslam'ın yolunda şehit olacağız ve İslam Ümmet-i bizim kanlarımızın bereketiyle tekrar eskisi gibi en zirve noktaya ulaşacak" dedi. Bu olay ve bu sözler babamdan bana kalan son hatıralardır. Bu olaydan 24 saat sonra babam şehit oldu. Cenazeye on binlerce insan katıldı. 16 İsrail Uçağı geldi ve İsrailli pilotlar cenazeye katılanların üzerinde gezindiler. Amaçları insanları korkutup dağıtmaktı; fakat Gazzeliler tıpkı babam gibi cesur olduklarını gösterdiler ve cenazeyi terk etmediler. Babam bize öldüğünde asla büyük bir kabir inşa edilmemesini, sünnette olduğu gibi basit bir kabir yapılmasını vasiyet etmişti. Biz de bu vasiyete uyduk. Rabbimden beni babama layık bir evlat kılmasını temenni ediyorum.
-Ailenizin tamamına yakınını kaybettiniz. Ne tür duygular içerisindesiniz?
-Gazze'den birkaç hafta önce çıktınız. Bize Gazze'deki son durumu anlatır mısınız?
Gazze'ye uygulanan ambargo bütün şiddetiyle sürüyor ve Gazzeliler gerçekten zor durumdalar. Ambargo nedeniyle çimento girmediği için yıkılan evleri tekrar onaramıyoruz. İlaç olmadığı için ölmek üzere olan insanlar var. Şu anki ambargo gerçekten çok şiddetli ve halkımız çok zor durumda. Yahudiler bizi açlıktan öldürmek istiyorlar. Fakat biz asla ambargoya boyun eğmeyeceğiz ve son nefesimize kadar mücadelemizi sürdüreceğiz. İnsanlar savaş zamanı Gazze'yi hatırladılar; fakat savaş bitince Gazze unutuldu. Şu an savaş sürüyor. Gazzeliler savaş zamanı bombalarla öldürülüyorlardı, şimdi ise açlıktan öldürülmek isteniyorlar.
ADEM ÖZKÖSE-ŞAM