SUSMA SUSTUKÇA SIRA SANA GELECEK.
Eğitim sendikalarının durumunu ve uğraştıkları işlere bakmak eğitimcilerin seviyesini anlamak için yeterli döneler sunmaktadır.
Biri iktidar yalakalığı yapıp bir yerlere torpille adam sokmayı övünülecek bir iş yapmak olarak görüyor ve ahlaki yanını sorgulayamayacak kadar dipte. Adlarını değiştirip bakan sendikası koysalar daha yerinde olur.
Biri milliyetçilik adına her türlü özgürlüklerin ve hakların elde edilmesinin karşısında ve bunlar için verilen mücadeleyi en hafif ifadeyle hainlik olarak nitelendiriyor.
Birde ağızlarından özgürlük kelimesini hiç düşürmeyip başörtüsü, namaz, cami, imam hatip düşmanlığını ilericilik ispatının temeline oturtan Eğitim-Sen var.
Eğitim-Sen'e göre çağdaşlık ve ilericilik İslami değerlere karşı verilen mücadeleyle doğru orantılıdır.
Halkın inanç değerlerine ve bu konudaki özgürlük taleplerine ne kadar karşı çıkarsanız, onların seslerini bastırmak için ne kadar gürültü çıkartırsanız hele hele işi sözden aşırıp eyleme dökerseniz en ilerici en çağdaş sizsiniz.
Eğitim özgürlüğünden anladıkları jakoben laisizmin beyinlere enjekte edilerek bireylerin inanç değerlerinden tamamen uzaklaştırılmasıdır.
Adana'da inşaat halindeki okulun çatısında uzaktaki camiye gidemedikleri için namazlarını kılan öğrenciler Eğitim-Senliler tarafından medyaya gammazlanıyorlar.
Daha öncede açık lise sınava başörtülü giren kırk yaşındaki kadın hakkında suç duyurusun da bulunmuşlardı.
Kırk yaşındaki bir kadının o yaşta eğitimini sürdürmesinden dolayı gidip kadının elini öpmesi gereken eğitimciler (!) o kadın hakkında suç duyurusunda bulunmuşlardı!
KESK Başkanlığını yaptığı dönmede Sami Evren "bin yıl öncesinin köhne kitabı" diye Kurana hakaret etmişti.
Eski Eğitim-sen Başkanı Alaaddin Dinçer'de bir dergiye yaptığı açıklamada "İmam Hatip Lisesi mezunları dişleri ağrıdığında dişçiye değil üfürükçüye gidiyorlar" şeklinde seviyesiz ve edep dışı bir açıklama yapmıştı.
Sormak istiyoruz Eğitim-Sen'lilere:
Gavurun yapmadığı İslam düşmanlığını, ekmeğini yediğiniz toplumunuza, kendi halkınıza karşı yapmanızın nedeni nedir?
Eğitim-Sen'in içinde inançlı ve özgürlükçü eğitimcilerin olduğunu biliyorum. Onlara bu durumları gözden geçirme tavsiyesinde bulunuyorum.
Daha nereye kadar bu sendikanın özgürlük ve din düşmanlığına sabredeceksiniz.
Eğitim her bireyin hakkıdır ve hiçbir nedenle bireyler bu haklarından mahrum edilemezler.
Devlet okulları; devlet dâhil hiçbir kesimin kendi ideolojiyle çocukların beynini yıkama merkezleri değildir, olmamalıdır.
Öğretmen-Sen olarak çocuğun devletin değil ailenin olduğunu düşünüyoruz. Devlet "ben senin çocuğunu alırım istediğim ideoloji ve dünya görüşüyle yetiştiririm diyemez, böyle bir hakkı yoktur. Ailenin inancı ve kültürünü aşağılayan ya da yok sayan bir eğitim müfredatını hiç kimse aileye ve çocuğa dayatamaz.
Böyle bir dayatma suçtur ve insan hakları ihlalidir.
Susma sustukça; bugün çatıda namaz kılanı ihbar ederler, yarın camide, ertesi günde evinde namaz kılanı ihbar ederler.
Susma sustukça sıra camiye gelecek!
Yusuf TANRIVERDİ
Öğretmen-Sen Genel Başkanı