Başbakan Erdoğan'ın "OHAL, teröre yarar" sözlerine destek veren siyasiler, STK'lar ve Güneydoğulu kanaat önderleri, "OHAL, zulüm, acı ve gözyaşından başka bir şey getirmedi. Bundan sonra da getirmez" görüşünde birleşiyorlar
Son günlerde artan terör olaylarının ardından muhalefet kanadının ve özellikle MHP Genel Başkanı Bahçeli'nin hükümeti hedef alan sözleri ile "OHAL geri getirilsin" çağrılarına toplumun her kesiminden topyekûn tepki yağıyor. Devlet Bakanı Zafer Çağlayan, MÜSİAD Genel Başkanı Ömer Cihad Vardan ve MÜSİAD Yönetim Kurulu üyelerini makamında kabul etti. Burada konuşan Çağlayan, yapılan terör saldırılarının alçakça ve hunharca olduğunu belirterek, nefretle kınadığını kaydetti. Çağlayan, ülkenin ekonomisinin iyileştiği ve demokratikleşmesinin en yoğun yaşandığı dönemlerde terörün arttığına dikkat çekti.
"OHAL, BÖLGEYE ZARAR VERİR"
Olağanüstü halin yeniden gelmesini isteyenlere seslenen Çağlayan, OHAL ile terörizme destek verileceğini ifade ederek, "OHAL, o bölgeye zarar verir, terörizmin istediği bir ortam hazırlar. Terörizmin asıl istediği de budur" dedi.
AK PARTİLİ KADINLARDAN KINAMA
AK Parti Kadın Kolları Başkanı ve Gaziantep Milletvekili Fatma Şahin ise, "MHP Genel Başkanı'nın 'olağanüstü hal ilanı' anlayışını esefle kınıyoruz. Bunların amacı terörle bizi tekrar içimize kapatmak, yasaklarla bu ülkenin temel hak ve özgürlüklerini geriye götürmekse, buna müsaade edemeyiz" dedi.
BDP'Lİ KAPLAN: ÇÖZÜM YERİ TBMM
BDP Şırnak Milletvekili Hasip Kaplan, şiddetle hiçbir sorunun çözülemeyeceğini, Kürt sorununun çöümünün tek adresinin TBMM olduğunu söyledi.
GÜNEYDOĞU OHAL'E KARŞI
Diyarbakırlı esnaf Osman Tanrıkulu, olağanüstü hal denince akıllara ilk olarak savaş ve şiddetin geldiğini belirtti. Tanrıkulu, "Biz toplum olarak her zaman şiddete karşıyız. 1990'lı yıllarda OHAL'i ve şiddeti çok iyi gördük. Barışa susamış halk olarak barış ve huzur istiyoruz. OHAL gelince insanlar ölür, analar ağlar, başka bir şey olmaz. Olağanüstü hal, Türkiye'yi geriye götürür. O günlerin geri gelmesini kimse istemez" diye konuştu.
Esnaflardan Leyla Batuge ise OHAL'i daha önce de yaşadıklarını belirterek, onun tek amacının acı ve gözyaşı olduğunu söyledi.
HAKKARİ'DE HALK OHAL İSTEMİYOR
Hakkari'deki sivil toplum temsilcileri ile vatandaşlar da MHP'nin gündeme getirdiği OHAL tartışmalarını değerlendirdi.
Eski Hakkari Anap Milletvekili Av. Naim Geylani, OHAL'in olduğu dönemleri hatırlatarak, "Sıkıyönetimin kesinlikle bir faydası yok, zararı var. OHAL'i ileri süren insanlar bence hiç bilmeyen insanlardır. Kürt meselesi baskıyla, tehditle, kan dökmekle bitmez, bu mesele sadece demokratik hakların verilmesi ile çözülebilir. OHAL özellikle bu bölge için faydalı bir şey değildir. Yeniden geri getirildiği taktirde daha çok kan akacak, daha çok dağa çıkan insan olacak. Daha çok çatışma ortamı olacak. Bana göre terör, OHAL ve sıkıyönetim ile bugünkü yüksek noktasına geldi" dedi.
"OHAL, ŞİDDET ORTAMINI DAHA DA ALEVLENDİRDİ"
Eski günlere dönülmesine izin vermeyeceklerini belirten Mardin'deki sivil toplum temsilcileri ve kanaat önderleri, demokratikleşme yolunda önemli adımların atıldığını hatırlattı. Olağanüstü halin geçmişte uygulandığını kaydeden Mardin Belediye Başkanı Beşir Ayanoğlu, kan ve gözyaşından başka bir çözüm yolu olmayan sistemi yeniden getirmenin anlamı olmadığını söyledi. Ayanoğlu, "Türkiye son yıllarda demokratikleşmede önemli adımlar attı. Demokrasiyi bir kenara bırakmak, tekrar OHAL ve sıkıyönetim dönemine dönmek uygun değildir. OHAL'de temel hak ve hürriyetlerin askıya alınacağı açıktır. Ve bunlar şiddet ortamını daha çok alevlendirecektir" dedi.
Mardin İşadamları Derneği Başkanı M. Ali Babaoğlu da Türkiye'nin son zamanlarda yükselme trendine girmesinin birtakım çevreleri rahatsız ettiğini ve ülkeyi kaos ortamına sürüklemek isteyen karanlık güçlerin devreye girdiğini söyledi.
"OHAL ÇÖZÜM DEĞİL, SORUN GETİRİR"
Artan terör olaylarını değerlendiren Saadet Partisi (SP) Batman İl Başkanı Mehmet Fırat, bazı kesimlerce dillendirilen OHAL'in, çözümden çok sorun getireceğini ifade etti. Fırat, bazı çevrelerin OHAL gibi ilkel yöntemlerin tekrar geri getirilmesini istemelerinin büyük bir talihsizlik olduğunu ifade etti.
Eker: OHAL varken sorun çözüldü mü?
ALİ EYVAZ / ŞANLIURFA - Tarım ve Köyişleri Bakanı Mehdi Eker, son günlerde artan terör olaylarını ve bölge halkının bu olaylara yaklaşımı ile hükümetin atacağı adımları Vakit'e değerlendirdi. Mardin'de şehit cenazesine katılan Bakan Mehdi Eker, bakanlığıyla ilgili bazı açılışlar için geldiği Şanlıurfa'da Vakit'in sorularını cevaplandırdı. Bakan Eker, terörün açılım politikası sonucu arttığını iddia edenlerin PKK söylemleriyle aynı noktada birleştiklerini söyledi.
40 BİN KİŞİ ÖLÜRKEN OHAL VARDI, İDAM VARDI, DGM VARDI
Eker, "15 Ağustos 1984 PKK'nın Eruh'ta yaptığı ilk saldırıdır. 2009 Mayıs'ı, yani açılımın konuşulmaya başlandığı tarihtir. Bu iki tarih arasında kaç kişi hayatını kaybetti? Açılıma karşı çıkanlar önce bunun cevabını versinler. 90'lı yıllarda öyle şiddet olayları yaşandı ki yılda 1100 güvenlik mensubunun şehit edildiğine tanık olduk. 7 bin güvenlik görevlisi, 2 bin korucu, 30 bin sivil insanımız olmak üzere toplam 40 bin insanımızı bu teröre kurban verdik. Bunlar olurken OHAL vardı, idam vardı, DGM vardı. Yani bugün birilerinin 'yeniden gelsin' dediği yöntemlerin hepsi yürürlükte idi. Eğer sorun böyle çözülmüş olsaydı zaten şimdiye kadar çözülürdü. Tam tersine sorun daha da derinleşti" dedi.
TRT ŞEŞ'İ AÇTIĞIMIZ İÇİN TERÖR OLMUŞ DEĞİL
Açılım politikası sonucu terörün arttığına dair iddiaların art niyetli olduğunu dile getiren Bakan Eker, şunları söyledi: "TRT Şeş'i açtığımız için terör olmuş değil. Bazı uygulamalar vardı ki vatandaş bu uygulamalara resmen gülüyordu. Bu konuda kendi hayatımdan bir örnek vermek istiyorum. 1960'lı 70'li yıllarda Diyarbakır'da ilkokula gidiyorduk ve Türkçe bilmiyorduk. Okulda öğretmen 'Kürtçe diye bir dil yoktu' diyordu. Akşam eve geldiğimizde ise evlerin damında radyolar açılıyor; Erivan Radyosu, Tebriz Radyosu, Bağdat Radyosu ve hatta Moskova Radyosu Kürtçe yayın yapıyordu. Bütün haneler evlerinin damında bu yayınları dinliyordu. Sabah olup okula gittiğimizde ise öğretmenimiz Kürtçe diye bir şey olmadığında ısrar ediyordu. Bunlar komik şeyler değil de nedir?"
PKK "AÇILIM BİZİ BİTİRECEK" DİYOR, MHP "AÇILIM İHANET" DİYOR
Bakan Eker, son yapılan terör saldırılarında birbirine tezat teşkil ettiği gözüken pek çok siyasi çevrenin aynı safa düştüklerine dikkat çekerek, "Birileri terörden, kandan, gözyaşından besleniyor. Burada aynı safa düştüler. BDP, CHP ve MHP aynı safta, hepsi de açılıma karşı. Örneğin MHP'nin dediği doğru ise BDP'nin dediğinin yanlış, ya da BDP'nin dediği doğru ise MHP'nin yanlış olması gerekmez mi? PKK diyor ki; 'Bu açılım bizi tasfiye etme projesidir.' MHP de diyor ki; 'Açılım bir ihanet projesidir.' Şu garip denkleme bakar mısınız?" dedi.
Haşimi: OHAL, acı hatıra bıraktı
ERTUĞRUL CESUR / ANKARA - Yükselen teröre karşı MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin "Yeniden OHAL ilan edilsin" sözü Güneydoğu'dan sert tepki görüyor. Vakit'e konuşan Diyarbakır eski Milletvekili Haşim Haşimi, "Aklı başında hiç kimse böyle bir öneride bulunmaz. OHAL acı hatıralardan başka bir şey bırakmadı. Sorunu çözmek yerine daha da büyüttü" dedi. Haşimi, muhalefetin terör olayını iç siyaset malzemesi olarak gördüğünü ifade ederek, "Muhalefet konuya katkı sunmaktan uzak. Terörün yeniden artmasının nedeni açılımın başarısız olması değil, tam tersine PKK'nın 'tasfiye ediliyorum' korkusudur" ifadelerini kullandı.
BABAOĞLU: "AÇILIM DESTEKLENMELİ"
Mardin İşadamları Derneği Başkanı M. Ali Babaoğlu da Türkiye'nin son zamanlarda yükselme trendine girmesinin birtakım çevreleri rahatsız ettiğini ve ülkeyi kaos ortamına sürüklemek isteyen karanlık güçlerin devreye girdiğini söyledi. Babaoğlu şöyle dedi: "Biz OHAL günlerini de gördük. Tekrar eski günlere dönmek ciddi sıkıntılara neden olacaktır. Demokratik açılımın desteklenmesi gerekir."
vakit