Bugüne kadar ne dedikse çıktı. Ama birileri bir illüzyon dolabına dönen bilimin dönme dolabının arkasına saklanıp, her seferinde yeniden kılık değiştirip yine geldiler. PCR yalan dedik, şimdi “muptiplex” versiyonu ile geri geliyorlar. Tükürükten de olur diyorlar!
İlaç dediler, ilk ilacı geri çektiler, 2’ncisini çekme noktasına geldiler. Ölen öldü, kalan sağlar bizimdir, nasıl olsa. Aşı yalanları ellerinde patladı. Mikrop izole edilmedi dedik, daha yeni yeni kabul ediyorlar ama, bu defa varyantları üzerinden geliyorlar. Artık CoVID’19 da demiyorlar, Corona grubundan bir mikrop işte. Aşının üzerinde de zaten SARS-Cov-2 yazıyor.
Aşıların, ilaçların kullanım süresi dolanların üzerine yeni etiket yapıştırıp yollarına devam ediyorlar. Hem zaten kim hesap sorabilir ki, kendilerine, arkalarında dağ gibi bir DSÖ dururken.
Şimdi de birtakım şirketlerle anlaşmışlar, HES’i birkaç adım ileri götürmek için, Chip öncesi, Global Health Pass’ı Chipe yükleyip, bileklik ya da kolye ile herkese takmaya çalışıyorlar.
Bu arada, yakında yeni hastalıklar, salgınlarla tanışırsak sürpriz olmaz. Bir de SEPSİS çıktı başımıza. Biz 6 Aralık 2020’de 5gvirusnews’te, “TÜRKİYE’DE SEPSİS’TEN ÖLEN KAÇ KİŞİYE COVİD-19 YAZILDI?” diye sorduk, bir de ekledik, “CIA’NIN BİLDİĞİNİ MİT BİLİYOR MU?” diye. Aradan 9 ay geçti. Biz ısrarla, bu konunun bir milli güvenlik sorunu olduğunu söyledik. MİT’in gıda ve ilaç konusunda istihbarata yönelik bir birim oluşturması gerektiği söyledik, yazdık.
Neyse beklediğimiz cevap 9 ay sonra geldi, ama atı alan Üsküdar’ı geçmişti.
Türk Yoğun Bakım Derneği Başkanı Prof. Dr. Oktay DEMİRKIRAN, “COVID-19 nedeniyle gerçekleşti diye kayda geçen her 5 ölümden birinin SEPSİS’e dayalı olduğunu söyledi. Yani %20. Yani şu anda günde 220 civarında ölüm var ve bunun 50’ye yakını SEPSİS!
Türkiye’de ekim son hafta itibarı ile durum şöyle: Toplam vaka 7.827.013. Toplam can kaybı 68.917! Toplam SEPSİS riski yaklaşık 15.000. Peki bu 15.000 ölümlü vakanın hesabını kim soracak, ya da bunun hesabını kim verecek!
Bakın SEPSİS’ten ölüm haberini, biz yazdıktan ve malum çevrelerce tehdit, hakaret, yalanlamalarından 9 ay sonra Hürriyet Gazetesinin 15 Eylül 2021 tarihinde, “Covid’de 5 ölümden biri sepsis’ten” başlıklı haberi ile tekrar duyurduk! SEPSİS konusu TIP fakültelerindeki akademisyenler arasında bile %60’larda.
Bakın, bu çoklu organ yetmezliğine sebeb olan SEPSİS aslında biyolojik bir savaş aracı ya da BioTerör olarak da okunabilir. 3 Aralık 2020 tarihinde Moderna’nın aşı çalışmalarını resmi olarak destekleyen CIA’in Biyolojik Silahlar ve Biyoterorizm ve benzeri konularındaki kuruluşu olan BARDA’nın, radyasyona karşı koyabilen PEPTİT oluşturmak için, “Chrysalis BioTherapeutics” ile ortaklık yaptığı haberi çıkmıştı.
Biz SinoVac benzeri bir TurcoVac için uğraşırken, dünyada başka şeyler de oluyor. Bu akılla biz yerli ve milli bir de mRNA yaparız, yeni PCR’leri yaptığımız gibi. Nasıl olsa işaret aldıkları gün DSÖ’de, kendileri yürüyorlar, millet yürüyor arkalarından!
Ha, bu arada SinoVAC’da da “nano tüp” var, mRNA’da grafen var. E-Water de kullanılıyor. DSÖ, FDA tamam diyorsa, Ankara’nın başka bir şeye baktığı yok. Fetvası bile hazır, onlar tamam dedikten sonra.
Bakın, bu SEPSİS denen hastalık, bir RF, 5G hastalığı! Peki bizim İletişim Ofisi, Sanayi Bakanlığı, Ulaştırma Bakanlığı, BTK ne yapacak şimdi!? Bizde bu 5G akıllı evlerde, şehirlerde, iş yerinde, her yerde var. Hatta hastahanelerde. Şifa için gittiğiniz hastahanelerde, hastahane mikrobu olmasa bile, manyetik kirlenmenin sebeb olduğu bir hastalık ölümünüze sebeb olabilir. Bunu da bir kenara not edin! Bu gibi durumlarla karşılaşırsanız, konunun takipçisi olun ve hakkınızı arayın.
SEPSİS’in belirtileri şöyle: “Deri ve yumuşak doku enfeksiyonu, idrar yolu enfeksiyonu, akciğer iltihaplanması, kan dolaşımı, karın ve bağırsak enfeksiyonları gibi çeşitli enfeksiyonlar ile bakteri, mantar, virüs ve parazit gibi mikroorganizmaların çoğu sepsise neden olabilir. Sepsisin başlıca belirtileri arasında konuşma bozukluğu veya zihin bulanıklığı, aşırı titreme veya kas ağrısı, ateş, tüm gün idrar yapamama durumu, şiddetli nefes darlığı” şeklinde kendini gösteriyor. Bu hastalıkta asıl sebeb Radyasyon! Bilgisayar, cep telefonu, WiFi’lere dikkat!
Ölüm kadar ucuz bir şey, bu CoVID sonrası.. Dikkat! Bu bağlamda her yıl yaklaşık 30 milyon kişi, çağımızın vebası olarak bilinen Sepsis hastası oluyor ve yaklaşık 6 ila 8 milyon kişinin de ölümüne neden oluyor.
Küresel Sepsis Topluluğu’nun verilerine göre Sepsis her yıl yaklaşık yüzde 8-13 oranında artış gösteriyor. Kalın bağırsak ve meme kanserinden ölümlerin toplamından daha fazla hasta Sepsis nedeniyle kaybediliyor.
Sepsis’i “bağışıklık sistemi anarşisi” olarak tanımlayan da var, “Çağın vebası” olarak tanımlayan da. Bu RF yani, Radyo-Frekans, insanı, hayvanı, bitkiyi de etkiliyor. Hatta havada oksijen atomunun frekansını değiştirdiği için havayı, dolayısı ile cansız alemi de etkiliyor. Bugün birileri bu işi manipüle ederek, karanlık emellerine ulaşmaya çalışıyor.
Onun için biz yola çıkarken “5Gvirusnews” dedik.
Prof. Dr. Ateş Kara bu konuda bir çalışma yapmış, oradan bazı önemli uyarıları aktarıyorum: Sepsis, enfeksiyona karşı vücudun verdiği cevabın organlara zarar vermesi şeklinde ortaya çıkıyor.
Aslında bağışıklık sistemimize zarar veriyor. Bağışıklık sistemi çökünce enfeksiyon bünyeye hakim oluyor. İnsanın aura sistemini bozuyor bu etki. Organ yetmezliği şeklinde kendini gösterebiliyor. Sepsis olan hastaların yüzde 30-60’ı hastanede ölüyor. Dünyada her üç saniyede bir kişi Sepsis nedeniyle kaybediliyor.
-Sepsis yüksekten düşme, trafik kazası, miyokard enfarktüsü, ağır enfeksiyon, bir grip virüsü, yine basit veya zor bir ameliyat gibi her hangi bir nedenle vücutta ciddi bir stres meydana getiren olaylar sonrasında da gelişebiliyor. Sepsis, en fazla bakteriler, bazen de fungus (mantar) ya da protozoalar (Mikroskopik tek hücreli canlılar) olmak üzere daima enfeksiyon nedeniyle gelişir.
Elektrik ve elektroniğin çevresel kirleticilerin biyolojik hayat üzerinde yıkıcı etkileri üzerine daha çok çalışma yapmaya ihtiyaç var. Unutmamak gerekir ki, her cins, yaş, coğrafyadan insanlar bu tehditle karşı karşıya.
Bağışıklık sistemini etkileyen aşırı stres, travmalar, ameliyatlar, ciddi yanıklar, kemoterapi tedavileri, bağışıklık sistemini bozan diyabet, obezite, kanser ya da steroid gibi ilaç kullanımı olanlar, kalp, solunum, karaciğer, üriner sistem gibi organ sistemlerinde kronik yetmezliği olan kişiler, beslenme yetersizliği mevcut olan bakım hastaları, hastanede yatmakta olan kişiler. Aslında hepimiz bu tehditle karşı karşıyayız.
Şimdi bazı şeyleri yeniden düşünme vaktidir. ‘Elektrosmog’ (çeşitli kablosuz teknoloji)lerle ilişkimizi, temasımızı yeniden gözden geçirme vaktidir.
Selâm ve dua ile.